Başbakan Özgürgün'ün "Ekonomi düzeldi, Türkiye'nin desteğine ihtiyaç azaldı" çıkışına toplum tepkili. İç siyasette gereken cevabı verdik, veriyoruz. Peki Başbakan bu açıklamayı esasta niye yaptı?

İddia o ki Recep Akdağ'ın uyarıları karşısında yüzüne söyleyemediklerini küçük enişte edasıyla arkasından kamuoyuna dillendirdi.

Diğer yandan Türkiye'deki iktidar 2019 seçimlerinin derdinde. Kıbrıs'taki Türkiyeli seçmene dokunmak istiyor. AK Parti Temsilciliği kuruldu. Recep Akdağ son ziyaretinde resmi temaslar dışındaki tüm vaktini Türkiyeli seçmenlerle iletişime ayırdı.

Kıbrıs Türk siyaseti açısından Türkiye ile ilişkiler zaten sorunlu bir politik alan çünkü mali yardım bağımlılığı buradaki demokrasi, halkın siyasete güveni, siyasetçinin özgüveni ve sorunları sahiplenmesi üzerinde ciddi zararları olan teknik bir mesele.

Türkiye'deki iktidarın 2019 kaygısı ile burada yürüttüğü çalışmalar bu sorunlu alanı daha da karmaşıklaştıracak gibi görünüyor.

Kıbrıs Türk halkı gün yüzü göremesin diye elinden geleni yapan provokatörlere gün doğdu ancak hala tek çıkış yolumuz sorunlarımızı sahiplenmek, sistemimizi düzeltmek ve özgüvenimizi geliştirmekten geçiyor.

Küçük enişte edalarıyla yapılacak siyasi çıkışların Kıbrıs Türk halkına orta ve uzun vadede hiçbir fayda getirmeyeceği, Türkiye'nin sunduğu olanakların etkin ve verimli kullanımına olanak bırakmayacağı, dolayısı ile sistemimizi düzeltmemizin imkansızlaşacağı ve siyasi pratiğin siyasi ideallere bizi yakınlaştırmasını engelleyeceği iyi etüt edilmeli.

Türkiye'deki iktidarın da 2019 kaygısı ile burada yapacağı faaliyetlerin mali yardım bağımlılığının yarattığı sorunlara tuz biber ekeceğini bilmesinde ve bir denge kurmaya özen göstermesinde büyük yarar var. Zira buldozer gibi üzerimizden geçer ve bunu bir şova dönüştürürse buraya yaptığı mali katkıların amacına uygun kullanımının önündeki yegane engele dönüşür.

Başbakan Özgürgün'ün ya da UBP-DP koalisyonunun bu "yeni" sorunumuzu yönetme kapasitesi var mı?

Olup biteni kavrayıp Türkiye yetkilileri ile açık iletişim kurmak, bunu yaparken inandırıcı olabilmek için imzalanan anlaşmada KKTC tarafının taahhütlerini eksiksiz yerine getirmiş olmak yani alnı açık olmak gibi enstrümanlar devrede olmalı. 2019 yaklaşırken bu enstrümanlara sahip olacak kapasiteli bir iktidara ihtiyacımız hat safhaya ulaşmış durumdadır.

Editör: TE Bilisim