Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği anne ölümlerinin hemen hemen tamamının önlenebilir ölümler olduğunu, anne ölümlerinin önemli bir kısmının doğumdan hemen önce, doğum sırasında veya doğumdan sonra doğumla ilişkili kanama ve eklampsiden dolayı meydana geldiğini bildirdi.

Tabipler Birliği’nden yapılan açıklamada, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemde sunulacak hizmetlerle bu ölümlerin önlenmesinin mümkün olduğu kaydedildi.

“DEVLET HİÇBİR ROL ÜSTLENMİYOR”

Kadının doğurganlık hakları ve sağlığı ile ilgili olarak ülkemizde cinsel eğitim konusunda devletin hiçbir rol üstlenmediği, doğum kontrol yöntemlerinin öğretilmediği ve doğum kontrol araçlarının (rahim içi araç: spiral, doğum kontrol hapları, prezervatif gibi) devlet tarafından sağlanmadığı kaydedilen açıklamada, planlanan ve istenen gebeliklerde de gebe kadınların genetik taramalarının ve takiplerinin, aşılarının ücretsiz olarak yapılmadığı, yeni doğan bebeklerin tarama testlerinin (topuk testi) ücretsiz olarak yapılmadığı, çocukluk aşılarının sürekli, düzenli ve ücretsiz olarak sağlanmadığı ifade edildi.

Birlik Başkanı Özlem Gürkut ve Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Sorumlusu Emre Y. Vudalı imzasıyla yayınlanan açıklamada, çalışan kadınların gebelikleri sırasında yaşadıkları sağlık problemlerinde kullanacakları raporların ve annelerin emzirme izinlerinin düzenlenmesi, anne ve babaların bebeğin bakımı için ihtiyaçları olan yasal işten ayrılma sürelerinin geliştirilmesi ve çağdaş düzeye getirilmesi gerektiği belirtildi.

KKTC’de çocuk bakımı amacıyla çalışmasına ara veren kişilerin kariyer ilerlemesinde kesintiye uğradığı, hak kaybı yaşadığı hatta işini kaybettiğinin görüldüğü belirtilen açıklamada, kürtaj konusuna da değinildi.

İstenmeyen gebelikleri önleyebilmek için öncelikle modern aile planlaması yöntemleri etkin bir şekilde uygulanması gerektiği, her şeye rağmen istenmeyen bir gebelik ortaya çıkmışsa son çare olarak küretaja başvurulması gerektiği kaydedilerek, küretajın gebelik sonlandırılması için yapılabileceği gibi tanısal amaçlı veya düşük yapan kişilerde rahim içinde eğer bebeğe ait parçalar kaldıysa, yani gebeliğe bağlı rahim içi materyal tam olarak atılamadıysa, bunları temizlemek için de yapılabileceği belirtildi.

YASAL BOYUT

Gebelik tahliyesi amacıyla yapılan kürtajlarda (legal yollaküretaj) yasal sınırın KKTC için "son adet tarihinden itibaren 10 hafta" ile sınırlı olduğuna değinilen açıklamada, son adet tarihinin, son adetin ilk (başlangıç) günü olduğu belirtildi.

Açıklamada, gebeliğin, bu gebelik haftasının daha üstünde ise anne ve babanın rızası olsa bile yasal olarak küretaj uygulanamayacağı kaydedildi.

Gebeliğin devam etmesinin anne için hayati bir tehlike oluşturuyorsa, "anne hayatı düşünülerek" gebelik haftasına bakılmaksızın gebeliğin sonlandırılabileceği belirtilen açıklamada, bunun için gerekçeli raporlar doğrultusunda yasal prosedürün tamamlanmasının gerekli olduğuna dikkat çekildi.

Ülkede kadın sağlığının temel unsurlarının DSÖ kriterlerini yakalamadığı ve konunun küretajın yasal süresinin artırılması tartışmaları ile sınırlı kalmasının üzüntü verici olduğu kaydedilen açıklamada, KKTC’de kadının doğurma haklarının oluşturulmadığı, çalışma yasalarında anne-babanın çocukları ile ilgili sorumluluklarının tam anlamı ile üstlenebilecekleri olanakları sağlamaya yönelik düzenlemelerin yapılmadığı belirtildi.

Açıklamada, küretaj yasal süresinin Ceza Yasasında düzenlenmesinin yanı sıra,kadın sağlığı ve kadının doğurganlık haklarını düzenleyecek bir yasa çalışmasının da ivedilikle ele alınması gerektiği vurgulandı.

Editör: TE Bilisim