Özersay “bu ülkenin başına ne geldiyse particilikten ve adam kayırmacılıktan geldi. Bugüne değin denenmiş olan isimlerle geleceğe güvenle bakamayız. Geleceğimizi güven altına almanın yolu, bir partiye bağımlı olmayan gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız bir Cumhurbaşkanıdır” dedi.

Özersay, kalıcı ve haklarımızın korunacağı bir çözüm uğraşından ve müzakerelerden vazgeçmememiz gerektiğini vurguladı. Özersay sözlerine şöyle devam etti;


‘’Kıbrıs Türk tarafı olumlu bir duruş sergilediği ve çözüm yönünde bir irade ortaya koyduğu müddetçe dünya ile ilişkileri her zaman daha iyi olmuştur, kazanan olmuştur. Bizler bir çözüm vizyonuyla irademizi ortaya koymalıyız ama o çözüm içerisinde bizim haklarımızın çok iyi bir biçimde savunulması lazımdır. Hakların kağıt üzerinde kalmasını istemiyorsak, bu ülkenin kurumlarına ve devletine çeki düzen vermemiz gerekir. Siyasilerimizin bazıları ‘’çözüm olmazsa seçeneksiz değiliz’’ diyor, ‘’seçeneksiz değiliz’’ diyebilmemiz için bugün var olan bu devleti bir seçenek haline dönüştürebilmeniz lazımdır. Eğer devlet; adam kayırmacılık ve partizanlık nedeni ile haksızlık üretiyorsa, ürettiği sistem adil değil ise ‘’seçeneksiz değiliz’’ diyemezsiniz. Devletin kurumlarına çeki düzen verirsek bu devlet bir seçeneğe dönüşür. Çözüm olacaksa ve bu çözümün yaşayabilmesi için müzakere masasında alacağımız hakların içini doldurabilmemiz için bugün sahip olduğumuz kurumların çok iyi çalışabilmesi gerekir.Eğer çözüm olmayacak ya da gecikecekse, kendi kendimizi yönetebilmemiz için bu ülkenin kurumlarının çok iyi biçimde çalışması gerekir.’’

Özersay “Eğer kendi kendimizi yönetme konusunda samimiysek, haklarımız bir kağıt üzerinde kalmasın diyorsak, KKTC’nin kurumlarının iyi çalışmasını sağlamak zorundayız. Burada Cumhurbaşkanının çok önemli bir rolü vardır. Kendi partisini ve hükümetini küstürmek gibi bir kaygısı olmayan bir Cumhurbaşkanı bizi ileriye taşıyabilir. Bir partinin geleceği bir halkın geleceğinden daha önemli değildir. Ailesel, kişisel, zümresel ve partisel menfaatler değil, ülkenin menfaatleri önemlidir. Gerçek anlamda tarafsız bir Cumhurbaşkanı olursa o zaman bu ülkenin yararına hizmet etmeye başlayacaktır. Eğer hükümet vergi konusunda bir şirkete yada kişiye bir ayrımcılık yapıyorsa, ihaleler konusunda bir ayrımcılık yapabiliyorsa, Cumhurbaşkanı Anayasanın verdiği yetkiyle Bakanlar Kuruluna başkanlık edip bunun hesabını sorabilmalıdır. Siyaseten bu hesabı sorabilecek, hükümeti de yerine göre denetleyebilecek olan Cumhurbaşkanı, tarafsız bir Cumhurbaşkanıdır. Bunu yapabileceğimi bildiğim için bu taahhüdü topluma veriyorum. Bugüne değin herhangi bir siyasi partiye böyle bir vefa borcum olmadı, o nedenle birilerini korumaya dayalı değil, vatandaşın geleceğine sahip çıkmaya dönük bir yaklaşım ortaya koyma kararlılığındayım’ dedi.’


“Yargıdaki Sorunların Çözümüne Dair İnisiyatif Anayasal Görevdir”

Cumhurbaşkanının Anayasada adaletle ilgili yetkisi olduğunu da hatırlatan Özersay, Anayasanın Yüksek Adliye Kurulu’nun her yıl yargıda yaşanan sorunlarla ilgili bir rapor hazırlayıp, çözüm önerileriyle birlikte Cumhurbaşkanı’na vermesini öngörüldüğünü de hatırlattı ve “yargıda yaşanan sorunları, yargıç eksikliğini ve yasaların İngiliz döneminden kaynaklanan sıkıntılar Cumhurbaşkanı’nın dikkatine getiriliyorsa, bunu rafa kaldırsın diye getirilmiyor. Cumhurbaşkanı Meclisi olağanüstü toplantıya çağırma yetkisine sahip bir kişi oılarak yargıdaki bu sorunların çözümü için konuyu hükümetin ve meclisin gündemine getirmesi gerekir. Bu ülkede yargı mensuplarının da artık ciddi şekilde rahatsız oldukları ve ihtiyaçlarını ortaya koydukları bir ortamda bu sorunlara ilişkin gailesi olan bir Cumhurbaşkanı sonuç almak için adım atabilir. İşte tam da bu adımları atmak, gittiğim köylerde dile getirilen sıkıntılara çözüm üretmek için bir çaba ortaya koymak için adayım” dedi. Özersay, “yargıda yaşanan sorunların çözümü konusunda adım atmak Cumhurbaşkanının sadece yetkisiyle ilgili bir şey değil, aynı zamanda Anayasal görevidir de” ifadelerini kullandı.
 
Editör: TE Bilisim