Kıbrıs’ta bir anlaşmanın iki ayrı egemen, bağımsız devletin iş birliğiyle olabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Bunu var gücümüzle Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle duyurmaya devam ediyoruz” dedi. 
30 Ağustos Zaferi’nin 99’uncu yıl dönümü Türkiye’yle birlikte KKTC’de de törenlerle kutlanıyor. 
Kutlamalar çerçevesinde başkent Lefkoşa’daki ikinci tören Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda saat 10.00’da başladı. 
Törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Önder Sennaroğlu, Başbakan Ersan Saner, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, GKK Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, milletvekilleri, askeri erkan, kurum, kuruluş ve dernek temsilcileri katıldı. 
Törende, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tören birliklerinin ve halkın bayramını kutladı. 
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinden Üsteğmen Recep Eğin ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın konuşmasıyla devam eden tören, resmi geçitle sona erdi. 
TATAR 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 30 Ağustos’un şanlı Türk milletinin tarihinde en önemli zaferlerinden biri olduğuna işaret ederek, 30 Ağustos’un Anadolu’nun işgalinden kurtuluşunun ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan en önemli mihenk taşlarından biri olduğunu kaydetti. 
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nde olduğu gibi KKTC’de de kutlandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkı için de bu zaferin oldukça önemli olduğunu vurguladı. 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk ulusunun hiçbir zaman esareti kabul edemeyeceğini, hiç bir yabancı gücün boyunduruğu altına girmeyeceğini çok büyük bir fedakarlık ve cesaret göstererek bunu bütün dünyaya haykırdığını söyledi.  
“İLHAM VE GÜÇ KAYNAĞI OLDU”
Mustafa Kemal Atatürk’ün kahraman Mehmetçikleri ve kahraman ordusunun olağanüstü bir savaş, olağanüstü bir gayret ve cesaretle, bütün dünyaya Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüklüğünü, Türk ulusunun kahramanlığını gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin aynı zamanda azınlık ve mazlum halklara, milletlere ışık tutabildiğini, Kıbrıs’ta yalnızlık içerisinde İngiliz sömürge döneminde varlığını sürdürmeye çalışan Kıbrıs Türk halkına da ilham ve güç kaynağı olduğunu vurguladı.  
Türkiye Cumhuriyeti’nin sağladığı büyük zaferin Kıbrıs’a da yansıdığını, Kıbrıs Türk halkının o ilham ve güçle, mücadele yıllarında varlığını sürdürebildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Bizim coğrafyamıza bakıldığında Ağustos ayı zaferlerle, törenlerle kutlanan bir aydır. Kıbrıs Türk halkının mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve buraya sürdürdüğü katkı ve destekle Kıbrıs Türk halkının 1571’den bu yana var oluşunun bir tezahürüdür” dedi. 
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünde 1960 anlaşmalarında sağlanan hakla, Rum EOKA, çete ve terör örgütlerinin Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırılarını tüketebildiğini,  püskürtebildiğini ifade ederek, “Kıbrıs Türk halkının milli birlik varoluş mücadelesini 1974’e kadar Türkiye Cumhuriyeti’nden almış olduğumuz ilhamla sürdürebildik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1974’ten sonra Mehmetçiğin adaya ayak basmasıyla artık Kıbrıs Türk halkının ayrı bir devlet olarak, egemen, bağımsız hürriyet içinde yaşayan bir halk olarak varlığını sürdürmesi ve bu anlayışa Kıbrıs’ta nihai bir çözüme gidebilmek için çalıştıklarına işaret ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: 
KIBRIS’TA BİR ANLAŞMANIN ŞARTLARI
“Artık yeni siyasetin, yeni anlayışın federal temelde çözüm yerine, yıllardır sürdürülen müzakerelerde ortaya çıkan tezgah ve oyun, Kıbrıs Türk halkını bu kadar yıllardan sonra, bu kadar fedakarlıktan sonra özveriden sonra Türkiye ile bağlarını kopartmak ve bizleri tekrar bir yalnızlığa ve tehlikeli sürece sürükleyebilmek için oynanan oyunlara artık dur demesini bilerek, yan yana yaşayan, iki ayrı egemen, bağımsız devletin işbirliği ile ancak Kıbrıs’ta bir anlaşmanın olabileceğini var gücümüzle bütün dünyaya Türkiye’nin desteği ile duyurmaya devam ediyoruz.”  
Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü olduğuna, yoluna selametle devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şöyle dedi: 
“Kıbrıs’taki Türk milletinin uzantısı olan Kıbrıs Türk halkının da aynı azim, anlayış ve milli şuur birliğiyle korunması, milli varoluş ve statüsüsün en iyi şekilde muhafaza edilmesi, eşitlik temelinde bir anlaşmayla Doğu Akdeniz’deki ulusun, Türk milletinin Türk ulusunun çıkarları ve dolayısıyla KKTC ve TC’nin iş birliğiyle hem Türkiye Cumhuriyeti’nde, hem de Doğu Akdeniz’deki haklarının korunmasıyla büyük millet olmanın bütün gururunun haysiyetini yaşatabilmek ve yaşayabilmek bizlerin gururudur. Bizlerin milletimize olan borcumuzdur.”
Kıbrıslı Türklerin adadaki varlığının teminatı olan Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin asla kendilerini yalnız bırakmayacağını, garanti anlaşmalarının aynı anlayışla devam etmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta bir anlaşmanın ancak, Kıbrıs’ta iki ayrı egemen devletin iş birliğiyle olabileceğini söyledi. 
Cumhurbaşkanı Tatar, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına şükranlarını sunarak, onları büyük bir sevgi özlem ve hürmetle yad ettiğini dile getirdi; şehitlere Allah’tan rahmet dileyerek, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladı. 
EĞİN 
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinden Üsteğmen Recep Eğin de törende yaptığı konuşmada, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden, 30 Ağustos 1922’de kazanılan büyük zaferin 99. yıl dönümünün kutlandığına işaret ederek, asil Türk milletinin 99 yıl önce topyekûn bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazandığını dile getirdi. 
Ülkede kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşlarının bağımsızlık meşalesini yakarak “Ya istiklal ya ölüm” parolasıyla aydınlığa giden yolu açtıklarına işaret eden Eğin, “Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır” dedi. 
Kazanılan zaferi muhteşem kılan unsurun harbin, kadın çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekûn bir savaş olarak icra edilmiş olması olduğunu vurgulayan Eğin, şöyle konuştu: 
“Bu zaferle Türk, Türk ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe, Türk’ün istiklalinin elinden alınmayacağı, Türklerin yalnız askerleriyle değil, milletiyle topyekûn olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır.”
Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerine rehber olmaya devam edeceğine dikkat çeken Eğin, “Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça, başta ulu önder Atatürk olmak üzere bütün dava arkadaşları ve aziz şehitleri rahmetle anarak, hatıralarınız üzerinde saygıyla eğilerek, şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.   

Haber: Tuğçe Ülkü Aydın -Fotoğraf: Hüseyin Sayıl 

Editör: Haber Merkezi