Bir kampanya daha başladı. Benim tavrım belli. Yapılacak olan seçimde ne bir lider, ne bir görüşmeci ne de bir cumhurbaşkanı seçimi durumu yoktur. Burası uluslararası alanda “TC’nin yerel alt yönetimi” olarak tanımlanmıyor mu? O zaman seçilecek olan da TC’nin buradaki yönetici- temsilcisi olacaktır. Biz böyle bir seçime HAYIR diyoruz, ve katılmıyoruz ve halkınıza da katılmayarak tepkisini göstermesi çağrısı yapıyoruz.

Kampanya süresince seçimle ilgili düşüncelerimizi halkımızla paylaşmak amacındayız. Bunu yaparken de amacımız bir kez daha Rejimi teşhir etmek, ülke gerçeklerini bir kez daha gündeme getirmektir.

Ancak, dün bir televizyon kanalında, hem liseden hem de üniversiteden sınıf arkadaşım sevgili Mustafa, benim de içinde olduğum TKP’den yıllar önce atılanlar ve ayrılanlar için “sol gevezelik yapıyorlardı” sözcüklerini kullandı. Ben kendisinden, “ fikir ayrılığına düştük ve atıldılar veya ayrıldılar” demesini beklerdim. Bu durumda, ben ve arkadaşlarımın bu sözleri kabullenmemiz mümkün değildir. Biz, TKP’de sol gevezelik değil, sol değerleri savunduk. Partiden atılan ve uzaklaştırılan büyük çoğunluğu, varlıkları “Bağımsız Kıbrıs, bütün halklar kardeştir” sloganı ile özdeşleşen, partinin yıllarca yükünü taşıyan en dinamik gençlik hareketi olan Halk-Der li arkadaşlar sol gevezelik mi yapıyordu? Nasıl bir sol gevezelikti bu ki kurşunlandık, bombalandık. Nasıl bir sol gevezelik yapıyorduk ki, “bu memleket bizim, talimatla yönetilmeye hayır” sloganımız, süreç içinde toplumun malı oldu, Annan planı öncesi kurulan platforumların ismi oldu. Nasıl sol gevezelikti yaptıklarımız ki, buradaki Rejimin ve TC asker –sivil yönetimlerinin hedefi olduk?

Biz sol gevezelik değil sol değerlerin korunmasını, yaşatılmasını savunduk ve savunuyoruz. Bu çerçevede,

-TC’nin asker-sivil Yönetimlerinin her türlü müdahalelerine karşı çıkıyorduk,

- TC’nin uluslararası andlaşmalara aykırı Kıbrıs’ın kuzeyine nüfus taşımasına, yasa dışı vatandaşlık dağıtmasına karşı çıkıyorduk, Bu gidişle Kıbrıslıların yok edileceğini söylüyorduk,

-Denktaş ve Yönetimini eleştiriyorduk,

- İsmet Kotak ve takımının partiye alınmasına karşı çıkıyorduk

-Kıbrıs’ın ve Kıbrıslıların yeniden birleştirilmesini savunuyorduk.

Bu ve benzeri ülke gerçeklerini savunduk. Sol değerleri savunduk, sol gevezelik yapmadık. Ondan dolayıdır ki, söylediklerimiz, yıllar önce yaptığımız tespitler birer birer gerçekleşti. Toplum savunduklarımızı sahiplendi. Rejime yönelik açık ve net tavrımız ülkede konuşulması tabu pek çok şeyin yıkılmasını sağladı.

Biz ülke gerçeklerini konuşmaya, sol değerleri savunmaya devam edeceğiz.

 
Editör: TE Bilisim