Ülke yangın yeri.

Kovid-19 salgını ile birlikte yaşanan alt-üst oluş ve depremin artçı sallantıları ile özellikle ekonomideki yıkım devam etmekte.

Kovid-19 salgını ile birlikte ülke iki farklı iktidar gördü.

Her iki iktidarın da yaşanan ilk şok sonrası salgın döneminin özellikle ekonomi ayağını doğru ve iyi yönetemediği de bir gerçek.

Kovid-19 salgını döneminde iktidar olan UBP-HP ve UBP-YDP-DP Hükümetlerinin özellikle ekonomide yaşanan depremlerin yaralarını sarmakta tam bir başarı ortaya koyduğunu söylemek mümkün değil.

Ülke ekonomisinin istikrarsız yapısı ise sadece pandemi döneminin bir ürünü ve Kovid-19 salgını dönemi Hükümetlerinin kötü yönetimlerinin bir sonucu olduğunu iddia etmek ise acımasızlıktan öte vicdansızlık ile eşdeğer.

İstikrara kavuşmayan veya gelmiş geçmiş Hükümetlerce kavuşturulmayan bir ekonominin ve disiplinize edilemeyen Devlet hazinesinin bugünlere mirasından başka bir şey değil ekonominin bugün içerisinde olduğu durum.

Gelmiş geçmiş Hükümetlerce istikrara bir türlü kavuşturulamayan ülke ekonomisinin eğreti duran son bacağının da Kovid-19 salgının yarattığı deprem ile yıkılmasının sonuçlarını yaşıyor bugün, Kuzey Kıbrıs.

Keza, dünün iktidarı bugünün muhalefeti olan siyasi partilerin kısaca gelmiş geçmiş tüm Hükümetlerin ne acıdır ki “çorbada tuzu var.”

Ve Kuzey Kıbrıs bugün, çırpındıkça kar topunu büyüten Hükümetleri ve sanki “çorbada tuzları yokmuş” ve sanki dün iktidarda olan “onlar” değilmiş gibi davranan ve yangına körük ile giden ülke muhalefetini izliyor.

Kovid-19 salgının yarattığı kaotik halden Devlet ve toplumu çıkarmak için ortak akıl’ı ret eden, çatışma siyaseti güderek salgın dönemi üzerinden siyaset yapmayı sürdüren ülke muhalefetinin de “sınıfta kaldığını” söylemek iddialı bir yorum olmaz.

Kıbrıs Türk’ü soruyor, Tufan Erhürman ve Kudret Özersay’a; Kovid-19 salgını başlamadan 10 ay kadar önce Başbakan kimdi ve o dönemden salgın döneminin yarısı kadar sürede de Hükümet olup Başbakan yardımcılığı yapan kimdi diye.

Keza, dünün İktidarının küçük partisi bugünün muhalefet partilerinin en küçüğü TDP ve genel başkanı Cemal Özyiğit de farklı bir noktada olmazken, çatışma siyasetinin küçük öznesi olma rolünü benimsemiş bir görüntü çizmekte.

Kovid-19 salgının başlamasından yaklaşık 10 ay önceye kadar İktidar olan koalisyon Hükümetinin Başbakanı bugünün ana muhalefet partisi başkanı Tufan Erhürman, ülke ekonomisini Hükümet de olduğu dönemde dünya standartlarının üzerine mi çıkardı da Kıbrıs Türk’ mü duymadı.

Tufan Erhürman Hükümetinde partisi yer alan sonrasındaki Hükümetine küçük ortağı olarak Başbakan yardımcılığı görevinde bulunan Kudret Özersay ise dünya standartlarında bir mücadele ortaya koyarak Kovid-19 öncesi ve sonrasında kalıcı çözümler üretti de Kıbrıs Türk’ü mü görmedi.

Ve bir diğer gerçek var ki, eğer bugün muhalefette olan CTP ve HP hemen yarın iktidar olsa Kovid-19 mücadelesinin özellikle ekonomi ayağında çok daha fazla bir başarı ortaya koyamayacaklardı.

Ve böylesi bir acı gerçeği, hem Tufan Erhürman hem de Kudret Özersay’ın Hükümet oldukları dönemde tecrübe ederek yaşadıkları da ortadayken “muhalefetin” yangına ateş dökmeye devam etmesinin anlaşılır bir yanı yok.

Ülke muhalefetinin iki bacağı olan CTP ve HP’nin muhalefet görevini sağduyu ile sürdürmediği ne yazık ki ortada.

Dürüst değiller çünkü biliyorlar ki ellerinde sihirli değnek olmadığından kendileri de Hükümet olsaydı eğer daha fazlasını yapamayacaklardı.

Ve ikiyüzlüler çünkü daha düne kadar Hükümet olarak makamları işgal edenler yine kendileri idi.

Ve elbette Kovid-19 dönemi Hükümetlerinin de başarılı olduğunu söylemek doğru bir yorum olmaz.

Ancak yılların bir kötü mirası olarak varlığını sürdüren ve son 20 yılın gelmiş geçmiş tüm Hükümet ve muhalefetin neden olduğu istikrarsızlaştırılan bir ekonomik yapı realitesini yok sayarak yangına ateş dökmek muhalefete yakışmıyor.

Ve ülke ekonomisinin batmanın kıyısına geldiği böylesi olağanüstü bir zamanda çatışma siyasetini bir kenara bırakıp yapıcı eleştiriler ile ortak akıl temelinde ülkeyi kaos’tan çıkarmak muhalefetin izlemesi gereken tek yol olmalı.

Bu dönemde Hükümet de muhalefet de siyaseti bir süreliğine “buzdolabına” kaldırmak zorunda.

Ve özellikle muhalefet yangına ateş dökmemeli artık.

Unutmamalılar ki “onlar” da bugün Hükümet olsa daha fazlasını yapamayacaklardı ve üstelik de“çorbada tuzları” var.

Ve asla unutmamalılar ki, kaosun sürmesine hizmet etmek ve ekonominin batma kıyısının ilerisine gitmesinden medet ummak,  Kıbrıs sorununa dair görüşmelerin yeniden başlayacağı böylesi bir dönemde kimseye fayda sağlamaz ve Kıbrıs Türküne hizmet etmez.

Şayet Kıbrıs Türk’ünün yabancısı olmadığı eski bir oyun yeni aktörleri ile yeniden sahneye konmamışsa.

Editör: TE Bilisim