Yeşil Barış Hareketi Kampanya ve Araştırma Yönetim Asistanı Ergün Bey tarafından yapılan yazılı açıklamada,  2004 yılından beri hız kazanan çarpık yapılaşmanın geldiği durumun endişe verici olduğu belirtilerek, ülkedeki çeşitli çevre sorunlarına dikkat çekildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ülkemizde bu kadar çok alt yapı ve çarpıklık problemi mevcut iken, hükümetin Girne’de daha fazla betonlaşmaya ve çarpıklığa neden olacak bir Emirname değişikliğine gitmek istemesi kabul edilemezdir.

İnsanlarımızın her gün yaşadığı sayısız çevre problemlerini görmezden gelerek birilerinin çıkarları için ülkenin geleceği kaosa sürüklemek kabul edilemezdir. Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına zarar verecek her türlü yanlış adımlardan kaçınılması bir yana, yapılmak istenilen değişiklikler, hem biçim olarak, hem de sonuç olarak ürküntü vericidir.”

Ülkedeki çevre sorunları özetle şöyle sıralandı:

“Adanın doğusundan batısına şehirler ve bölgeler sahip oldukları has imajlarını, doğal ve tarihi özelliklerini hızla kaybetmektedirler. İlçelerimiz, sürdürülebilir kalkınma ilkelerine tamamen zıt bir gelişmeye doğru gitmektedir. Yapılan bu yanlış faaliyetler çevreye ve ülkemizin mevcut turizm potansiyeline zarar vermektedir; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin neredeyse tüm kesimlerinde düzgün bir kanalizasyon sistemi yoktur. Bu nedenle, lağım kokuları kimi yerleşim yerlerini yaşanmaz bir hale getirmiş durumdadır;

Yeşil alanlarımız git gide daralmakta, yüksek katlı binalar yüzünden şehirlerimizdeki hava akımları engellenmekte, kentler fazladan ısınmakta,  trafik sorunu da gün geçtikçe kötüye gitmektedir. Yeşil alanların azlığı ve dere yataklarına yapılan müdahaleler yüzünden yer altı suları beslenememekte ve şehirlerimizde her yağan yağmur sel riski oluşturmaktadır. 

Sağlıklı bir katı atık yönetimi yok. Katı atıklarımız hala daha geri dönüştürülmemekte ve yasadışı yüze yakın çöplüklerde geri kalmış yöntemlerle biriktirilmektedir. Yerli üretim için çok önemli olan verimli tarım arazilerimiz her geçen gün daha fazla betonlaşmaktadır. Enerji santrallerinin bacalarında hala daha sağlıklı şekilde çalışan bir filtre yoktur. Bundan dolayı insanlar ve doğa olumsuz şekilde etkilenmeye devam etmektedir;  Taş ocakları konusunda bölge halklarının ve sivil toplum örgütlerinin yıllardır beklediği bir politika geliştirilememiş, bunu için gerekli adımlar halen atılmamıştır. “

Editör: TE Bilisim