1964.

Sivil Savunma komitesi kuruldu.

Türk Cemaat Meclisine bağlı olarak 1963 yılında başlayan Rum saldırılarının ardından can ve mal kaybını en aza indirmek amacıyla faaliyete başlayan Sivil Savunma ruhu, 56 yıldır Kıbrıs Türk toplum yaşamının odağında.

Sel, yangın, yağmur taşkınları, doğal afetler, trafik kazaları, arama-kurtarma çalışmaları ve benzeri tüm olaylarda en önde hep onlar var.

Kıbrıs Türkü’nün yanında en zor anlarda hep onlar oldu.

Devlet, halk ve insan yaşamının kutsallığını yaşamlarından önce bildiler.

Serden geçtiler ancak Kıbrıs Türk’ünün yanında olmaktan ve hizmet etmekten vazgeçmediler.

Hep yaşatmak için ilk onlar koştular. 

Sıcak, soğuk, kar, kış demeden en önde hep onlar oldu.

56 yıldır, ülke ve ülke insanının en zor anlarına ilk yetişenler de her zaman onlar oldu.

İnsan hayatının ve toplumsal sağlığın risk altında olduğu afet ve acil durumlarda,  etkili, yeterli, eğitimli ve bilinçli hizmet sunmak , hayat kurtarma görevinde teknolojiyi ve dünyayı yakından takip ederek her olasılığa hazır, her koşulda aktif, hızlı ve sistemli bir çalışma mekanizmasına sahip, öncü ve örnek bir kurum olan Sivil Savunma Teşkilatı, 56 yıllık gelenek ve mensuplarının özverili çalışmaları ile bugün dünya standartlarında hizmet verecek bir düzeyde olması yanında Kıbrıs Türk toplumunun özü ve Devletinin temel dayanaklarından biri konumunda.

Ve 56 yıldan sonra artık Devletin de bir ayıbını kapatmasının zamanı geldi.

Hayat kurtarmak için kendi hayatlarını feda etme yemini ederek görevden göreve koşan Sivil Savunma Teşkilatı mensuplarının da risk ödeneği hakkının geçen yarım asırlık sürede olmaması Devletten öte hepimizin ayıbı, değil de nedir?

Üstelik Devlet adına, Kıbrıs Türk’üne hizmet eden diğer kurumlarda olmasına rağmen.

Sivil Savunma Teşkilatı mensupları, hayat kurtarıyor ama 2019’un geride kalmasına sayılı günler kala, hala risk ödenekleri olmayan tek kurum.

Polis ve itfaiye teşkilatı mensupları alırken, tarım alanlarını denetleyen görevliler alırken, vergi müfettişleri alırken, Sivil Savunma Teşkilatı mensuplarının hala risk ödeneği almamasının açıklanacak bir yanı yoktur ve olmamalı.

Polis ve itfaiye teşkilatı mensupları ve ilgili diğer resmi kurumlara mensup devlet görevlilerinin önemi ve hizmetleri elbette son derece önemli.

Peki 56 yıllık bir teşkilatın mensuplarının hiç mi önemi yok ?

Ve 2020 yılına girerken, sormadan, sorgulamadan edemiyor insan olan, Kıbrıs Türk’ünün en eski ve köklü kurumlarında, fedakarca görev alan Sivil Savunma Teşkilatı mensupları üvey evlat mı?

Polis ve itfaiye teşkilatı yanında ilk sağlık müdahalesi ekipleri ile birlikte yaşam için, yaşatmak için çalışan, kendi hayatından önce Kıbrıs Türk’ünün canını ve malını korumak için yemin eden Sivil Savunma Teşkilatı mensuplarının risk ödeneği hakkının verilmesi eşitlik ve adalet ilkesinden öte vicdani bir borç olarak Hükümetlerin karşısında duruyor.

Hayatları boyunca, yaşatmak ve kurtarmak yeminine sadık kalan yaşam bekçilerimiz Sivil Savunma Teşkilatı mensuplarına karşı vicdani borcumuzu ödemenin zamanı çoktan geldi ve geçiyor.

7’den 70’e herkesin mal ve can güvenliğinin teminatı, hayatlarımızın bekçilerine risk ödeneği hakkı çok görülmemeli.

Ve Devletin bir ayıbı olarak varlığını sürdüren meselenin artık ne açıklanacak ne de savunulacak bir yanı kalmıştır.

Hükümeti ve muhalefeti ile birlikte, Devletin bu ayıbı ortadan kaldırması, vicdan borcunun ödenmesinden öte, bir haksızlığa son vermekten öte, derin bir anlamı da içerisinde barındırıyor.

Devletin ; Sivil Savunma Teşkilatı geleneği ile mensuplarına karşı sorumluluğunu  geç de olsa yerine getirmesi ve bu yönde gerekli adımları atması, “üvey evlat değilsiniz ve biz de sizin için varız” iradesini ortaya koyması, manevi bir güç olarak 56 yıllık geçmişe sahip kurumun gücüne güç, inancına da inanç katacaktır.

Çünkü Kıbrıs Türk’ünün mücadele geleneğinden doğan Sivil Savunma ruhu, geleceğimizin de teminatıdır.

Editör: TE Bilisim