28 Temmuz'daki genel seçimlerin ardından yapılan olağanüstü kurultayda Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanlığı'na getirilen Hüseyin Özgürgün, koalisyon partilerinin "sırf kurmuş olmak için bir hükümet kurduklarını" iddia ederek, "Kıbrıs Türk halkının çok ciddi sorunları var. Hükümet, 'Biz başarısız olursak, Türkiye bizi istemediği için başarısız olacağız' gibi çok tehlikeli bir oyun içerisinde göreve başladı. Hükümet, anavatanımızı, olmazsa olmazımızı harekete geçirecek bir oyunla göreve geldi. Halbuki 4 aydır zaten hükümetler, Türkiye yardım etmedi mi? O yüzden bu hükümet ölü doğmuş bir hükümettir" dedi.

Eski Başbakan ve UBP Genel Başkanı İrsen Küçük'ün 28 Temmuz erken genel seçimlerinde milletvekili seçilememesinin ardından muhalefete düşen UBP'nin liderliğini devralan Lefkoşa Milletvekili Hüseyin Özgürgün, seçilmesinin ardından AA muhabirine gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Seçimden sonra kurulan Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) - Demokrat Parti-Ulusal Güçler (DP-UG) hükümetinin "çok uzun ömürlü bir hükümet olamayacağını" savunan Özgürgün, "Her iki parti içinde sıkıntılar olduğunu biliyoruz. UBP'nin anamuhalefet görevi önemli bir görev olarak devam edecek" diye konuştu.

CTP-BG- DP-UG koalisyon hükümetini "ölü doğmuş bir hükümet" olarak niteleyen Özgürgün, bu iki partinin "sırf kurmuş olmak için bir hükümet kurduklarını" ileri sürdü.
 
Başbakan Yardımcısı ve DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş'ın sağın en güçlü ve temel partisinin UBP olduğunu kabullenemediğini ileri süren Özgürgün, "Eğer UBP'nin sağın güçlü partisi olduğunu kabullenseydi birleşme de UBP ile olurdu. Bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Onun derdi sağın lideri olup ülkenin lideri olmak. O şekilde lider olunmaz, lider kendiliğinden oluşur"  iddialarında bulundu.

UBP'nin 28 Temmuz erken genel seçimlerinde halktan aldığı oyu değerlendirerek, yeni bir yapılanma sürecine gireceğini ifade eden Özgürgün, UBP'nin "tabanı güçlü olan köklü bir parti, gelenekleri olan bir parti olduğunu" söyledi.

UBP'nin kapısının herkese açık olduğunu belirten Özgürgün, "Biz şu anda herkese aynı mesafedeyiz ve herkesle beraber çalışmak istiyoruz. Hiçbir kırgınlığın, kamplaşmanın bir şey getirmediğini biliyoruz. UBP şu an gayet huzurlu bir parti. Öyle olmaya da devam edecek" dedi.

"CUMHURBAŞKANI İLE DİYALOG VE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE OLACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun uzun yılar UBP lideri olarak başbakan seçildiğine dikkati çeken Özgürgün, cumhurbaşkanının tarafsız ve devletin başı olduğuna dikkati çekti.

Özgürgün, Eroğlu'nun UBP'li olmadığını söyleyenlerin gerçekleri saptırmaya çalıştığını ifade ederek, "Bizim kendisine saygımız var. Kendisi UBP ile özdeşleşmiş bir isim. Anamuhalefet partisi olarak kendisi ile olumlu bir şekilde istişare içerisinde olacağız. Cumhurbaşkanı ile kavga işimize gelmez. Cumhurbaşkanı ile diyalog ve işbirliği içerisinde olacağız" diye konuştu.

Kıbrıs Türk halkının çok ciddi sorunları olduğuna işaret eden Özgürgün, "Hükümet, 'Biz başarısız olursak, Türkiye bizi istemediği için başarısız olacağız' gibi çok tehlikeli bir oyun içerisinde göreve başladı. Hükümet, anavatanımızı, olmazsa olmazımızı harekete geçirecek bir oyunla göreve geldi. Halbuki 4 aydır zaten hükümetler, Türkiye yardım etmedi mi? O yüzden bu hükümet ölü doğmuş bir hükümet" ifadelerini kullandı.

 "KIBRIS'TA BİR ANLAŞMA ÇOK SAFÇA BİR BEKLENTİDİR"

Kıbrıs sorunu üzerinde hem Dışişleri Bakanı olarak hem de Avrupa Konseyi'nde üye olarak uzun yıllar çalıştığını belirten Özgürgün, Kıbrıs meselesinde bir anlaşma beklentisinin "çok safça bir beklenti" olduğunu ileri sürdü.

"İki kurucu devletin eşit statüsü olan bir anlaşma beklentisinin hayal ürünü" olduğunu da savunan Özgürgün, şunları kaydetti:

"Güneyin (Rum yönetimi) açıkça ortaya koyduğu bir şey var; Kıbrıs Cumhuriyeti var. Rum kesimi AB üyesi olarak Kıbrıslı Türklere azınlık hakları gibi bir-iki hak verebilir. Böyle bir anlaşmayı da ne Türkiye ne de Kıbrıslı Türkler kabul edebilir. Güneyin de bunun ötesine geçmeyeceğini biliyorum. Böyle bir ortamda neyin anlaşmasından söz ediyoruz. Kıbrıs sorunu şu an dünyanın gündeminde de değil. Ada'da İngiliz üsleri ve ABD'nin müdahaleleri anlamında belki zaman zaman Birleşmiş Milletlerin (BM) gündeminde kalması, konuşulması, ortamın yatıştırılması için de görüşmelerin devam ettirilmesini düşündüklerini düşünüyorum."


Editör: TE Bilisim