Yeni Düzen yazarı Sami Özuslu yazdı;


CTP ile DP arasındaki koalisyon görüşmelerinin geldiği nokta büyük oranda Serdar Denktaş’ın manevralarının eseridir.
İki parti arasında patlak veren krizin sadece ve sadece ‘koltuk paylaşımı’ ile sınırlı olması kamuoyu tarafından hoş karşılanmadı.
Açıklanan uzlaşı noktalarına bakınca, gerçekten de ‘yazık’ demek geliyor insanın içinden…
Siz iki parti olarak oturacak ve tepeden tırnağa değişim, reform öngören bir uzlaşıya varacaksınız, Anayasa’nın geçici 10’uncu maddesini değiştirmek dahil çeşitli ileri adımlarda mutabık olacaksınız, ama sonunda birkaç daire yüzünden kriz çıkaracaksınız!
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş CTP’ye gidecek ve “Maliye veya İçişleri’nden biri bizim olmazsa koalisyonda yokuz” deyip kestirip atacak!
Kestirip attıktan sonra ‘aracılar’ koyup ‘yeni öneriler’ sunacak ve bir çuval inciri tutup denize dökecek!
‘Yeni öneri’ diyerek, Başbakanlık’ın ve İçişleri’nin içini boşaltacak, CTP’ye de “Al, geri kalan senin olsun” diyecek!
İlla krize oynayacak, karşısında oturanları ‘müstakbel ortaklar’ değil, ‘yütülmesi gereken rakipler’ olarak görecek.
Serdar Denktaş’ın bu tür tavırları CTP’de artık kredisini yitirmiş gibi görünüyor.
En ılımlısı bile “Bu kadarı da fazla” demeye başladı.
**
CTP’de Serdar Denktaş’ın bu tür oyunlarına karşı filizlenen tepki temelsiz değil.
Zira iki parti son 20 yılda birkaç defa koalisyon kurdu ve bu ortaklıklarda yaşananlar, paylaşım ilkeleri, bakanlık dağılımları herkesin hafızasında capcanlı duruyor.
Serdar Denktaş ‘unutmuş’ gibi yapsa da, arşivler ve hafızalar bazı gerçekleri gözler önüne seriyor.
Mesela 1994’te kurulan DP-CTP koalisyonunda dağılım nasıldı?
Hatırlayalım…
1993 Aralık ayında ‘tek başına iktidar’ olmasına rağmen UBP erken seçime zorlanmıştı. Seçimden sonra UBP ve DP arasında çok az bir oy farkı olmasına rağmen seçmenin iradesi ‘UBP’siz hükümet’i işaret ediyordu.
Nitekim daha seçim gecesi Hakkı Atun ve Özker Özgür bu iradeye uygun açıklamalar yapmışlar, ‘ortaklık nikahı’nı erken erken kıymışlardı.
**
DP’nin 15, CTP’nin 13 milletvekili vardı. Neredeyse eşit! Bunun sonucu olarak bakanlık sayısı 5’e 5 paylaşılmıştı.
‘Büyük ortak’ durumundaki DP Başbakanlığı, ‘küçük ortak’ CTP ise Turizmin de bağlı olduğu Başbakan Yardımcılığını almıştı.
Koalisyon pazarlıklarında DP’nin ‘elletmediği’ bakanlıklar hangileriydi peki?
Serdar Denktaş unutmuş olabilir, ama o bakanlıklar şunlardı: Maliye, İçişleri ve Dışişleri!..
Hatta o dönemde “Bu üç bakanlığa sol partilerden bakan atanamaz” gibi bir laf da dolandırılıyordu.
Öyle ya… Bu devlet sadece ‘sağ partilerin’ değil miydi?
Solun buralara girmesi bile imkansızdı!
Zaten 2004’e kadar da ne Maliye’yi ne İçişleri’ni sol partiler alamadı!
2004 sonrası sadece bu iki bakanlık değil, Başbakanlık ve ardından Cumhurbaşkanlığı da sol ile tanışma imkanı buldu.
2004’te kurulan CTP-DP koalisyonunda bu sefer DP ne İçişleri’ne, ne de Maliye’ye talip olabildi.
Dolayısıyla ‘büyük ortak’ın hem Maliye’yi, hem de İçişleri’ni alması bir tür gelenek oldu.
Milletvekili sayısı bakımından ‘büyük-‘küçük’ ayırımı yapılmaksızın üstelik!..
**
Serdar Denktaş partisinin içinde bile çok fazla kabul görmeyen zigzag hareketleri, geçmişten ve gerçeklerden kopuk istekleri ile puan yitirmeye devam ediyor.
Geçen hafta izlediği strateji ile CTP’yi UBP’yle de görüşmeye oturtup, bir sonraki adımda ‘daha zayıf’ halde yeniden kapısını çalmaya zorlamak istedi.
CTP bu oyunu fark etti ve şeffaf biçimde uzlaşılan reform nitelikli ilkeleri kamuoyuyla paylaştı. Uzlaşılamayan noktayı da duyurdu.
Görevi iade dahil her seçeneği açık bırakan CTP Serdar Denktaş’a “Buyur sen düşün, hafta sonu gaileyi sen çek” dedi.
Zaten Serdar Denktaş CTP’deki basın toplantısından iki saat sonra ‘yeni girişimler’den söz etmeye başladı. Bunların ne olduğu açıklanmadı, ancak bugün akşama kadar muhtemelen kokusu çıkacak.
Eğer DP bugünü kaçırırsa değil bu dönemde, muhtemelen önümüzdeki 5 yıl içinde CTP’li bir koalisyonda kendisine yer bulamayacak.
Zira Serdar Denktaş oynadığı oyunlarla CTP’lileri gerçekten bıktırdı, usandırdı.
(YENİ DÜZEN) 
Editör: TE Bilisim