HK AJANS

Meclis eski başkanı ve eski milletvekili Sibel Siber, ekonomik kriz ve hükümetin tavrını HK Ajans'a değerlendirdi

Meclis eski başkanı ve eski milletvekili Sibel Siber, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın halka sürekli dayanışma çağrısı yaptığını ifade ederek “Sayın Cumhurbaşkanı ekonomik kriz için toplumsal dayanışmadan söz ediyor ve Rum tarafını örnek gösteriyor. Halkın birikimlerinden kesinti diyor, Rum tarafında mevduatlardan kesinti yapıldığını söylüyor, bunlar bizde de yapılsın anlamında mı söylüyor yoksa oradaki dayanışmayı mı  örnek gösteriyor? Bilmiyorum. Ama dikkatinizi çekerim halktan fedakarlık bekleyen sayın Cumhurbaşkanı kendisi ne yapıyor?” ifadelerini kullanarak Akıncı’ya eleştiri yöneltti.

Siber, halkın siyasi erke karşı bir güvensizliğinin de olduğunu ifade ederek geçmiş dönemlerde başlayan bu güvensizliğin halen daha devam ettiğini belirtti.

Haber Kıbrıs, Meclis eski başkanı ve eski milletvekili Sibel Siber ile geniş bir mülakat gerçekleştirdi. İşte bu mülakatın ilk bölümü:

Soru: Ekonomik krizle yüz yüzeyiz. Halktan fedakarlık bekleniyor. Sizce toplumsal dayanışma ruhu öldü mü?

Siber: Devlet yönetimine özellikle siyasi erke vatandaşın duyduğu güvensizlik, toplumsal dayanışma ruhunu zedeliyor. Fedakarlık güven ister. Sizden fedakarlık yapmanızı talep edenlere güvenmiyorsanız, fedakarlık yapmaktan kaçınırsınız. ‘Niçin onlar değil de ben? Niçin hep benden bekleniyor?’ sorusunu sorarsınız.

Sosyal medyaya baktığınız zaman da devlet yönetimine karşı, geçmişten bugüne yerleşmiş olan derin güvensizliği ve öfkeyi görürsünüz. Bunun nedenleriyle yüzleşmeden ve  bu duruma gelinmesinde geçmişten günümüze devlet yönetiminin oynadığı rol sorgulanmadan halk için “dayanışma ruhu öldü” denemez.  

Halkta yaratılan bu güvensizliğin başında kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesi oldu. Kamuya gelir sağlayacak olan birçok kaynak eşe, dosta, partiliye, akrabaya, zümrelere kıyak olarak dağıtıldı ve devam ediliyor. Seçim kazanmak için kamu kaynaklarının dağıtılması gerektiğine inanmış birçok siyasetçi bunu bir hak olarak gördü, yararlanan da hakkı olduğuna inandırıldı. Eleştirenler ise iktidarda gelince  “Geçmişte de yapıldıydı” sözünün arkasına sığınarak buna devam etti. “Toplumsal dayanışma ruhumuz öldü mü?” Bu sorunun yanıtı, bilimsel olarak araştırılırsa altından çok şey çıkacağına eminim.

Soru: Bu güvensizliğin altında yatan esas neden ne?

Siber: Bugün şikayet ettiğimiz bozuk yapının tohumları geçmişten günümüze devleti yönetenler tarafından ekildi, sulandı ve köklendi, dallanarak budaklandı; hepimizi sarmalına aldı. İktidara gelenlerin bunu sökmesi ve yerine verimli bir yapının tohumlarını ekmesi gerekiyordu. Bu yönde de çok sözler verildi ama hiçbir iktidar cesaret edemedi; kolay yol seçildi “bir öncekiler sökmedi, kurutmadı ve madem işler yürüdü, biz de kolayı seçelim;  kurutmak yerine sulayalım” dendi ve iyice kökleşen bu yapıyla bugünlere gelindi. Şimdi bu yapıyı kökünden sökmek çok daha zor.

Şimdi halkımız bu krizde siyasilere bakıyor ve  sorguluyor. Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanı ekonomik kriz için toplumsal dayanışmadan söz ediyor ve Rum tarafını örnek gösteriyor. Halkın birikimlerinden kesinti diyor, Rum tarafında mevduatlardan kesinti yapıldığını söylüyor, bunlar bizde de yapılsın anlamında mı söylüyor yoksa oradaki dayanışmayı mı  örnek gösteriyor? Bilmiyorum. Ama dikkatinizi çekerim halktan fedakarlık bekleyen sayın Cumhurbaşkanı kendisi ne yapıyor?

Örneğin bu kadar eleştirilen, üstelik kendisi tarafından da geçmişte eleştirilmiş denetime kapalı her ay 100.000 TL’nin üstündeki ödeneği, Cumhurbaşkanımızdan artık kullanmayacağına dair bir açıklama geldi mi? Hayır. Halkın bunu duyması gerekirdi halbuki. Yine, bütçeden her ay siyasi partilere toplamda 700.000 TL ödeniyor. Siyasi parti başkanlarının bir süreliğine bu ödeneğin azaltılmasına dair açıklamasını halkımız duymak isterdi doğrusu. “ Toplumsal seferberlik ruhu niçin oluşmadı?” sorusunun yanıtı işte burdadır.

Bunlar belki devlet bütçesinde çok önemli kaynaklar olmayabilir ama dayanışma ruhu bekleniyorsa bunlar önemlidir. Özellikle siyasetçilere güven duyulmayan bir ortamda halkın kendi yöneticilerinden duymak istediği, görmek istediği olumlu mesajlara ve davranışlara ihtiyaç vardır.

Fotoğraflar Bahadır Ayna

Editör: TE Bilisim