"Kıbrıs'ta çözüm sürecinin sekteye uğramasının ardından yapılan açıklamayı üzülerek dinledim. Sevgili Barış Burcu, bu ülkede barışı benden ve Başkan'dan daha çok isteyen yok diyerek aslında sonucu, çözümsüzlük yönünde meşrulaştırmaya çalışarak talihsiz bir açıklama yaptı. Bir süre önceye kadar "yapıcı bir müzakere süreci" söz konusu iken, "eşi benzeri görülmemiş ilerleme durumu mevcutken" aniden ne oldu da maksimalizmden bahsedilir olundu ?
Dönüşümlü Başkanlığı bile 5'li Konferansa bağladılar diye serzenişte bulunurken, Kıbrıslı Türkler için olmazsa olmaz ilan edilen bir konunun, toprak ve geriye dönecek insanlar konusunda rahatlatılmayan Kıbrıslı Rumlar liderliği tarafından çantada keklik olarak hediye mi edileceğini düşünüyordunuz? Elbette her iki tarafında olmazsa olmazları ve toplumsal beklentileri vardır. İki evet nasıl çıkacaktı ? Siz herşeyi 5'li konferansa atarsanız, onlar da buna karşı tavır alır.
Bir hafta önce, büyük zafer kazanmışcasına adaya dönen heyetimize, Tsipras üzerinden blokaj konmasına hiç şaşırmadım. Zaten Anastasiades, 2. Mont Pelerin görüşmelerine başlarken, Kıbrıslı Türkler bizi sıkıştırdı şeklinde bir gönderme de yapmadı mı? Demek ki kırk yıldır, üstünlük kurma üzerinden yürütülen yöntemle bir sonuç elde edilemez. 5'li konferansa bu denli ağır yük yükleyerek, bizi bile bunaltan korkunç bir 2016 baskısı yaratarak, 5'li konferansta olabilecek "olumsuz" gelişmeler konusunda çok ciddi kaygı duyan karşınızdaki tarafı anlamadınız, ne yazık ki ! Çok haklı bulduğum bir an önce çözüm hedefinize dönük baskınız karşı tarafı korkuttu. Bu kadar açık.
Mutlaka onların da sizi anlamadığı, ciddi yanlışlar yaptığı, tavırlar aldığı konular olmuştur.
Endişeler, korkular, güç gösterilerinin yarattığı tahribatlar, özel toplantılardaki tehditler vd. sizlerin yazılı yaptığı yol haritalarından çok daha bağlayıcı ve insanidir. Bunu unuttunuz !
New York zirvesinde beklenen sonucun çıkmamasının ardında yatan nedenleri de ciddiyetle düşünmeniz lazımdı. Bu nedenlerin, Kıbrıslı Rumlar açısından önemini...Şimdi neyin pazarlığını yapıyorsunuz da başaramadınız, 5 bin 10 bin kişinin dönüşünü mü? Ve bu mu maksimalist tavır ?
Bundan dolayı mı masayı yıktınız ? Masayı yıkan tekrar düzeltmesini de bilmeli. Kıbrıslı Türklere, gençlere verdiğiniz sözler var... Bu sözleri yerine getirmek üzere bu görevi sürdürüyorsunuz...
Göreviniz bitmedi ! Bu toplumsal bir meseledir. Sıcağı sıcağına hamle yapma yoluna giriniz. Kıbrıslı Türkleri, Ortadoğu girdabına sokmaya kimsenin hakkı yoktur. Ve gerekçeleriniz bizim için geçerli değil.
Not: Bu değerlendirme üzerine kimseden Kıbrıslı Rum tarafını neden eleştirmiyorsun eleştirisi almak istemiyorum. Aynı ölçüde onları eleştirmesini bilirim. Ancak demokratik irademi yansıtan tarafın bize karşı olan sorumluluğu üzerinden elbette, çuvaldızı önce kendimize batıracağız..."
Editör: TE Bilisim