Eroğlu, “ yapılan çalışmaların halkın ülkesine, toprağına sahip çıktığını ortaya koyduğuna “ işaret etti ve “ halkımız üzerine düşeni yaparken istihdam sorununun aşılmasını, ekonominin kalkınmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini istiyor ve bunda yerden göğe kadar haklıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı dün sırasıyla Güneşköy, Aydınköy ve Lefke’yi ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Eroğlu bölge sakinlerinin sorunlarını dinledi ve Kıbrıs konusuyla ilgili vatandaşlara bilgi verdi.
Eroğlu’nun ziyaretleri sırasında, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, UBP Güzelyurt İlçe Başkanı ve Milletvekili Kemal Dürüst, Milletvekili Dr. Ali Pilli, DPUG Milletvekili Menteş Gündüz, DPUG Güzelyurt İlçe Başkanı Türkay Tokel, DPUG Lefke Örgüt Başkanı Özkan Mavioğlu, Güzelyurt eski milletvekilleri Ahmet Çaluda ve Mutlu Atasayan ile Lefke eski belediye başkanı Mehmet Zafer de hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği’ne de giderek görüşlerini dinledi.
Eroğlu Lefke ziyaretinde yaptığı konuşmada 19 Nisan’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçekleştirileceğini ve UBP ile DPUG’nin yetkili organlarında aldığı “aday ol” kararını değerlendirerek, adaylığını açıkladığını söyledi.
Demokratik ülkelerde birden fazla aday olmasının normal olduğunu belirten Eroğlu, şu ana kadar 6 adayın çıktığını söyledi.
“2010’daki seçimlerde bana cumhurbaşkanımız ol ve masada haklarımızı koru demiştiniz” diye konuşan Eroğlu, görev sürecinde 2 Rum liderle müzakere ettiğini söyledi.
Şu ana kadar Rum liderliğinin anlaşma istermiş gibi bir niyet içerisinde olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“NİYETLERİ OLSA ŞİMDİYE ÇÖZÜLÜRDÜ”

“Niyetleri olaydı 1968’de başlayan müzakereler şimdiye kadar sonuçlanırdı. Şimdi Rumlar ne diyor? Kıbrıs sorunu 1974’te başladı diyorlar. Kıbrıs sorunu çok daha eskilerde başlayan bir sorundur. Ortaklık cumhuriyetinden silah zoruyla kovulduğumuzda başladı. 1974 Barış Harekatı bizim için bir dönüm noktasıdır. Bu harekatın yarattığı coğrafyada bir devlet kurduk. Devletimizin sınırları çizilmişi, yaşayacağımız coğrafya ortaya çıkmıştır. 1975’te de nüfus mübadelesiyle de iki bölgeli ve iki toplumlu bir yapı ortaya çıkmıştır. Bu daha sonra BM parametrelerini de ortaya çıkarmıştır. Yani Kuzeyde nüfus ve mal olarak Türklerin çoğunluğu, Güney’de de Rumların nüfus ve mal olarak çoğunluğu ortaya çıkmıştır.”

“AĞIRLIKLI TAKAS VE TAZMİN”

Mülkiyet konusunu tartışırken, insanları yerinden edecek değil, başka bir formülle çözülmesi gerektiğini ifade eden Eroğlu, Hristofyas ile yaptığı görüşmelerde bu formülün belirlendiğini söyledi.
“Ağırlıklı takas ve tazminatla, bir kısım da iadeyle bu sorunun çözülmesi gerekiyor” diyen Eroğlu, toprak konusunun da kriterlerinin görüşülmesi, haritanın da en son görüşülecek konu olarak belirlendiğine işaret etti.

“MASAYA HARİTAYI GETİRTMEDİK”

Masada harita bulunmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Ancak onların elinde, masaya koydurtmadığımız bir harita var” dedi.
Eroğlu şöyle devam etti:
“Kumyalı’dan itibaren Karpaz’ı istiyor. Güney Mesarya ve Mağusa Belediyesi’nin hudutları haritanın bir kısmıdır. Alayköy’den Güzelyurt’a kadar toprakları istiyorlar. Bu da haritanın bir kısmı. Bunların yanında Kuzey Mesarya’dan da bölgeleri istiyorlar. Bunları birleştirdiğiniz haritanın tamamı ortaya çıkıyor. Rumların aklındaki, 1974 öncesine dönmektir. Ancak 1974’ten de günümüze 40 yıl geçmiştir ve bu 40 yılda kuzeyde gelişmeler ve yatırımlar olmuştur. Hristofyas ve Anastasiadis’e, aradan 40 yıl geçtiğini hatırlattım. Güneyden gelen göçmenlerimizin iskanını sağladık. Bu insanları tekrar yerinden etmenin imkansız olduğunu söyledim. Ama ne diyorlar? Güzelyurt, Karpaz ve diğer bölgeler olmadan çözüm olmaz diyorlar.”

“GERÇEKÇİ OLMAYAN BAHANEYLE MASADAN KAÇTILAR”

17 Eylül’de üçüncü safhaya geçmeyi Rumlara kabul ettirdiklerini anlatan Eroğlu, bu aşamanın da karşılıklı al-verlerin yaşanacağı aşama olduğunu söyledi.
Ancak daha sonra, Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemisi’nibahane eden Rum liderliğinin masadan kaçtığına vurgu yapan Eroğlu, “Biz Rumların attığı adıma karşılık bir adım attık. Hristofyas’ı da bu konuda uyarmıştım. Adım atarsanız, biz de adım atarız demiştim. Sonucunda da Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na verdiğimiz yetkiyle bizim adımıza arama yapıyor” dedi.
Eroğlu şöyle devam etti:

“ANLAŞMA İKİ KURUCU DEVLETTEN OLUŞACAK”

“Şimdi ne diyorlar? Türkiye benim egemenliğimi tanısın, o zaman masaya gelirim. Bunun kabulü demek, bize azınlık olarak yönetimleri altına almaktır. Rumların aklındaki, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamıdır. 11 Şubat ortak açıklama metni bu konuda açıktır. Bulunacak anlaşma iki kurucu devletten neşet edecektir. Önümüzdeki süreçte şu ya da bu şekilde bir çözüme ulaşacağız. Yani ya anlaşacağız ya da anlaşamayacağız. Halkımızı bir 50 yıl daha müzakere masasında oturtmaya kimsenin hakkı yoktur. Kaçanın masaya gelmesi için dünya etkisini bize değil onlara göstermesi lazım. 2004 referandumundan sonra dönemin BM Genel Sekreteri raporunda ne yazmıştı? Türkler bir anlaşma için devletlerinden vazgeçmişlerdir. Rumlar da refahı paylaşmak istememişlerdir. Bu yüzden Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonlar kaldırılmalıdır diye yazmıştı. Ancak o rapor Rusya tarafından veto edilmiştir. Çin de tıpkı Rusya gibi Rumlarla yakındır. Bu iki veto silahları olduğu için anlaşmaya bir türlü yanaşmamaktadırlar.”

“KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ BELLİDİR”

Kıbrıs Türk halkının yaşayabileceği bir anlaşmayı hedeflediklerini işaret eden Derviş Eroğlu, “bugünün gerçeklerini içeren, halkın güven içinde yaşayacağı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden yanayız” dedi.
Rum liderliğinin, bulunacak bir anlaşmada cumhurbaşkanının hep Rum olacağı ve karma listeden seçime girileceğini talep ettiğini dikkat çeken Eroğlu, bunun mümkün olmadığını söyledi.

“ BEN NERDE NE YAPACAĞIMI BİLİRİM, HALKIM İÇİN ÇALIŞIYORUM”

“Politikaya yeni girmiş bir aday hanımefendi, Kıbrıs’ın sesini duyuracağıma tavla oynuyormuşum diye beni eşeştirmeye kalkışıyor.Ben nerde ne yapacağımı iyi bilirim. Halkın içindeyim, halkımla dün de bugün de hep beraberim.Fırsat buldukça kulüpleri ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet ediyor dostlarım, arkadaşlarımla tavla oynuyorum. Ama ben seçildiğim günden veri dur durak bilmeden, gece gündüz demeden halkım, ülkem için çalışıyorum. Kıbrıs konusunda çok çaba gösterdim. New York’a 9 kez gittim. Almanya, İsveç, Brüksel’e gittim. New York’a gittiğimizde bir çok ülkenin devlet yetkilisi ile görüştüm. Ofisime de gelen bir çok yabancı misyon şefiyle görüştüm. 1963’ten beridir olayların içindeyim, halkımın yanındayım. Halkım için çalışıyorum. Yaptıklarımız, icraatlarımız görmek isteyenler için ortadadır. Ülkenin dününü ve bugününü çok iyi biliyorum. Bu yüzden kimse bana ders vermeye kalkmasın.”

“ BİR HANIMEFENDİ HER YETKİ ELİNDEYMİŞ GİBİ KONUŞUYOR”

Cumhurbaşkanı adaylarının, sanki hükümet başkanı seçiliyormuş gibi vaatlerde bulunduklarına işaret eden Eroğlu, “çiçeği burnunda milletvekili olan bir hanımefendi, partisinin hükümette olduğunu unutarak bütün bakanların yetkilerini toplamış gibi konuştukça konuşuyor . Ben kadınların sesi olacağım diyor,” dedi.

“HİÇBİR ŞEYİ HALKIMDAN GİZLEMEM”


Eroğlu kendisinin asla vatandaşlar arasında ayrım yapmadığını belirtti ve şöyle dedi:
“Ben kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı herkesin sesi olacağım. Kıbrıs Türk halkının sesi olacağım. Yanlış konuşmalar yapmak, seçim için herşeyi mübah saymak doğru bir anlayış değildir.

LEFKE ÇEVRE VE TANITMA DERNEĞİ ZİYARETİ

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ziyaretleri çerçevesinde ayrıca, Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği’ni ziyaret ederek bölge halkının sorunlarını dinledi.
Cumhurbaşkanının bu ziyareti sırasında dernek yöneticileri bölgedeki hastanenin kapanmaması gerekliliği üzerinde durdular ve Lefke’nin yatırımlardan gerekli payı alamadığından yakındılar.
Cumhurbaşkanı Eroğlu da konuşmasında, bölgeye ne kadar yatırım yapılırsa o kadar iyi olduğunu belirterek, “ böylece dünyaya ve özellikle de Rum’a, bölgeye sahip çıktığımızı göstermiş oluruz. Lefke üniversitesi benim dönemim de kuruldu ve faydaları görülüyor. Duble yol yapımına biz karar verdik şimdi proje uygulanıyor ve gerek tarımsal alanda gerekse diğer alanlarda daha yapılması gereken çok şey var. dedi.
Eroğlu, “Lefke ve yöresinin hızla gelişmesi için daha etkin çalışmalar yapılması yönündeki görüşlere katıldığını” da belirtti.
Eroğlu, “ yapılan çalışmaların halkın ülkesine, toprağına sahip çıktığını ortaya koyduğuna “ işaret etti ve “ halkımız üzerine düşeni yaparken istihdam sorununun aşılmasını, ekonominin kalkınmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini istiyor ve bunda yerden göğe kadar haklıdır” dedi.
Güzelyurt’a hastane yapılmasının önemli olduğunu, ancak Lefke halkının sağlık konusundaki hassasiyetini de anladığını anlatan Eroğlu, “konuşa konuşa, bu konular halledilmeli, Diyalog ve karşılıklı anlayış şarttır” dedi.
 
Editör: TE Bilisim