ERHÜRMAN

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın daveti üzerine Ekim’e ertelenen cumhurbaşkanlığı seçiminin daha yakın bir tarihe çekilmesi konusunda görüşme gerçekleştirdiklerini ve kendilerinin temmuzdaki açılımdan dolayı bu öneriyi sağlık açısından uygun bulmadıklarını söyledi.

1 Temmuz’da açılım kararının gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüklerini kaydeden Erhürman, dışarıya açılmanın sıfır vaka noktasından, yeni normal diye tanımlanan döneme geçiş anlamına geleceğini ve bu dönemin de vakalı bir dönem olacağının bilindiğini söyledi.

Tufan Erhürman, “En kötü senaryo açıldıktan sonra tekrar kapanma riskiyle karşı karşıya kalmaktır” dedi.

Erhürman, bu dönemin, Ağustos ayında yapılması öngörülen seçimin propaganda dönemi olacağı anlamına geleceğine işaret ederek, doğal olarak da sosyal mesafeye ve diğer hassasiyetlere de fazla uyulmayacağından, seçimlere ilişkin öneriyi sağlık açısından uygun bulmadıklarını söyledi.

Düşüncelerini daha önce de Cumhurbaşkanı’na ilettiklerini kaydeden Erhürman, bu değişikliğin sağlık açısından olduğu kadar, ekonomik açıdan da doğru olmadığını belirtti.

Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın Ekim ve Kasım ayında ikinci bir dalgadan söz ettiğini ancak birinci dalga henüz bitmediğinden ikinci dalgayla ilgili öngörü yapılamayacağını kaydederek, bir süre daha dalgalanmalar yaşanacağının aşikar olduğunu söyledi.

Hükümetin bu konuda yaptığı hazırlıkların da hiçbir şekilde yeterli olmadığını ifade eden Erhürman, “Hala pandemi hastanesi yoktur. Sağlık çalışanlarının sıkıntıları devam ediyor. Dolayısıyla biz bu dönemde hassasiyet göstermeliyiz. Bu nedenle seçim tarihini öne çekmeyi doğru bulmadığımızı aktardım” dedi.

Erhürman, kabine değişikliğiyle ilgili bugün yaşananları da görmezden gelemeyecekleri, ibretlik şeyler olduğunu belirterek, “Daha fazlası olamaz dediğimiz her noktada, bu kadarı da artık pes dediğimiz konularla karşı karşıya kalıyoruz” dedi.

Bunların teamüller ve demokrasi açısından sıkıntı olduğunu kaydeden Erhürman, Başbakan ve yardımcısına, atama yapmadan Başsavcı’nın görüşünü alabilecekken almadıkları eleştirisinde bulunarak, günlerdir süregelen her şeyin bugün de devam ettiğini belirtti.

Erhürman, meselenin bakanlardan birinin görevden alınması olmadığını söyleyerek, “yaşanan süreçte bakanlar kurulu onayı olmaksızın ülkeye giriş yapıldı, uçağa iniş izni verildi, gümrük denetimi yapılmaksızın giriş yapıldı, karantina koşullarının dışına çıkıldığı da bakanların mecliste yaptığı konuşmalarla sabit. Dolayısıyla konu, 1 bakanın değil, hükümetin meselesidir” dedi.

Erhürman, konunun ele alınmaya çalışılan şeklinin doğru olmadığını, bu süreçte kimin ne yaptığı, hangi hatanın kimin olduğunun açıklanması gerektiğini belirterek, muhalefet partisi olarak bu konuda ısrarcı olacaklarını vurguladı.

Tüm bu yapılanların, 1 Temmuz’dan sonra daha çok ihtiyaç duyulacak ülke yönetimine güveni daha da zedelediğini belirten Erhürman, “Bu nedenledir ki sürekli maske takılması, sosyal mesafenin korunması ve hijyene dikkat edilmesi çağrımı sürekli tekrarlıyorum” dedi.

SENİN

HP Genel Başkanı Yenal Senin de, Cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihini öne çekme konusunda parti başkanlarıyla görüştüklerini belirtti.

Senin, parti olarak, bir takım açılımlara gidileceğinden tedbirin elden bırakılmaması çağrısı yaptıkları temmuz ayının, ağustosta yapılacak olası seçimin propaganda ayı olacağından, tarih değişikliğinin sağlık açısından büyük risk taşıyacağını belirtti.

Ülkenin gündeminin şu an seçim olmadığını kaydeden Senin, gerek sağlık, gerek ekonomik tedbirlerin yanısıra 2. ekonomik paketin açıklanmak üzere olduğunu bugünlerde ülkenin seçim değil, geçim derdinde olduğunu belirterek, daha önce mutabık kalınan tarihten şaşılmaması gerektiği görüşünde olduklarını kaydetti.

Senin, partilerin çoğunun da seçimin önceden kararlaştırılan şekilde 11 Ekim’de yapılması görüşünde olduğunu söyledi.

Başbakan Tatar’ın kabineyi Cumhurbaşkanına sunmasına da değinen Senin, “Koalisyonda olmanın birtakım sorumlulukları var. Ülke gündemini meşgul eden bir takım hadiseler meydana geldi. Bu bağlamda sorumluluğumuzun bilincinde, toplumun tepkisini çeken bir konuda Başbakan da adım atmış ve kabinede revizyona gitmiştir. Ülkeye hayırlı olmasını temenni ederim” dedi.  

ÖZYİĞİT

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın davetiyle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erkene alınması gündemiyle toplantı yaptıklarını söyledi. Özyiğit, Mart ayında pandeminin başlamasıyla hükümetten gelen bir öneriyle toplantı yaparak, Cumhurbaşkanlığı seçimini 6 ay ertelediklerini hatırlattı.

Özyiğit, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, DSÖ verilerini de göz önüne alarak, ülkeye sonbaharda 2. dalganın gelebileceği düşüncesiyle seçimi bir an önce yapmayı önerdiğini aktardı. Özyiğit, “Cumhurbaşkanı o kadar duyarlı ki, tüm parti başkanları kendisine Kamu Hizmeti Komisyonu’ndaki boşluğa atama çağrısı yapmasına rağmen, kendisi hukukçulara başvurarak seçim öncesi böyle bir istenci olmadığını ortaya koydu ve geçen hafta meclisten yasa geçirdik” dedi.

Kendilerinin de bilimsel olarak 1 Temmuz’daki açılımdan endişe duyduklarını çünkü hükümetin mehter takımı gibi davranıp, bir ileri adım atıp, yaşananların ardından 2 adım geriye gittiğini söyleyen Özyiğit, geçtiğimiz günlerde yaşanan skandalın da bu hükümetin artık güven vermemesini perçinlediğini savundu.

Hükümetin kendi koyduğu karantina kurallarına bile uymadığını belirten Özyiğit, “Ülkeye birileri gelecekmiş. Olabilir. Kurallar bellidir. Kendi koydukları kuralları kendileri çiğneyerek büyük bir skandal yarattılar” dedi.

Özyiğit, gelen kişilerin gümrüğe tabi tutulmadığını, itfaiye kapısından ülkeye alındıklarını,  çantalarında ne olduğunu bile bilmediklerini, dünyada böyle bir uygulama olamayacağını söyleyerek, “Böyle bir skandala sebep olanlar 1 dakika bile o yerlerde olmamalıdırlar” ifadesini kullandı.

Cemal Özyiğit, “Bakanlar Kurulu kararı yok. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı görevini yapmadı. İçişleri Bakanlığı muhaceret uygulamasını yapmadı. Maliye Bakanlığı gümrük denetimini yapmadı. Turizm Bakanlığı’nın alakası olduğu belli ancak sadece o bakanın kellesi alınarak zevahiri kurtarmaya çalıştı birileri. Bu doğru bir yaklaşım değildir” şeklinde konuştu.

Sağlık Bakanı’na meclis kürsüsünden 2 günlük karantina mı olur diye sorduklarında, halkın sağlığının tehlikeye atılmadığı cevabını aldıklarına işaret eden Özyiğit, “Bu kişiler otelden çıkmadılarsa, neyi görmeye geldiler? Çıktılarsa, kimlerle temas ettiler? PCR testleri mi vardı?’ şeklindeki sorularına cevap bulamadığını söyledi.

Özyiğit, bu sebeplerle hükümete güvenleri olmadığını ve 1 Temmuz’dan itibaren ülkeye gelişlerin yeterince kontrol edilip denetlenebileceğine de inanamadıklarını vurguladı.

Kabine değişikliğiyle ilgili gelişmelere de değinen Özyiğit, “Hükümetin küçük ortağına da sormak lazım. Siz bu listeyi görmeden mi onay verdiniz? Sizin de oyunuzla dokunulmazlığı kaldırılan birinin kabinede yer almasına nasıl onay verirsiniz? Bunun olmayacağını bilemez misiniz?” dedi.

“Ünal Üstel günah keçisi ilan edildi. O gitti, başkası geldi. Yorgan gitti, kavga bitti. Hayır olmaz. Hepsi suçludur. Bu hükümet bir an önce gitmelidir” diyen Özyiğit, kimsenin bu halkın geleceği ve sağlığıyla oynama hakkı olmadığını söyledi.

Özyiğit, burada ortaya konan görüşleri Salı gecesi parti meclisinde değerlendirerek, sonrasında kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.

ARIKLI

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı da, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 16 Ağustos’ta yapılıp yapılamayacağını konuştuklarını ve mutabakata varılamadığını söyledi.

YDP olarak uzun süredir, seçimin ekimde değil de, çok daha erkene alınması gerektiği konusunda defalarca çağrıda bulunduklarını hatırlatan Arıklı, 2. dalganın gelmesi halinde ekimdeki seçimin de ertelenmek zorunda kalınabileceğine işaret ederek, Cumhurbaşkanının çağrısının kendi önerileriyle uyuştuğunu belirtti.

Meclis’in bu konuda herhangi bir karar alma yetkisi olmadığını çünkü Anayasa’yı yorumlama yetkisinin sadece Anayasa Mahkemesi’ne ait olduğunu söyleyen Arıklı, geçmişte mecburiyetten alınan bir kararı ikinci kez gündeme getirip, meclisin yeniden karar almasını beklemenin doğru olmadığını savundu.

Cumhurbaşkanının gerçekten seçimlerin daha erkene alınmasını istiyorsa, istifasını vererek, 45 gün içerisinde seçim yapılabileceğini hatırlattığını söyleyen Arıklı, “Biz YDP olarak seçimin bir an önce yapılması konusunda kararlıyız ”dedi.

UBP’nin vizyonu, misyonu 1 kelle daha vererek zedelenmiş, darbe yemiştir. HP’ye sormak lazım. Önce Çaluda, arkasından Özgürgün, şimdi de Üstel. Sırada kim var?” diyen Arıklı, 1 kelle vererek ortadaki cenazeyi kaldırmanın mümkün olmadığını, ortada silsileyle işlenmiş bir suç olduğunu ve Üstel’i görevden alarak ortadaki suçun örtbas edilemeyeceğini dile getirdi.

Bu suçu tüm bakanlar kurulunun işlediğini, dolayısıyla sorumluluğun da tümünde olduğunu savunan Arıklı, “Gelenler herhangi bir kayıt, kontrol olmadan girip çıkmışlar. İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı suçludur. Bu konu 1 kelleyle unutulmaz. Biz de unutmayız, kamuoyu da unutmaz” dedi.

ATAOĞLU

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ise, Cumhurbaşkanı’nın davetiyle Cumhurbaşkanlığı seçimi daha erken bir tarihe nasıl alınır konusunu görüştüklerini belirterek, kendilerinin önceden de, pandeminin yaratacağı sağlık ve ekonomik sıkıntıları öngörerek seçimin 1 yıl ertelenmesini önerdiklerini ancak görüşmeler sonucunda 6 ayda karar aldıklarını hatırlattı.

Pandemi döneminde kimsenin bir de seçim gailesi çekmesini doğru bulmadıklarını, sıkıntıların çözümlenmesi yönünde adım atmak gerektiğine inandıklarını dile getiren Ataoğlu, 2 dalga gelirse nasıl seçim yapacaklarını görüştüklerini ve bilimsel bilgiler aldıklarını söyledi.

Ataoğlu, kendilerinin ilk günden beri çoğunluğun yanında duracaklarını belirttiklerini ve yine çıkan tarihi reddetmeyeceklerini vurguladı

Haber: Arzu Köprülü

Editör: TE Bilisim