Törende konuşan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum tarafının kendi başına bırakılması, gerçeklerin kendilerine gösterilmemesi, ifade edilmemesi halinde Kıbrıs’ta yakında bir antlaşamaya varılacağını beklemenin hayal olduğunu söyledi.

Artık görüşülmemiş, konuşulmamış hiç bir konu kalmadığını, niyet varsa antlaşma yapılabileceğini net bir şekilde gözler önüne serdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği doğu yolu izlerlerse, Rum tarafının barış, antlaşma yoluna gelebileceğini umduğunu dile getirdi.

Kıbrıs’ta egemen olan iki ayrı halk ve devlet olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bu gerçeklerden hareket edilerek anlaşma yolunun aranacağını, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği, sulandırılmamış iki kesimlilik istediklerini vurguladı.

TÖREN

Lefke’nin kurtuluş yıldönümünün kutlandığı tören, Lefke Atatürk Parkı’nda yer aldı. Tören, saat 18.00’de, Atatürk Anıtı’na protokol sırasına göre çelenk konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle başladı. Tören birliklerinin denetlenip, halkın bayramının kutlanmasının ardından folklor gösterisi yapıldı, şiirler okundu. Lefke Belediye Başkanı Mehmet Zafer ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun konuşmalarının ardından tören resmigeçitle tamamlandı.

Törene Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun yanı sıra, Meclis Başkanı adına DP-UG Girne Milletvekili Ergün Serdaroğlu, Başbakan Sibel Siber, Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği adına I. Katip Zeynep Kıvılcım, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı adına 39. Tümen Komutanı Tümgeneral İbrahim Yılmaz, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Baki Kavun, Ana Muhalefet UBP adına Güzelyurt Milletvekili Kemal Dürüst, askeri erkan, devlet ve hükümet yetkilileri, milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi partiler, muharip dernek, kurum, kuruluş yetkilileri ile vatandaşlar katıldı.

EROĞLU

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, törendeki konuşmasında, Lefke’nin 39’uncu kurtuluş yıldönümünü kutlayarak, Serdarlı, ardından Gazimağusa ve bugün de Lefke’nin kurtuluş törenine katıldığını söyledi.

Üç gündür, tahrik etmek ya da kışkırtmak için değil, ders çıkarıp yarınların tehlikeye atılmamasını anlatmaya, anımsatmaya çalıştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, “kendimize hep sormamız lazım; 20 Temmuz 1974’te başlayan Barış Harekâtı’nın ikinci aşaması gerçekleşmeseydi ne olacaktı? Kıbrıs Türklerinin başına neler gelecekti? Sorularının yanıtının Muratağa, Sandallar, Atlılar, Taşkent’te yatmakta olduğu nettir. ‘Barış Harekâtı’nın birinci aşaması tamamdı ama ikinci aşaması yapılmamalıydı’ denilmesi yanlıştır, tarihi gerçeklere aykırıdır” dedi.

Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasına geçilmeseydi başarı sağlanamayacağını, Rumların adanın dört bir yanındaki Türkleri ya katledecek, ya da esir kamplarına kapatacaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu durumda tabii ki Lefke’nin de kurtulmayacağını kaydetti.

“KIBRIS TÜRK HALKI ASLA 1974 ÖNCESİNE DÖNÜŞÜ İSTEMİYOR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bazı sıkıntılar yaşandığının bilincinde olduğunu, ama Türk halkının asla 1974 öncesine geri dönüşü istemediğini, bunun acı, esaret, toplu katliamlar olduğunu iyi bildiğini vurguladı.

Her ne kadar da arzu edilen oranda olmasa da, Lefke’nin gelişmelerden nasibini aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Lefke ve yöresinde özellikle üniversite kurulmasıyla bir gelişme yaşandığını kaydetti.

Turizm faaliyetlerinin bölgede yaygınlaşması için atılması gereken adımlar da olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu adımların da atılmasıyla Lefke’nin daha iyi konuma geleceğine inanç belirtti. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Güzelyurt’a kadar giden çift şerit geliş-gidiş yolun mümkün olan en kısa süre içinde Lefke’ye ve ardından da daha ileriye kadar ulaşacağını söyledi.

HÜKÜMET ÇALIŞMALARI

Yeni hükümet kurulması çalışmalarının devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:

“Halkımızın beklentileri ortadadır. Halkımız haklı olarak ekonomik, sosyal ve siyasal olarak ciddi bir ilerleme bekliyor ve bunun için gözlerini parlamentoya, hükümete çevirmiş durumdadır.

Bu olumlu ve haklı beklentiyi boşa çıkarmamak lazım. Beklentim partilerimizin artık çok daha etkin ve ciddi çalışarak, parlamentoyu sürekli devrede tutarak gereken Anayasal, yasal değişiklikleri yapmaları, ülkede yeni bir heyecan, moral ve olumlu hava yatarak ileriye gidilmesini sağlamalarıdır. Cumhurbaşkanı olarak bu yönde herkese yardımcı olmayı görev biliyorum. Yapılması gereken bir diğer şey de Anavatan Türkiye ile sıkı işbirliği içinde bulunmak, karşılıklı sevgi, saygı ve anlayışla planlar projeler üretmektir. İlgili kesimler, sivil toplum örgütleri, sendikalarla siyasiler, hükümet arasında iyi niyetli, önyargısız diyalog oluşturulup bunun sürdürülmesi de halkımızın diğer önemli bir beklentisidir.”

Herkesin yakındığı sorunları geride bırakarak sağlıklı, doğru yolda ilerlenebilmesi için herkesin elini kendisine düşen oranda taşın altına koyması ve sorumluluk duygusu ile hareket edilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Kimse merak etmesin, kaygılanmasın; gelecek bizimdir ve aydınlıktır. Giderek güçlenen Anavatan Türkiye yanımızdadır, halkımız çalışkan ve azimlidir” dedi.

KIBRIS KONUSU

Konuşmasında Kıbrıs konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilemediğini, çünkü Rum komşuların ayak sürüdüğünü ve maalesef dünyanın da hala, bu oyunu bile bile, çıkarları öyle gerektirdiği için buna göz yumduğunu kaydetti.

“Maalesef içimizden birileri, bizi, hiç bir şey yapmamak, Kıbrıs konusunun çözümünde isteksiz davranmak, hatta çözüm istememekle suçluyor” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, göreve geldiği günden beri yaptıklarının ortada olduğunu söyledi.

“ADADA VAR OLAN GERÇEKLERİ DİKKATE ALAN BİR ANLAŞMA”

Cumhurbaşkanı Eroğlu şöyle devam etti:

“Her vesile ile bir antlaşma için irademizin mevcut olduğunu, zaman sınırlaması konularak görüşme yapmak ve neticesinde kapsamlı, Ada’da var olan gerçekleri dikkate alan bir antlaşma imzalayabileceğimizi ifade ediyorum.

Yürütme ve Yetki Paylaşımı, Ekonomi, Mülkiyet gibi konularda görüşlerimizi net bir şekilde masaya koymuş bulunuyoruz ama Rumlar önce seçimler nedeniyle masadan uzaklaştılar, şimdi ise ekonomimiz berbat, derdimiz çok, “izin verin önce onlara bakalım” diye masaya gelmemek için mazaret ortaya koyuyorlar ve biz Anastasiadis’i seçildiği günün ertesinde görüşme masasına davet etmiş ve hala ısrarımızı sürdürüyoruz.

Dün Rumlarda antlaşma iradesi yok diyenler ki öyledir, bugün ise bizi suçlamaya devam ediyorlar.”

“RUM TARAFI VE DÜNYA ÜZERİNDE CİDDİ BİR BASKI OLUŞTURALIM”


Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin gerçeklerin farkında olduğunu ve göreve geldikten sonra aleyhine tek açıklama, ya da kararın söz konusu olmadığını ifade eden Eroğlu, “Hal böyleyken bizim içimizdeki bazı arkadaşların çözüme yönelik ilerleme olmamasının sorumlusu olarak bizi göstermeye çalışmaları yanlıştır, haksızlıktır. Böyle yapacaklarına gelsinler, hep birlikte, ucu açık değil, belirli bir takvimle görüşmelerin başlaması için çağrı yapalım Rum tarafı ve dünya üzerinde ciddi bir baskı oluşturalım” dedi.

Artık görüşülmemiş, konuşulmamış hiç bir konu kalmadığını, niyet varsa antlaşma yapılabileceğini net bir şekilde gözler önüne serdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği doğu yolu izlerlerse, Rum tarafının barış, antlaşma yoluna gelebileceğini umduğunu dile getirdi.

Rum tarafının kendi başına bırakılması, gerçeklerin kendilerine gösterilmemesi, ifade edilmemesi halinde Kıbrıs’ta yakında bir antlaşamaya varılacağını beklemenin hayal olduğuna dikkat çeken Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafı olarak üzerinde durdukları noktaların belli olduğunu ve bunların hiç birinin Rum halkının zararına olmadığını kaydetti.

“KIBRIS’TA EGEMEN İKİ AYRI HALK VE DEVLET VAR”

Kıbrıs’ta egemen olan iki ayrı halk ve devlet olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bu gerçeklerden hareket edilerek anlaşma yolunun aranacağını, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği, sulandırılmamış iki kesimlilik istediklerini vurguladı.

“Biz dostluk ve barış elimizi uzattık Rum tarafını bekliyoruz. Ya gelsinler ya da artık önümüzü kesmekten bize haksızlık yapmaktan vazgeçsinler” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:

“Bizim bir devletimiz vardır ve Kıbrıs Türk Halkı Devleti’nin kıymetini, Rumların tavırlarını, dünyanın haksız tutumunu, Avrupa Birliği’nin söz verdiklerini yapamadığını gördükçe daha iyi anlamaktadır.”

Eroğlu, halkın devlet, refah, güvenlik, egemenlik için Anavatan Türkiye ile birlikte yürümenin esas olduğunu bildiğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Lefke’nin kurtuluşunu kutlayarak, Lefkelilerin sevincini paylaştığını kaydetti.

Eroğlu, şehitleri rahmet, gazileri şükranla andı ve “Allah bize bir kez daha 1974 öncesi günleri yaşatmasın, geleceğimiz, refah, özgürlük ve barış dolu olsun diyorum” dedi.

ZAFER

Lefke Belediye Başkanı Mehmet Zafer de konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve özgürlüğü için 1958'de başlattığı mücadelenin 1974 Mutlu Barış Harekatı'yla taçlandırıldığını vurguladı.

Lefke'de yöre halkının Barış Harekatı'nda kahramanca çarpıştığını, ancak talihsiz bir şekilde 26 Temmuz - 16 Ağustos 1974 tarihleri arasında Rumların esareti altında kaldığını anlatan Zafer, Rum ve Yunan çapulcuların kendilerine reva gördüklerini unutmadıklarını ve unutmayacaklarını söyledi.

Kıbrıs Türk halkının çok acılar yaşadığına dikkat çeken Zafer, yeni nesillerin geçmişi unutmamasını sağlamanın görevleri olduğunu kaydetti. 16 Ağustos 1974'de 25 gün süren esaret döneminin sona erdiğini ifade eden Zafer, adada barış istediklerini ancak Kıbrıs Türk halkını 1974 öncesine götürmeyecek bir barış istediklerini vurguladı.

Zafer, müzakere sürecinde Cumhurbaşkanı Eroğlu'na güvendiklerini belirtti.

Zafer, konuşmasının sonunda, şehitlere Allah'tan rahmet diledi. 
Editör: TE Bilisim