"Kıbrıs sorunu yarım asırı aşan bir süredir uluslararası gündemdeki yerini koruyor.BM çatısı altında soruna çözüm bulunmaya çalışılıyor.Çözüm bir yana BM kendisi sorunun bir parçası haline gelmiş durumda.BM’nin uluslararası alanda sorunların çözümünde ne kadar etkisiz olduğunun canlı bir kanıtı Kıbrıs sorunu.

Hangi görüşten olursanız olun.En sağından en soluna, bir gerçeği değiştiremezsiniz Kıbrıs sorununun temelinde güç paylaşımı yani adanın yönetimi yatmaktadır.Gerisi ise ikincil sorunlardır.

Kıbrıs dünyanın süper güçleri arasında bilek güreşinin yapıldığı bir ada.Kıbrıslı Türk ve Rumlar arasında topu iyi çeviren süper güçler sorunun çözülmesine çeşitli sebeblerden dolayı bugüne kadar istekli yaklaşmadı.

Sevgili ABHaber okurları Kıbrıs sorununun AB boyutunu bilhassa 1997 sonrası avucumuzun içi gibi biliyoruz.Hem Kıbrıslı Türk hemde Rum tarafında ki siyasi ve bürokrat aktörlerin azınsanamayacak bir kısmını yakından tanıyoruz. AB kulvarlarının dili olsada konuşsak.Mont Pelerin‘de bulunan hem Türk hemde Rum tarafında masada olanlardan çok yakından tanıdığımız şahsiyetler var.

İki tarafta çözüm için samimi ama sonuca bir türlü ulaşılamıyor.Daha önceki müzakereleri saymazsak 2004 sonrası Hristofyas ile başlayan müzakere sürecinde çözüm aranıyor.

AB’de Kıbrıs dosyasına hakim çevreler kamuyona başka kapalı kapılar ardında ise başka mesajlar veriyor.

İsviçre’de çözüm için anahtar Ankara’da mı yoksa Atina veya başka başkenterde mi?

Rumların Türkleri masadan kaldırarak çözümsüzlüğü üstlerine yıkma ve zamana oynamayı bırakması gerekiyor. Mont Pelerin’de çözüme ulaşılmasında Rumların sadece Türkler adım atsın bizde bakarız görüntüsünden uzaklaşması sonuca gidilmesine yol açabilir.

AB’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili yapabileceği fazla bir şey yok.Sadece AB zirvesinde Kıbrıslı Rumlara destek mesajlarıyla BM müzakerelerini destekliyoruz açıklamalarının dışında bir şey beklenmemeli.

Ancak AB’den son zamanlarda bazı kötü kokular da gelmiyor değil. Rumların AB’yi kullanarak müzakere sürecine etki yapacağından bahsediliyor.Ama en önemlisi.Rumlar BM müzakerelerinden sonuç alınamaması durumuda değişen bir şeyin olmayacağı garantisini AB ve Rusya’dan aldığı yönde. ABD’de zaten Kıbrıs sorunu bizim için ikinci planda önceliğimiz olan başka konular var diyor.

Ortaya çıkan tablo sorunun devam etmesi sanki birçoklarının işine geliyor.Rumlar adayı tek başlarına yönetecek Kıbrıslı Türkler ambargolar altında yaşamaya devam edecek ve Türkiye’de Kıbrıs Türk tarafına para vererek bu iş kotırılmaya devam edilecek.Görüleceği üzere adadaki mevcut durum bir taşla iki değil üç kuş vurmaya benziyor.

KKTC 2. Cumhurbaşkanı Talat,ABHaber’e Annan referandumu sırasında olumsuz sonuç çıkması durumunda ne olacağının ortaya konulmadığını ifade etmişti.

Bir kez daha altını çizelim AB’nin içinde bulunduğu sorunlardan dolayı Kıbrıs sorunu kimsenin umrunda değil.Umrunda olanlarında adayla ilgili bir takım stratejik hesapları var o kadar.

ABHaber olarak Mont Pelerin’den çıkacak sonucu büyük oranda tahmin edebiliyoruz.Bunu kamuoyuna açıklarsak şık olmaz.Şu aşamada Akıncı ve Anastasiadis’in Brexit gibi bir çoğunun beklemediği sürpriz bir kararla çözüme ulaşmalarını dilemekten başka da fazla diyeceğimiz bir şey yok.

Adada çözüm Türk ve Rumların olmazsa olmazıdır.Ama çözüm olmaması durumunda ise Kıbrıslı Türkler başlarının çaresine bir saniye dahi beklemeden bakmak zorundadırlar.Dünya değişti. Herkesin artık bunu görmesi gerekiyor.Yarım asırı geçen müzakerelerde konuşulmayan daha açık bir ifadeyle müzakere edilmeyen bir şey kalmadı."

(AB HABER)
Editör: TE Bilisim