Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Mont Pelerin’de kendilerini çıkmaza götürenin, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin iki temel unsuru olan dönüşümlü başkanlığa ve kararlara Kıbrıs Türk toplumunun temsilcilerinin de etkin katılımını sağlamayı öngören hususlara henüz evet demeden, güvenlik ve garantiler bağlamında Kıbrıslı Türklerin kendilerini güvende hissedeceği düzenlemelere henüz ulaşmadan Rum tarafının toprak başlığını nerdeyse her şeyiyle en son şekliyle bitirme çabası olduğunu vurguladı.

2014 mutabakatının bütün konuların bir biriyle ilişkili olarak konuşulmasını içerdiğini kaydeden Akıncı, dolayısıyla “5 konuyu bitirelim de uluslararası bir konferansta güvenlik ve garantiler konusu izole bir şekilde ele alınsın” yaklaşımının yanlış olduğunu ve varılan mutabakata da uygun olmadığını belirtti, bunun bir kenara bırakılması gerektiğini kaydetti.

Bu anlayışın terk edilmesi ve bir tarih üzerinde uzlaşmaları gerektiğini ifade eden Akıncı, geride kalan konuları konuşmaya şimdiden başlayabileceklerini kaydetti ve “Yeter ki Aralık ayı içerisinde 5’li konferansın yani paralel masalarda bu konuların konuşulabileceği bir model üzerinde ve tarihleri üzerinde mutabakata varalım” dedi.

Bunlar üzerinde mutabakat sağlanmadan yeniden müzakereler başlarsa olacak olanın belli olduğunu kaydeden Akıncı, “Yıllardır sürgit şekilde sürdürülen sürecin yeniden devam ettiğini görürsünüz, bu da bizi bir yere götürmez” şeklinde konuştu.

Akıncı, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’u kabulünden sonra yaptığı açıklamada, Johnson’la yararlı bir görüşme yaptıklarını kaydetti ve kendisine bugüne kadar gelinen süreç ile Mont Pelerin’de neler olduğunu anlattıklarını kaydetti.

Akıncı, konunun sadece rakamlar arasındaki bir fark olmadığını Johnson’un çok iyi anladığına inandığını dile getirdi.

Akıncı, diğer başlıklar gibi toprak başlığını da ele almak ve bir yere kadar ilerletme hedefiyle gittiklerini ama giderken kesinlikle final haritayı Mont Pelerin’de ortaya çıkaracak bir durumun olmayacağını da bildiklerini kaydetti.

Akıncı şöyle konuştu:

“Mümkün olduğu kadar yakınlaşalım, ortaya harita da çıkarabilirsek çıkaralım, kriterler o şekilde saptansın ki taraflar kendi bakış açılarına göre haritalarını hazırlarlar, günün sonunda 5’li konferansa gittiğimizde yine de biz Kıbrıslıların katılacağı toplantıdan final şekli verilirken güvenlik ve garantilerin de paralel bir masada konuşulması, diğer başlıklarda arta kalan konuların da konuşularak bağlanması esası üzerinden İsviçre’ye gidildiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”

“RUM TARAFI BEKLEDİĞİMİZ ADIMI ATMADI”

Mont Pelerin’deki ilk buluşmada kendilerinin çok ciddi bir açılım yaptığını, toprak yüzdelikleriyle ilgili attıkları adıma Rum tarafının da bir karşılık vermesini beklediklerini anlatan Akıncı, Rum tarafının bekledikleri adımı atamadığını belirtti ve dolayısıyla tıkanıklık yaşandığını söyledi.

Gelinen aşamada 2016 sonu itibarıyla eğer çözüm kararlılığı, politik irade ve iyi niyet varsa bu adımların yine atılabileceğini ifade eden Akıncı, 5’li konferansın tarihinin saptanabileceğini, o güne kadar çalışmaların yapılabileceğini ve 5’li konferansta da bir anlaşmayı artık ana hatlarıyla ortaya çıkarmış olabileceklerini kaydetti.

Akıncı, “2016 sonu itibarıyla bir çözümün bütün ayrıntılarını bağlayacağız diye bir durum söz konusu değil, ana hatlarıyla ortaya çıksın bütün başlıklarda ve toprakta aşağı yukarı ne olacağını bilelim, güvenlik ve garantilerde ne olacağını bilelim, bizim siyasi eşitliğimizle ilgili hala daha askıda olan konular ne olacak bilelim ancak anayasaların, federal yasaların yazılaması, bir takım teknik konular 2017’ye sarkabilir” diye konuştu.

Akıncı, böylelikle 2017’nin ortalarında referandumların yapılabileceğini de belirtti.

Akıncı, bu niyet ve iradeyi Güney’den de görmeleri ve bu yılın sonu gelmeden 5’li bir konferansın tarihinin saptanması halinde hala daha bu imkanın bulunduğunu da ifade etti.

“5’Lİ KONFERANS

5’li konferans derken ne demek istediklerini de anlatan Akıncı, 3 tane garantör ülke bulunduğunu, onları kendi masalarına dahil etme arayışları olmadığını kaydetti.

Akıncı, şunları kaydetti:

“Biz Kıbrıslılar oturalım toprak dahil geriye ne kaldıysa onları konuşalım ama hemen paralel bir masada Türkiye, Yunanistan ve İngiltere güvenlik ve garantiler başlığını konuşsun.”

“CUMHURBAŞKANLIĞINA SEÇİLİRKEN…”

Cumhurbaşkanlığına seçilirken halka kendi neslinin son denemesini yapmakta olduğunun bilinci içerisinde hareket edeceğinin sözünü verdiğini kaydeden Akıncı, gerçekten bunun tarihi bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın yitirilmemesi için elinden geleni yaptığına inandığını kaydetti.

Zaman zaman bu konularda haksız eleştirilere uğradığını belirten Akıncı, bunları sineye çektiğini belirtti ve şöyle konuştu:

“Ancak bunları hem Kıbrıs Türk hem de Rum halkı bilsin ki, bu adada her iki tarafın da haklarını koruyan, her iki tarafın da eşitlik ve özgürlük içinde yaşayabilecekleri federal Kıbrıs’ın kurulmasından başka bir çaba içerisinde değilim. Ancak varılan mutabakatlara uygun hareket edilmesini gözetmek de benim görevimdir. Daha işin başında toprağı ayrıntılı olarak konuşmaya başladığımız ilk toplantıda nihai hedef olarak kendi öngördüklerini cebe koyup, ‘haritada istediğimi ben aldım Allah kerim güvenlik ve garantileri konuşurken sizin siyasi eşitlik meselelerinize de bakarız’ yaklaşımını hiçbir zaman kabul edemezdim ve etmeyeceğim de. Kıbrıslı Türk bir liderin böyle bir şeyin altına imza atması mümkün değil . Maksimalist kelimesini kullanmamızdan dolayı rahatsız olanlar oldu, bu maksimalizm sözcüğünden başka biz sözcükle ifade edilebilseydi o sözcüğü bulur onu kullanırdık. Ama bu anlayış maksimalist bir anlayıştır. Dolayısıyla Johnson’a bütün bu anlayış farklılığını en iyi şekilde izah ettiğimiz, onun da bunu en iyi şekilde anladığı kanaatindeyim.”

Akıncı Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşme tarihinin sorulması üzerine 4 Aralık’ın konuşulduğunu ancak bunun teyit edilmemiş bir tarih olduğunu, fakat görüşmenin gerçekleşecek gibi görüldüğünü belirtti.

Akıncı, bir diğer soru üzerine, 5’li müzakere tarihi açıklanmadıktan sonra müzakere masası kurulsa da bu güne kadar bir sonuç çıkmayacağını, kendilerinin müzakere masasının kurulmasıyla bundan bir sonuç alınmasını istediklerini, kendisinin göreve 5 yıl müzakere etmek için değil sonuç almak için geldiğini söyledi.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin mekik diplomasi içerisinde olduğunu da belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, Eide’nin yapacağı çalışmayı bekleyeceklerini ve daha sonra ne yapılacağının değerlendirileceğini kaydetti.

TRAFİK KAZASI…

Dün yaşanan trafik kasıyla ilgili olarak da, hayatlarını kaybedenlere rahmet, ailelerine başsağlığı dileklerini ileten Akıncı, bugün Nakanlar Kurulu’nu olağanüstü toplantıya çağırdığını anımsattı ve bu acılar bir daha yaşanmasın diye neler yapılabileceğini, hükümetin yapması gerekenin ne olduğunu konuşacaklarını, çıkış yolları düşüneceklerini kaydetti.

Akıncı, “Kıbrıs sorunu çözümsüzdür diye yollarımızda çocuklarımızı öldürmeyi Kıbrıs sorununa bağlama kolacılığına kaçamayız. Çözüm olsun ya da olmasın yapmamız gereken çok şeyler vardır. Benim bu yönde de sorumluluklarım var, iç konularla ilgili de çalışmalarımı yapmam lazım ama Kıbrıs sorunu ana sorumluluklarımdan biridir. Çözümsüz bir sürecin ardından gitmek istemiyorum” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim