Tatlısu-Mersinlik bölgesinde çıkan ve 16 bin dönümlük alanın küle döndüğü  yangın ile ilgili eski Tarım Bakanı Erkut Şahali, Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu’nu işaret etti.

Şahali, “Önleyici tedbirler konusunda ciddi zafiyet var. Yangın emniyet şeritleri açılmadı. Yangın alanının büyümemesi için yamaçların, dağların belli noktaları tıraşlanır ve emniyet şeritleri açılır, bu yapılmadı” dedi.

Orman yangınları ile ilgili gazeteci Rana Sarro’ya çarpıcı açıklamalarda bulunan Erkut Şahali, “Orman Dairesi Müdürü adli makamlarca mutlak surette sorgulanmalı, raporlanmalı ve yargıya intikal ettirilerek yargılanması sağlanmalıdır” dedi.

Erkut Şahali, 1995 yangını hariç, Kalkanlı- Tepebaşı yangını ve şu anki yangınların aynı müdür döneminde yaşandığını işaret etti ve “kesinlikle sorumlunun tespit edilmesine yönelik bir girişim yapılmalı. Şu anki yangında da belli zaafların olduğu çok açıktır. Gerek önleme açısından gerekse söndürme açısından ciddi zafiyetler var. Bu son derece üzüntü vericidir. Çok açık söylüyorum bu müdürün görev süresi içerisinde ormanlar ya yakılarak ya da peşkeş çekilerek zarara uğratıldı. Bunun affedilir bir tarafı yoktur” dedi.

Şahali, “Bu konuda sadece siyasi bir soruşturma bizi bir sonuca götürmez örneğin Meclis’te araştırma komitesi kurulması ile ilgili öneri yapsak dahi o araştırma komitesinin bulguları kimseyi mahkum etmez dolayısıyla bu adli makamlarca mutlak surette sorgulanmalı, raporlanmalı ve gerekirse yargıya intikal ettirilerek yargılanması sağlanmalıdır” dedi.

Rana Sarro’nun Erkut Şahali ile mülakatı şöyle:

Halen devam eden yangın bölgesindeydiniz. Eski bir Tarım Bakanı olarak ne söyleyebilirsiniz, ne gördünüz ve gözlemlendiniz? Eksik ekipman mı var, önü niye alınamadı? İhmal mi var ve yangın helikopteri konusunda ne düşünüyorsunuz?

Erkut Şahali: Önleyici tedbirler konusunda ciddi zafiyet var. Yangın emniyet şeritleri açılmadı. Yangın alanının büyümemesi için yamaçların, dağların belli noktaları tıraşlanır ve emniyet şeritleri açılır, bu yapılmadı. Bu bir yangın bölgesini sınırlandırmak için bir de yangın noktalarına erişimin sağlanması için yapılması gerekendir. Ama bunun yapılmadığını gördük.

Kim yapar bunu, kimin görevidir?

Erkut Şahali: Orman Dairesi’nin sorumluluğundadır bunlar. Orman yangınlarının tamamı Orman Dairesi’nin sorumluluğundadır. Hiçbir şekilde itfaiyenin sorumluluğu yoktur. İtfaiye şehir yangınlarından sorumludur sadece. Dolayısıyla arazi ve orman yangınları, Orman Dairesi’nin sorumluluğundadır. Rüzgar da elbette yangının büyümesine sebebiyet verdi, çok sert bir rüzgar vardı. Hala kontrol konusu sıkıntılı. Biz bölgedeyken adeta değim yerinde ise patlama şeklinde alevlenmeler oldu. Dolayısıyla rüzgar halen etkisini sürdürüyor ve yangın halen devam ediyor.

Emniyet şeridi ihmali haricinde konuşlanmış bir yangın helikopterimiz olduğunu sanıyorduk. Yangından tam 17 gün önce, ülkede konuşlandığı ile ilgili 5 Haziran’da törenle duyurulmuştu.

Erkut Şahali: Evet törenle karşılandı, belli ki hemen ardından da geri gitti. Bizim böyle şeylere ihtiyacımız yok gerçekçi çözümlere ihtiyacımız var. Ben hemen helikopter almalıydılar demiyorum. Hele bugünlerde böyle bir mali kaynak yoktur. Ama en azından tören yaparak açıkladıkları helikopterin hazırda bekletiliyor olması gerekirdi. Servis için gitmişse bile burada helikopter bulundurulduğu seremonisi yapıldığına göre burada bir helikopter bulundurulmalıydı. Bu servise gider yerine başka getirilirdi. O helikopterin burada olmadığı zamanda bir başka helikopter yerine ayarlanabilirdi. Öyle olmadığını anlamış olduk bu yangın vesilesiyle. Bu bir zafiyettir.

Toz ülkede 4-5 gün daha hava kirliliği yaratacak Toz ülkede 4-5 gün daha hava kirliliği yaratacak

Sizin Tarım Bakanlığınız döneminde de bir yangın helikopteri alınmadı ve kiralanmadı. Bunun nedeni nedir? Niye hep ihmal ediliyor? Bu sorun niye aşılamıyor?

Erkut Şahali: Ekonomik nedenlerden… Çok ciddi bir rakamdan bahsediliyor. Satın alsanız da, kiralasanız da konuşlandığında kullanmasanız da yüksek bir ücret ödeniyor. Bizim görevde olduğumuz dönemde Türkiye Cumhuriyeti ile bu konuda bir irtibat sağlanmıştı. Türkiye’den 4 ayrı istasyondaki yangın helikopterinin görevinin içerisine Kıbrıs da dahil edilmişti. BM ve İngiliz üsleri ile irtibatımız muntazamdı, dolayısıyla olası bir tehlike anında hemen onları harekete geçirebilecek bağlantılar önceden kurulmuştu. Türkiye’de Anamur civarında bulunan bir helikopterin buraya gelmesi ile burada konuşlanmış helikopterin müdahalesi arasında sadece 6 dakikalık bir fark vardır.

Fakat Türkiye’de bir yangın olduğunda bu süre değişebiliyor değil mi?

Erkut Şahali: Akıbet öyle oldu. Türkiye’deki bir yangın nedeniyle buraya müdahaleyi geciktirdi. Yangın çıktığı anda hava müdahalesi mümkün olmadı. Salı günü hava müdahalesi gerçekleşmedi. Hem Türkiye’den hem de BM’den hava müdahalesi geç yapıldı. Havadan müdahale hemen gerçekleşmiş olsaydı belki de bu kadar vahim sonuçlar doğmayacaktı.

Bu gecikmeler ve ihmaller konusunda Eski bir bakan olarak Orman Dairesi Müdürü ile bir temasınız oldu mu? Sordunuz mu niye böyle olduğunu kendisine? 

Erkut Şahali: Yok herhangi bir temasım olmadı. En son temasım 2020 yılında meydana gelen yangının araştırılması ile alakalı komite toplantısı sırasında oldu. Ondan sonra bir irtibatım olmadı ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. 2020 yılında Orman Dairesi Müdürü’nün çok ciddi bir ihmali vardı. Komite raporuna da yansıdı. Gerçi UBP vekillerinin müdahalesiyle komite raporu yüzde yüz gerçekçi ve sorumluları anlatan bir şekilde yazılmadı. Orman Dairesi Müdürü’nün ormanları koruma gayreti içerisinde olmadığı çok açıktır. Yangınlardaki zaafları hem de orman alanlarının korunmasına ilişkin herhangi bir hassasiyeti olmadığı çok açıktır. Örneğin Bafra’daki orman alanlarının hotellere santral yapılmak amacıyla peşkeş çekilmesi onun döneminde gerçekleşmiş bir durumdur. Onun için bu Orman Dairesi Müdürü ile bu ülkenin ormanlarının korunabileceğine ben inanmıyorum.

Ne yapılması gerekir? 12 bin dönüm alanımız, yeşilimiz, doğamız, canlılarımız şuanda yandı kül oldu…

Erkut Şahali: 2020 yılında Kalkanlı’yı mahvettik. Tepebaşı-Kalkanlı arasında geçtiğimiz yılın mayıs ayında çıkan orman yangınında 973,08 hektarlık orman ve özel arazi zarar gördü. 84 bin 367 fidan, 280 bin civarı ağaç alev alev yandı. Geriye ise, simsiyah görüntüsüyle yürek burkan görüntüler kaldı. O yangın 1995 yangınından sonra en büyük ikinci yangındı. Şuanda 1995 yangınından sonra en büyük üçüncü yangın oldu çünkü şuandaki yangın maalesef ikinci büyük yangın durumuna geldi. Dolayısıyla 95 yangını hariç, bu yangınların aynı müdür döneminde yaşandığını da hesaba katarsak, kesinlikle sorumlunun tespit edilmesine yönelik bir girişim yapılmalı. Şuandaki yangında da belli zaafların olduğu çok açıktır. Gerek önleme açısından gerekse söndürme açısından ciddi zaaflar var. Bu son derece üzüntü vericidir. Çok açık söylüyorum bu müdürün görev süresi içerisinde ormanlar ya yakılarak ya da peşkeş çekilerek zarara uğratıldı. Dolayısıyla bunun benim açımdan affedilir bir tarafı yoktur.

Çok önemli iddialar bunlar. Bu şaibeler ile ilgili ne yapılması gerekir? Bu müdürün hemen görevden alınması gerekmez mi?

Erkut Şahali: Bafra’daki otellere solar santral amaçlı verilen orman alanları tamamen orman alanlarının peşkeşi anlamına gelir. Kalkanlı’daki yangın, Çamlıbel’deki yangın, Yedidalga’daki yangın ve bugün yaşanmakta olan yangının tamamı aynı müdürün görev süresi içerisinde ve aynı bakanların sorumlu olduğu dönemlerde yaşanmış yangınlardır. Dolayısıyla ortada maalesef korkunç bir zafiyet vardır. Yönetsel zafiyettir bu çünkü Orman Dairesinin envanterinde son model yangına müdahale araçları vardır. Ama doğru yönetilmesi, doğru kullanılması gerekir o araçların. Biz şuanda bu araçların doğru kullanılmadığını, yangının önlenmesi ile ilgili gerekli çalışmaların zamanında yapılmadığını görüyoruz. Yangın doğal sebeplerle çıkmadı onu biliyoruz… Orada da bir ihmal vardır.

Nedir? Hangi sebeple çıktı?

Erkut Şahali: Ormanlık alanda bir dozer operatörünün alevlenmesi sonucu çıktı bu yangın. Özel kişilerin ormanlık alanda yaptıkları bir temizlik sırasında bu yangın ortaya çıktı. Ormanlık alanda Orman Dairesi’nin yetkisinde yapılan bir temizlik faaliyeti söz konusuydu. Halbuki ormanlık alanlarda bu tür faaliyetlerin muntazam yapılması lazım ve Orman Dairesi görevlilerinin de nezaretinde yapılması gerekir. Orman alanların korunmasından ve orman yangınlarında ciddi kontrolleri Orman Dairesi yapmak durumundadır.

Peki, bu ihmaller, bu zafiyetler, bu şaibeler ile ilgili Orman Dairesi Müdürü’nün görevden alınması bir yana yargılanması gerekir mi? Usül nasıl olmalıdır?

Erkut Şahali: Bu konuda sadece siyasi bir soruşturma bizi bir sonuca götürmez örneğin Meclis’te araştırma komitesi bulunması ile ilgili öneri yapsak dahi o araştırma komitesi bulguları kimseyi mahkum etmez dolayısıyla bu adli makamlarca mutlak surette sorgulanmalı, raporlanmalı ve gerekirse yargıya intikal ettirilerek yargılanması sağlanmalıdır.

Kaynak: Bugün Kıbrıs

Editör: Haber Merkezi