Haberdar Gazetesi yazarlarından Ozan Ceyhun bugünkü yazısında çok yakında eski politikacıların yerini genç politikacılara bırakacağını iddia etti.

Ozan Ceyhun'un yazısı şöyle:
KKTC'de Yaşlılar Gidecek, Gençler Gelecek


UBP Kurutayı artık sadece bir kurultay değil. Bu kurultay KKTC için bir şans olma sürecini başlattı.

Kurultayın sonucu ne olursa olsun artık KKTC'de değişim ve dönüşüm başladı.

1960'ların "şahidi" ve 1974'lerin aktif kadrolarının 2023'lere yönelik olarak bayrağı gençlere devretme zamanı geldi.

UBP Kurultayı bu açıdan KKTC için tarihi bir dönüm noktası olma durumunda. 

Politikada "yeter artık ben çekilmeliyim ve yerimi gençlere bırakmalıyım" demesini beceremeyenler her zaman olaylı bir şekilde köşelerine çekilmek zorunda kalırlar.

Oysa KKTC'deki bayrak yarışına hala "bayrağı vermeyeceğim, ille de ben tutacağım" diyenlerin "takadının kalmadığı" zaten yarışı seyredenler tarafından izlenmekte.

UBP Kurultayının sonucu KKTC'de değişimi sağlamayı başarmak hedefine ulaşmak olacak.

Ankara'yı bu nedenle eleştirmek haksız bir eleştiri!

Ankara KKTC'nin İç İşleri'ne karışmıyor. Sadece değişimi istemeyen ve engelleyen kafa yapısının yanında değil. Değişimden yana!

Bu nedenle çok sevip saydığım dostum Ahmet Kaşif'in Egemen Bağış'a yönelik eleştirisini anlyamadım. Pazartesi günü adaya gelen AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın yanındaydım ve dediklerini duydum.

Değerli dostum Ahmet Kaşif adaylığını açıklamadan aylar önce tesadüfi bir sohbet esnasında Egemen Bağış ile adaylık düşüncesini konuşurken ben de tesadüfen oradaydım. Konuşulanları duydum.

Egemen Bağış o gün de Pazartesi Günü de aynı şeyleri söyledi. Bu açıdan bunu en iyi bilenlerin tepkisini Egemen Bağış'a karşı haklı bulmuyorum. Çünkü o her defasında  muhatabına dürüst oldu ve Ankara'nın duruşunu açıkladı.

Ankara Ahmet Kaşif'e karşı değil! Ancak Ankara'nın da legitim olarak bir duruşu ve tercih hakkı var. 

Almanya'da bir seçim olduğunda, BM nezdinde bir şahsın seçilmesi söz konusu olduğunda, NATO'ya Genel Sekreter seçileceği vakit Türkiye tercihi doğrultusunda tavır aldığında Kıbrıslı dostlarımız da Türkiye ile koştururken birden benzeri bir durum KKTC'de söz konusu olduğunda kıyameti koparmak neden?

Annan Referandumu söz konusu olduğundan "Evet'çiler' yeni Ankara Hükümeti müdahale etsin diye çırpınırken, "Hayır'cılar da" Ankara'daki ve TSK'daki statükocuların daha da aktif karışması için faal haldeydiler. Hayrola? Şimdi niye birden bu rahatsızlık?

Ankara'ya "karışma" diyenler aslında dürüst olup "niye onu destekliyorsun da beni desteklemiyorsun" derlerse bunu anlayabilirim. Çünkü sokaktaki insanlarla da konuştuğumuzda "kim seçilirse seçilsin Ankara ile birlikte çalışacak" diye konuya yaklaşmakta. Bu doğru.

Ancak Ankara hali hazırda mükemmel bir ahenk içinde çalıştığı muhatabından yana tavır alma hakkına da sahip. Bu unutulmamalı!

Aslında tüm bu kavgayı bir yıl içinde hatırlamayacağız bile.

Pazar Günü gerçekleşecek kurultayın ardından ve de en geç yakın tarihteki seçimlerden sonra KKTC siyaseti artık gençleşmek zorunda.

"60 - 75" yaş grubunun artık emeklilik vakitlerinin geldiğini farketmeleri gündeme gelmek zorunda. Geçmişte önemli işler yapmış olduklarını kimse red etmiyor ancak yarına "hayırları dokunacağı da" tartışılır!

Sadece UBP değil bu konuda değişime uğraması gereken. CTP için de geçerli bu. Şimdiki yönetimin başarızılığının çaresi eski Başbakan ve Başkan Ferdi Sabit Soyer olacaksa bu işte bir yanlışlık var demektir.

UBP ve CTP'de değişim KKTC'de dönüşüm için isimler ortada: Örneğin bir Suat Atun bugünkü tartışmalarda yıpratılmış olabilir. Ancak yarının liderlerinden olacağından hiç şüphem yok. Devlet adamı olarak bakanlığı yürütüşü, vucut dili, karizması ile rakiplerine farkını sunmakta.

İsmi ne olursa olsun yarının Kıbrıs Türk Devleti'ni günümüz global dünyasında ayakları üstünde tutabilecek ve sadece bulunduğu bölgenin değil dünyada güç olmakta olan müttefik Türkiye'nin modern, dinamik ve çağdaş kadroları ile uyum içinde ortak çıkarları kollayacak olan isimler arasında Kudret Özersay, Ersan Saner, Birikim Özgür, Özdil Nami, Anıl Kaya gibi isimlerin olacağından hiç şüphem yok.

Sağda güçlü ve büyük bir UBP, solda modern avrupai sosyaldemokrat bir CTP ile istikrarlı ve sağlam temellere oturmuş bir KKTC gerçek olacaktır.

KKTC seçmeninin ve sokaktaki insanın da istediği bu değil mi? Türkiye ile tam bir dayanışma içinde kendi kendini yönetme becerisine sahip modern, enerjik ve gelecek vaat eden politikacı ve yöneticilere sahip olmak!

Editör: TE Bilisim