Olgun, “Federal ortaklık modeli Kıbrıs için neden uygun değil” başlığıyla yayımladığı yazılı açıklamada, Brendan O’Leary ve Tözün Bahçeli’nin federasyon konusundaki görüşlerinden alıntılara yer vererek “Sonuçta çok uluslu/kimlikli federal ortaklıklar gönüllülük esasına dayalı, ancak zaruretten kaynaklanan nedenlerle ortaya çıkar, dışarıdan herhangi bir baskı veya duygusal/ideolojik tercih nedeni ile oluşturulamaz, oluşturulsa bile sürdürülebilir olmaz” ifadelerini kullandı.

Ergün Olgun, Kıbrıs’ta iki taraf arasında yeni bir siyasi ortaklığa girmek için “güçlü müşterek ihtiyaç” bulunduğunun söylenemeyeceğini kaydederek “Tarafların tehdit ve çıkar algısı tamamen farklı ve ‘ben merkezli’ olduğu için mevcut koşullarda bir araya gelmelerini sağlayacak yaşamsal ortak bir tehdit veya çıkardan söz etmek mümkün değildir” dedi.

Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın 28 Mayıs 2004 tarihli raporunda Kıbrıs Rum tarafının eşitlik zemininde Kıbrıslı Türklerle yetki ve refah paylaşımına istekli olmadığına işaret ettiğini belirten Olgun, Rum tarafının 2004 BM Planını reddi, tek yanlı AB müracaatı/üyeliği ve tek yanlı hidrokarbon çalışmaları bunun somut kanıtları olduğunu; Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbon konusunda birlikte hareket etme teklifini reddettiğini hatırlattı.

“Neticede, Kuzey ve Güney Kıbrıs’ta yapılan müteaddit kamuoyu yoklamalarında her iki halkın da birinci siyasi tercihinin federal ortaklık olmadığı görülmektedir” diyen Olgun, açıklamasında çok uluslu/kimlikli federal ortaklıklar üzerine uzman Ivo D. Duchachek, R. S. Milne ve Will Kymlincka’nın araştırmalarına da değindi.

Kıbrıs’ta mevcut siyasi ve ekonomik eşitsizlik koşullarının yaşanmasında uluslararası camianın rolünün büyük olduğuna işaret eden Ergün Olgun, “1977 yılından beri sürdürülen ve 2017 yılında Crans Montana’da sona eren 40 yıllık iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal ortaklık müzakerelerinin” bu nedenlerle sonuçsuz kaldığını kaydetti.

Ergün Olgun “Bu koşullarda federal ortaklık çözüm modeli üzerinde hala ısrar etmek objektif gerçeklerle bağdaşmamaktadır” görüşünü ifade etti.

Editör: TE Bilisim