Doğuş Özokutan Çiftçioğlu

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Maraş’ın, bütünlüklü çözümü beklemeden gündeme getirilmesi gerektiğini öne sürdü.

“Bizim beklentimiz; Maraş’ın yasal sahiplerine devredilerek her iki tarafın ekonomisine katkıda bulunacak şekilde şekillenmesi ve buna bağlı olarak Mağusa Limanı’nın uluslararası ticarete, Ercan Havaalanı’nın ise uluslararası uçuşlara açılmasıdır” diyen Özyiğit, ancak tüm bunların bütünlüklü çözümün önüne geçmemesi gerektiğinin de altını çizdi.

Özyiğit, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin Kıbrıs konusuyla ilgili sorularını yanıtladı.

“HER İKİ LİDER DE KARŞI TARAFIN HASSASİYETLERİNİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURMALI”

Kıbrıs konusunda gelinen noktayı değerlendiren TDP Genel Başkanı Özyiğit, iki liderin mutabık kaldığı Ortak Açıklama’nın olumu bir zemin olduğunu, görüşmelerin bu zeminde sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Özyiğit, her iki liderin, karşı tarafın da hassasiyetlerini gözönünde bulundurarak daha yapıcı ve esnek öneriler sunması gerektiğini dile getirdi.

Müzakere sürecinde tüm konuların ele alınması gerektiği görüşüne karşı olduklarını ifade eden Özyiğit, uzlaşılan başlıkların yeniden açılmasına gerek olmadığını, müzakere sürecinde uzlaşılamayan başlıkların üzerinden gidilmesi gerektiğini kaydetti.

Öte yandan Kıbrıs Türk tarafının “11 Şubat tarihli Ortak Açıklama’da tek egemenliği kabul ettiğini” öne süren Özyiğit, “Daha sonra bunu sulandırmak hatta iki ayrı egemenliği ortaya koymak samimi bir yaklaşım değil. Bunlardan kaçınmak gerek” dedi.

“TOPRAKLA İLGİLİ BUNDAN SONRA YAPILACAK DÜZENLEME KALICI OLACAK”

Olası bir çözümde toprak konusunda varılacak anlaşmayla meydana gelecek yer değiştirmelerle ilgili görüşü sorulan Özyiğit, insanların 1974’ten bu yana 40 yıldır yaşadıkları, üretim ve komşuluk ilişkileri kurdukları yerlerden ayrılmalarının bir takım sıkıntılar yaşatabileceğini, öte yandan bugüne kadar bu bölgelerde yaşayan kişilerin belirsizlik nedeniyle de birçok sorun yaşadığını söyledi.

“En azından bundan sonra yapılacak düzenleme kalıcı olacak” diyen Özyiğit, “düzenlemenin uluslararası hukukun gösterdiği şekilde olacağını ve Annan Planı’nda öngörüldüğü gibi bir geçiş dönemi sağlanacağını” ekledi.

Özyiğit sözlerine “İnsanımız gittiği yerde edineceği malın artık kalıcı olacağını bilecek” şeklinde devam etti.

“MARAŞ, BÜTÜNLÜKLÜ ÇÖZÜMÜ BEKLEMEDEN GÜNDEME GETİRİLMELİ”

Bu süreçte güven yaratıcı önlemlerin önemine de değinen Özyiğit, başta Maraş olmak üzere güven yaratıcı önlemlerin bütünlüklü çözümü beklemeden gündeme gelmesi gerektiğini öne sürdü.

Maraş konusunda Doruk Anlaşmaları’nda geçen bir maddeye işaret eden Özyiğit, “bu maddede Maraş’ın bütünlüklü çözüm dışında da ele alınabileceğinin kaydedildiğini” anlattı.

“Bizim beklentimiz; Maraş’ın yasal sahiplerine devredilerek her iki tarafın ekonomisine katkıda bulunacak şekilde şekillenmesi ve buna bağlı olarak Mağusa Limanı’nın uluslararası ticarete ve Ercan Havaalanı’nın ise uluslararası uçuşlara açılmasıdır” diyen Özyiğit, güven yaratıcı önlemlerin bunlardan ibaret olmadığını, yeni geçiş kapıları açılması ve Yeşil Hat Tüzüğü’nün de geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

Özyiğit, öte yandan, tüm bunların bütünlüklü çözümün önüne geçmemesi gerektiğini de söyledi.

“OY VERME KONUSUNDA ANNAN PLANI’NDAKİ ESASLARA SAHİP ÇIKILMALI”

Türkiye Cumhuriyeti kökenli KKTC vatandaşlarının referandumda oy kullanması konusuyla ilgili olarak ise, Annan Planı’ndaki esaslara sahip çıkılması gerektiğini belirten Özyiğit, bunun teknik bir konu olduğunu söyledi.

“KIBRISLILAR KAN, ACI, GÖZYAŞI GÖRDÜLER, GÖÇMEN OLDULAR. BUNDAN DERS ALINARAK BİR DAHA O GÜNLERE DÖNÜLECEĞİ ADIMLAR ATILMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Varılacak olası bir anlaşmanın kalıcı olup olmayacağı sorusu üzerine, “Kıbrıslıların 50 yıllık süreçten önemli dersler çıkardığını” belirten Özyiğit, şöyle devam etti:

“Kıbrıslılar; kan, acı, gözyaşı gördüler, göçmen oldular. Bundan ders alınarak bir daha o günlere dönüleceği adımlar atılmayacağını düşünüyorum. Elbette dünyaya hakim zihniyet bizi yeniden karşı karşıya getirmeye çalışabilir, ama bu noktada barış güçlerine iş düşer. STÖ’ler, sendikalar ve partiler ortak tavır içine girmelidir.

Bu noktada Güney’de ELAM’a, Kuzey’de de harita dağıtıp ‘hayır’ kampanyası başlatanlara geçit verilmemeli. Farklılıklar çatışma değil uzlaşma kültürüne araç olarak görülmeli.”

Olası bir anlaşma sonrası oluşacak yönetimde dönüşümlü başkanlığın önemli olduğunu ifade eden Özyiğit, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde çapraz oy olmalı. Seçilecek kişi tüm Kıbrıs’ın başkanı olacağını bilmeli” dedi.

Müzakerelerin hidrokarbon ve doğalgaz yataklarının bulunmasıyla ivme kazandığını ifade eden Özyiğit, şöyle devam etti:

“Kıbrıs’taki Türklerin ekonomik yapısı hiçbir zaman doğru dürüst bir noktaya ulaşamadı. Kıbrıslı Rumların ekonomilerinde de son 2 yılda bir çöküş yaşandı. Gazın ve petrolün getireceği ekonomik değer bir itici güç oldu. Biz bu sürece gaz ve petrolün etkisi olacağını düşünüyoruz. Ayrıca gaz ve petrolün Türkiye üzerinden gitmesi de en verimli yöntem. Böylece tüm tarafların kazanacağı bir süreç olacak. Türkiye’den gelecek su da sürece olumlu katkı yapacak”

Kıbrıs konusunda bir anlaşmaya varılacağı konusunda umutlu olduklarını dile getiren Özyiğit, “Yeter ki niyet olsun ve karşı tarafın hassasiyetleri de gözönünde bulundurulsun” dedi.

TDP Genel Başkanı Özyiğit, anlaşmaya varılıp yarım asırdır devam eden sorunun çocuklara ve torunlara miras bırakılmaması; Kıbrıs’ın Ortadoğu için bir barış merkezi haline gelmesi temennisinde bulundu. 
Editör: TE Bilisim