Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay elli yıldır sürdürülen görüşmelerin sonuç vermediğini, yapılması gerekenin halka gerçeği söylemek olduğunu kaydetti ve “Sırf birileri federasyonu öne sürerek ‘belli bir kesimin de oyunu alayım’ gibi hesaplarla gerçekleri görmezden gelirse ilerleyemeyiz” dedi.
Rum tarafının yönetiminin, zenginliği paylaşmaya hazır olmadığını vurgulayan Özersay, yapılması gerekenin her iki toplumun işbirliği yapmasını sağlamak olduğunu, bunun da birbirine ihtiyaç duymakla olduğunu belirtti ve “Örneğin daha önce elektrikte bunu sağladık. Pragmatizm ile bunu başardık” diye konuştu.
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay dün akşam Gaziveren ve Doğancı’yı ziyaret ederek halkla bir araya geldi.
HP’den yapılan yazılı açıklamaya göre Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan ile İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın da katıldığı ziyarette bölge halkının sorunlarını dinlendi soruları yanıtlandı.
Atakan, karayolları, Doğancı-Lefke çift şerit anayolu, Gaziveren Sahil Yolu; Baybars da geçmiş dönemden kalan kırsal kesim arazilerinin altyapı sorunlarının çözümü ve yeni vatandaşlık yasası hakkında bilgiler verdi.
ÖZERSAY: “ÜLKE SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
Özersay ziyarette yaptığı konuşmada, dış politikadaki aktif çabalarının amacı ve Kıbrıs sorununun çözümü hakkındaki görüş ve düşüncelerini aktardı.
Ülkenin sorunlarının çözümü için mücadele ettiklerini kaydeden Özersay, “Belki tek başımıza iktidar olamadık ama sizlerin sayesinde verdiğiniz güç nispetinde hükümetteyiz. Hükümet her şeyi başardı, tamam mıdır derseniz, tabi ki daha alacak çok yolumuz vardır. Fakat sizlerin desteğiyle en azından herkes gördü ki, çalmadan çırpmadan da hükümet olunabiliyormuş. Bu nedenle desteğiniz çok önemlidir” dedi.
“SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN HALKIN DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ”
İyi niyetle çalıştıklarını, bazı alışılmış şeylerin değiştiğini ancak daha yapacak çok işleri olduğunu belirten Özersay, sistemi değiştirmek için halkın desteğinin çok önemli olduğunu kaydetti.
Özersay şunları ifade etti:
“Bu yola çıkma sebebimiz memleketin yararına iş yapmaktır. Memleketin yararına olacak hiçbir mücadeleden geri durmayız. Bunu uluslararası alanda da yapmaya gayret ediyoruz. Dış İşleri Bakanı olarak göreve geldiğimizde gördüm ki; 10 yıldır diplomat alınmıyordu. Bazı ülkelerde temsilciliğimiz vardı fakat temsilcimiz yoktu. Buna müdahale ettik. Buralara belli eğitimlerden geçirdiğimiz diplomat arkadaşları atadık. Kıbrıs Türkü’nün dünyaya söyleyecek sözü vardır. Burada biz de varız diyoruz ve demeye devam edeceğiz.”
“SIRF BİRİLERİ FEDERASYONU ÖNE SÜREREK….”
Elli yıldır sürdürülen görüşmelerin sonuç vermediğinin ortada olduğunu, burada yapılması gerekenin halka gerçeği söylemek olduğunu kaydeden Özersay, “Sırf birileri federasyonu öne sürerek ‘belli bir kesimin de oyunu alayım’ gibi hesaplarla gerçekleri görmezden gelirse ilerleyemeyiz” diye konuştu.
Özersay, “ Düşünün ki KKTC AB Üyesi bir ülke olsun, Türkiye de AB üyesi ve Güney Kıbrıs da bizim konumumuzda. Yunanistan’da AB girmeye çalışsın. Bir de doğalgaz kaynaklarının kuzeyde Karpaz açıklarında yoğunlaştığı düşünün. Ayrıca Uluslararası alanda da BM ve AB’de KKTC’ye Kıbrıslı Rumlarla çözüm sürecinde bugün bizlere gösterdiği yaklaşımı göstersin. Bu durumda çözüm mümkün mü? Hayır. Rum tarafı yönetimi, zenginliği paylaşmaya hazır değildir. Peki ne yapmalıyız? Her iki toplumun işbirliği yapmasını sağlamalıyız. Bu da birbirine ihtiyaç duymakla olur. Örneğin daha önce elektrikte bunu sağladık. Pragmatizm ile bunu başardık”.
“RUM TARAFINDA ELEKTRİK SIKINTISI YAŞANAN DÖNEM…”
Rum tarafında elektrik sıkıntısı yaşandığı dönemde müzakereci olduğunu hatırlatan ve Kıbrıs Rum tarafının tavrının KIB-TEK’in bir kamu kurumu olduğu ve bunun KKTC’yi tanıma anlamına geleceği yönünde olduğunu söyleyen Özersay şunları aktardı:
“İhtiyaçları vardı, fakat siyasi sebepler öne sürerek bu elektriği almak istemediler. Sonra biz pragmatik bir yol bulup Ticaret Odası üzerinden elektriği oradaki bir şahısın hesabı kullanılarak kendilerine verdik. Bu pragmatizm sayesinde de ihtiyaç karşılandı. AB kurulurken de aynı yöntemle ilk olarak kömür çelik ortaklığıyla bu işbirliği kuruldu ve evrimleşerek Avrupa Birliğine dönüştü. Bizim de izlememiz gereken yol budur. Gerçekçi olmalıyız. İki taraf arasında İşbirliğine dayalı evrimsel bir ortaklık modeli ile başlanmalıdır, sınırlı sayıda konuda işbirliği yaparak başlamalıyız. Orta vadede belki 10 yıl belki de 15 yıl sonra işbirliğine dayanan bu ortaklık iyi çalışırsa zamanla paylaşmaya dayalı bir ortaklığa, yani federasyona da evrilebilir. Yani kategorik olarak bir karşı çıkışımız yoktur ancak bugün bu adada federal bir ortaklığın şartları maalesef yoktur. Fakat şu anda durum ortadadır, bugünün şartlarında paylaşmanın olmazsa olmaz olduğu federal bir ortaklık gerçekçi değildir, elde edilebilir değildir. Bu şartlarda zorla elde edilse de yaşatılması çok mümkün olamayacaktır. O nedenle Halkımıza doğru söyleyerek Kıbrıs Sorununa dair gerçekçi bir çözümü mümkün kılmanın yollarını aramalıyız. Burada çözüm için ihtiyaca ihtiyaç vardır ve bugün için Kıbrıs Rum tarafı federal bir çözüme, bizimle birşeyleri paylaşmaya dair bir çözüme ihtiyaç hissetmiyor.”
“ELLİ SENEDİR TEKRAR EDEN ŞEYLERİ TEKRAR ETMEK İÇİN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAYIZ”
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki sorular üzerine ise Özersay, “Elli senedir tekrar eden şeyleri tekrar etmek için Cumhurbaşkanı adayı olmayız, bunu bilmenizi isterim. Ortaya bir vizyon koyarak memleket yararına olacak bir açılım geliştirerek aday oluruz. Yoksa sırf aday olmak için 50 yıldır devam eden şekliyle aynı şeyleri söylemek ve aynı şeyleri yapmak için aday olmayız biz” dedi.
Vatandaşların “siz aday olursanız kazanırsınız ama partiniz küçülür” söylemlerine de cevap veren Özersay şöyle devam etti:
“Ben arkadaşlarıma ve Halkın Partisine gönül veren sizlere güveniyorum. Ayrıca bizim için memleketin yararına olacak olan her şey partilerin yararına olacak olan şeylerden çok daha önce gelir. Cumhurbaşkanı olacak olan kişi görevi gereği Kıbrıs Sorunu gibi hayati bir meseleyi yürütecek, dünyaya sesimizi duyuracaksa bu memleket yararına yapılacak önemli bir görevdir. Halkın Partisi sıfırdan halkın, sizlerin sahip çıkmasıyla kurulmuş Halkın içinden çıkan bir partidir. Toplumun yararını herşeyin üzerinde tutam siyasi bir harekettir, bu nedenle tek bir kişinin varlığı ya da yokluğu ile ilişkili bir hareket değildir. Halkın Partisi mensuplarının ve bu uğurda mücadele edenlerin emeği yok sayılarak bu mücadeleyi Özersay'ın şahsi mücadelesi olarak göstermeye çalışmak Halkı yanıltmaya çalışmaktır. Gerçek şu ki Halkın Partisi artık Halkın benimsediği bir siyasi harekettir ve vizyonuyla herkesin dikkatle takip ettiği bir oluşumdur. Özersay bu partinin başkanı olsa da olmasa da bu durum değişmez. Bugün Bakanlarıyla ve vekilleriyle kamuoyunda Halk yararına gayret ortaya koyan ve insanların artık çok daha fazla tanıdığı isimlerden oluşan bir birlikteliktir”.
ATAKAN: “YENİDEN YAPILANMAYA İHTİYAÇ VARDIR”
Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan da, karayollarının yıllarca ihmal edildiğini ve bu konuda aciz bir karayolları dairesi yaratıldığını, bunun düzeltilmesi ve yollarımızın geliştirilmesi için yeniden yapılanmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.
Atakan, Doğancı-Lefke Anayolunun tamamlanması için de ara emrinin büyük çabalar sonucu ortadan kaldırıldığını bunun da yolun tamamlanması anlamında ciddi bir adım olduğunu kaydetti.
Atakan, trafik konusunda ve ülkenin ulaştırma anlamında ciddi şekilde toplumsal seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu da kaydetti.
BAYBARS: “HEDEFLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞIYORUZ”
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ise yeni vatandaşlık yasası, kayıt dışı olan öğrencilerin yarattığı sorunların önüne geçilmesi için kayıt altına alınması ve yıllarca altyapısız dağıtılan kırsal kesim arsalarının sorunlarının çözümü, ülkenin planlı yapılanması yönünde atılan adımları ve hedeflerini vatandaşlarla paylaştı.

Editör: TE Bilisim