Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli’nin görevden alınma operasyonu gündemi değiştirirken gözden kaçmaması ve üzerinde tüm yönleri ile tartışılması gereken önemli bir olgu arşivler ve toplumsal hafızada beklemekte.

Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli’nin görevden alınması “şeker suya mı düştü” soruları gölgesinde “zamanı mıydı” ve “acemiceydi” yorum ile tepkileri gölgesinde gündemdeki yerini koruyadursun, Halkın Partisi (HP) Genel başkanı, eski Başbakan yardımcısı ve Dışişleri bakanı Kudret Özersay’ın, Kıbrıs sorununa dair “üçüncü yol” önerisinin şifrelerinin enine boyuna çözülmesi gerekli.

Yaklaşık 3 senedir her iki hükümette de görev alan ve 2.5 ay öncesine kadar da UBP-HP Hükümeti ile yine iktidar da olan sanki Halkın Partisi değilmiş gibi, iç siyasete dair açıklamalar ile eleştiriler de bulunan parti milletvekillerinin komedyasını seyretmekte, Kıbrıs Türk toplumu.

Halkın Partisi, eski bakan ve vekillerinin açıklamaları ile de toplumsal hafıza ve kamusal vicdan ile dalga geçmekte.

60 küsur gün öncesi kadar iktidar olan ve bakanlık koltuğunda oturan onlar değilmiş gibi iç siyasete dair çarpıklık ve eksikliklerin üzerinden ahkam kesmekten de zerre kadar utanmıyor, Halkın Partisi ileri gelenleri.

Ve son günlerde Halkın Partisi ileri gelenleri iç siyasete dair üst perdeden konuşa dursun, dış siyasete dair açıklamaları ile de parti genel başkanı Kudret Özersay’ın partisinden geri kalır yanı yok.

Kıbrıs sorununun çözümüne dair yaptığı çelişkili açıklamalar ile Kudret Özersay, partisi HP’nin “kimliksiz” duruşunu bir kez daha deşifre etmekte.

Ve Kudret Özersay ve Halkın Partisi için ana sorun, Kıbrıs Türk siyasetinin karakteri olmuş popülist politik davranışlar ve toplumu ahmak yerine koyan açıklamalardan öte Kıbrıs sorunu karşısında ortaya koydukları “kimliksiz” duruştan başka bir şey değil

Kıbrıs sorununa dair bir rol kapma veya sürece yön vermenin ötesinde Kudret Özersay’ın ne dediği, kim için konuştuğu ve hangi yolda olduğu noktasında tam bir karmaşa hali egemen.

Kudret Özersay’ın Kıbrıs sorununa dair çelişen açıklamaları da artık hem sol seçmene hem sağ seçmene göz kırpma stratejisinin de arkasına saklanamayacak kadar trajik komedyaya dönmüş durumda

“Yangın Yerinde Kabare” oyunu tartışmalarında da anavatan Türkiye’nin İHA-SİHA talebinde Bakanlar Kurulunda nelerin yaşandığına dair iddialarda da “ikircikli” duruşunu hep sürdürdü, HP’ye yön veren zihniyet.

2002 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığında danışmanlık ve özel temsilcilik görevlerinde bulunan ve KKTC Cumhurbaşkanları Rauf Raif Denktaş, Mehmet Ali Talat ve Derviş Eroğlu ile yakın çalışma fırsatı yakalayarak Kıbrıs sorununa dair sürecin en yakın tanıklarından biri olan Kudret Özersayın, “federasyon kötü bir zemin değildir” açıklaması ile sol seçmene göz kırpması ve günler sonra ise iki devlet esasına dayalı bir ortaklık yolu önerisi ile “bu yol, iki devletin ayrılığına değil iş birliğine dayanan federasyon dışı bir ortaklıktır” açıklaması ise sağ oyların gönlünü alma stratejisinden daha derin bir anlamı olan ve şifrelerinin çözülmesi gereken “kimliksiz” bir duruştan başka bir şey değil, “üçüncü yol” önerisi.

Anavatan Türkiye ve KKTC Cumhurbaşkanlığının “iki devletli” çözüm önerisini eleştirerek “iki devletliliğin” altının uluslar arası topluma karşı doldurulması gerekliliğine vurgu yapan Kudret Özersayın ise Kıbrıs Türk toplumuna ve geçmişi ile geleceğine olan sorumluluğundan dolayı “üçüncü yol” önersinin altını doldurmak bugünden sonra ödevi.

Ve bugünden sonra da “yanlış anlaşıldık” , “tüm kesimlere şirin görünmek için böylesi açıklamalar” yapıldı diye de günah çıkarma hamlesi gelmemeli, Halkın Partisi içerisinden. 

Ve bugünden sonra, üçüncü yol ile üçüncü güç odakları arasında kalmadan net olmalı ve karar vermeli Kudret Özersay ve HP kadroları; Kıbrıs sorununu çözümünde tek model federasyon mu yoksa iki devletli bir çözüm mü artık masada olması gereken.

Çünkü sergilenen duruşta, popülist oy avcılığı ve acemice açıklamalardan daha fazlası var.

Üçüncü yol ile aslında “üçüncü güç odakları” ile kurgulanan yeni bir strateji ve yeni bir oyunun sahneye konulması şeytanın avukatlığını yapanlar için artık “komplo teorisi” olmaktan çıkmış durumda.

Kudret Özersay ve Halkın Partisi, “üçüncü yol” önerisinden önce “kendi yolunu net ortaya koymalı” ve Kıbrıs sorununa dair “kimliksizliğine” artık son vermeli

Editör: TE Bilisim