Yıllar önce TAK yönetim Kurulu olarak dönemin Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi’ne gidip biraz da dilencilik yapıp köhne binadan kurtulmak için destek istemiştik…

Kabul gördü de!

Önce arazi belirlendi sonra inşaat hızla başlatıldı…

Yönetim kurulu üyeleri olarak heyecan içinde sık sık binaya gider çalışmaları yerinde incelerdik!

Devletin resmi haber ajansı artık o eski ve her adım attığınızda altından gıcırtılar gelen binadan kurtulacak yeni ve çağdaş bir binaya kavuşacaktı…

Temel atıldı, karkas bitti!

Sonra da iş bitmeden yapı paydos oldu…

Yeni gelen yine o dönemin büyükelçisi bu projeyi onaylamadı haliyle bina atıl durumda kaldı!

Sonra yakın süreçte YÖDAK’a verilecek denildi…

O proje de yürümedi!

Sonra yanan Devlet Laboratuarı, bina tamamlanıp buraya taşınacak dediler…

TAK’a verilmemesine rağmen ona da sevindik!

Çünkü bina yandı ama…

Böyle önemli ve tamamen sağlıkla ilgili bir kurum Veteriner Dairesi’nin iki odasına hapsedilmişti!

Öyle ya da böyle doğru bir karardı bu ve bakanlık yetkilileri binanın tamamlanıp 2019 yılının sonunda burasının Devlet Laboratuarı olarak kullanılacağını söyledi, mutlu olduk…

Şeytan dürtmüş olmalı ki dün öğlen gidelim binanın son durumunu bir görelim dedik…

Gittik de!

Ama gitmez olaydık…

İçimizden bir şeyler koptu gitti sanki!

Binanın içini de gezdik…

Belli ki birileri bu binayı kullanıyor!

Tinerciler…

Ayaşlar!

Yatacak yer bulamayanlar…

Mangal yakmak isteyenler!

Cinsel ihtiyaçlarını karşılamak isteyenler!

Çünkü gördüğümüz tablo bunları işaret ediyordu…

Binanın içi içler acısı!

Dışı daha da kötü, atıkların döküldüğü, çevre katliamının yaşandığı sanki de kurtarılmış bir bölge…

Sevgili okurlar…

Şu sıralar göz göre göre zehirleniyoruz ve gıda analizleri yapılmıyor!

Hatırladığım kadarıyla şimdiye dek tek bir kez analiz edilen ürünlerde limit üstü kalıntı çıkmadı ama diğerlerinde bir çok üründe limitlerin çok üstünde kalıntıya rastlandı bunlar da zaten basında yayınlandı…

Zaten artık ne yiyeceğimizi şaşırmıştık!

Şimdi analizler yapılmayınca olay daha da korkunç hale geldi…

Yesen vay!

Yemesen yine vay…

Boğaz bugünde üç öğün yemek ister ama ne yiyeceksin de zehirlenmekten, kanser olmaktan kurtulacaksın!

Dairede ana kart yanmış Türkiye’den bekleniyormuş…

Gelsinmiş de analizler yeniden yapılmaya başlansın!

Hem de sağlık gibi bir konuda nasıl bir devlet ciddiyetidir ki bu…

Devlet derken şu anki hükümeti değil tüm hükümet edenleri aynı torbaya koyuyorum!

İnsan sağlına bizde bu kadar mı önem veriliyor yani…

Lütfen gitsinler Onkoloji Hastanesi’nde yatanları, tedavi olanları görsünler!

Kesin bir rakam olmasa da ülkede 5 binin üzerinde kanser hastası var…

Bilinmeyenler ona keza artık!

Diyeceğimiz şudur;

Yıllar önce milyonlar harcanan bu atıl binanın 2019 yılının sonuna kadar Devlet Laboratuarı olarak kullanılmasına belki olanak yok ama…

Eğer burada bir devlet varsa ve o devletin de yöneticileri siyaset için değil de halk için o görevlerde bulunuyorlarsa bu bina hiç gecikmeden bitirilmelidir…

Hem de son model çağdaş makinelerle bezenerek!

Buraya uzmanlar istihdam edilerek…

Bebekler, gencecik insanlar, vatandaş kanserden kırılıyor bu ülkede ama biz hala elde hayır bulunan binanın yapılmasına bile başlayamıyoruz…

Ana kart yanıyor, analizler yapılmıyor!

Kanserin ya da diğer hastalıkların önünü açmak için sanki de devlet olarak büyük çaba sarf ediyoruz…

Yazık ediyoruz!

İnsan sağlığı bu kadar ucuz olmamalıdır…

Bakan Besim’den ricamızdır;

Geçmişte kim ne yapmış ya da yapmamış artık hiç önemli değil, devletin tüm olanaklarını bu binanın bitirilmesi için kullanılmasını sağlamak için seferberlik başlatsın…

Bu herkesin boynunu borcudur!

TAK için yapılan bina 10 seneden fazladır karkas olarak duruyor.

Bina için şimdiye kadar 2 Milyon TL’nin üzerinde para harcandı.

Devlet bu binaya ilgisiz ama binayı kullananlar da yok değil.

Binanın içi tamamen mikrop yuvasına dönmüş durumda.

İlgisizlik sadece binaya değil çevresine de yansımış küçük bir çöplük haline gelmiş.