KTOEÖS Başkanı Ozan Elmalı eylemde yaptığı konuşmada, ülkede yaşanan sorunlara işaret etti, öğretmenlerin belirli bir hizmet yılından sonra daha az ders saatine tabi olmasını sağlayan A öğretmen ve B öğretmen statüsünün ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyleyerek, “Çözülmeyi bekleyen bunca sorun varken Bakan ve Müsteşar eliyle öğretmen düşmanlığı yapılıyor” dedi. 

Eylemde, “Topluma ve öğretmenlere yapılan saldırılar karşısında susmayacağız”, “Siz teslim oldunuz biz olmayacağız” yazılı pankartlar taşındı, Bakanlık binasına “Misyonunuz öğretmen düşmanlığı mı?” yazan posterler asıldı. 

-Elmalı: “Hakların geriye götürülmesi eğitimin niteliğini düşürür”

Eylemde konuşan Elmalı öğretmenlerin kazanılmış haklarının geriye götürülmeye çalışıldığını savunarak bu durumun öğretmenlerin ve eğitimin niteliğini düşüreceğini ifade etti.

Kol etkinlikleri ve laboratuvar denkliklerinin kandırılmaya çalışıldığını söyleyen Elmalı, bu durumu eleştirdi.

A öğretmen- B öğretmen statüsünün kaldırılmasının da gündeme getirildiğini dile getiren Elmalı, “Bakan da Müsteşar da 10 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra masa başına geçti” diyerek bu durumda bu konuda deneyim ya da empatilerinin olmadığını kaydetti. 

Fiziki yapı olarak çok kötü okullar olduğunu, 40-45 kişilik sınıflarda ders yapılmaya çalışıldığını ifade eden Elmalı, bu konulara ağırlık verilmesi gerektiğini anlattı. Elmalı konuşmasında, uzun mesafe kat ederek işe giden öğretmenlere ek destek verilmemesi ve ek bütünleme sınavı gibi uygulamalara da eleştiriler getirdi. 

4 yıl sözleşmeyle öğretmen istihdam edilmesini de eleştiren Elmalı, bu şekilde işe alınanlar arasında Eğitim Bakanlığı'nda akrabası olan isimlerin açıklanmasını istedi. 

Elmalı ayrıca, bir yandan para yok denirken diğer yandan müşavirlere, kültür ateşelerine ve yurt dışı temsilciliklerine çok büyük miktarlarda harcamalar yapıldığını da savundu. 

İhalesiz yakıt alımı nedeniyle devletin 80 milyon TL zarara uğratıldığını söyleyen Elmalı, bir okul inşaatının 8 milyon TL olduğunu ifade ederek bu parayla 8 okul inşa edilebileceğini de kaydetti. 

Konuşmasının sonunda “Uyanış” isimli sergilerini Bakan Çavuşoğlu’nun ziyaret etmediğini kaydeden Elmalı, sergi kitapçığı ve sorularını içeren belgeyi Bakan’a sunmak üzere Bakanlık binasına girdi. 

-Mili Eğitim Bakanı Çavuşoğlu yanıt vermek üzere eylemcilerin yanına indi

Daha sonra Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu sorulara yanıt vermek üzere eylemcilerin yanına gitti. Uyanış isimli serginin açılışına yurt dışında olduğu için katılamadığını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, sanata merakının kendisini tanıyan herkes tarafından bilindiğini söyledi.

Kendisine sorulan sorulara en kısa sürede yanıt verebilmek için eylemcilerin yanına geldiğini getiren Çavuşoğlu, sendikayla daha önce yaptıkları görüşmelerde belirttiği gibi amacının çalışma eşitliğini sağlamak ve istismarı önlemek olduğunu belirtti.

Laboratuvar ve atölye hazırlığının ne olduğunu ve bu hazırlığın yapılıp yapılmadığını tüm öğretmenlerin bildiğini kaydeden Çavuşoğlu, laboratuvarı olmayan okullarda bile laboratuvar hazırlığı alan öğretmenler olduğunu ifade etti. 

-"Düzenleme çalışan öğretmenlerin haklarına halel getirmeyecek"

Bakan Çavuşoğlu, yapılan düzenlemelerin asla çalışan öğretmenlerin haklarına halel getirmeyeceğini vurguladı. 

Mevcut düzende deneyimli öğretmenlerin birikim, bilgi ve becerilerinden yeterince faydalanılamadığını da söyleyen Çavuşoğlu ile öğretmenler arasında sözlü tartışmalar yaşandı. 

Tartışmanın büyümesiyle eylemciler Bakanlığın önünü terk etti. 

-Çavuşoğlu basına açıklama yaptı

Daha sonra Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu basına açıklama yaptı. KTOEÖS’ün söylediği gibi laboratuar hazırlığına hiçbir zarar vermediklerini dile getiren Çavuşoğlu, laboratuvarı kapatılmış okullarda, laboratuvar varmış gibi 3 saat hazırlık sayılmasına hangi öğretmenin vicdanının izin vereceğini sordu.

Kol faaliyetlerine hiçbir şekilde dokunulmadığını dile getiren Çavuşoğlu, “Öte yandan bir okulda 10 edebiyat öğretmenin sadece 3’ü kültür edebiyat kolu hazırlığı yaparken hazırlık yapmayan 7 öğretmenin de hazırlık ödeneği almasının mantığı ne olabilir? Bu israf ve istismar değil midir?” diye sordu.

-“Kol faaliyetlerini üzerine alan öğretmenler karşılığını alacak”

Kol faaliyetlerini üzerine alan öğretmenlerin karşılığını alacağına vurgu yapan Çavuşoğlu, 10 öğrencisi olan okulda da 45 öğrencisi olan okulda da 2 saat sınıf öğretmenliği verildiğini, hatta bazı okullarda bir sınıfa iki sınıf öğretmenliği verildiğini dile getirerek, üzerinde çalışma yapılanın bu gibi durumlar olduğunu ifade etti.

KKTC’de bir sınıfta 45 öğrenci olan sadece iki okul bulunduğunu, bunların Lefkoşa Türk Lisesi ve  ve Namık Kemal Lisesi olduğunu dile getrien Çavuşoğlu, açılacak yeni okullarda bu yıl Lefkoşa’da seneye de Gazmağusa’da bu sorununun ortadan kalkacağını kaydetti. 

Nazım Çavuşoğlu, son 15 yılda yapılan okullardan fazlasını 3 senede yaptıklarını dile getirdi; okul kantinleriyle ilgili söylenenlerin de doğru olmadığını, okulların gelirlerinin artacağını söyledi. 

Sendikaların kamuoyunu yanıltmaması için yapılan her eylemde bakanlığın önüne inerek açıklama yapacağını kaydeden Çavuşoğlu, ”A öğretmen- B öğretmen” konusunda yapılan açıklamalara da yanıt verdi. 

Kendisinin sadece 10 sene öğretmenlik yaptığının söylendiğini ancak eyleme gelen öğretmenlerin girdiği toplam ders sayısı ve sosyal faaliyetlerin kağıt üzerinde karşılaştırılmasını isteyen Çavuşoğlu, A ve B öğretmen konusunun popülist bir şekilde Öğretmenler Yasası'na girdiğini ve eşitsizlik yarattığının hep konuşulduğunu kaydetti.

Bu nedenle öğretmen ihtiyacının karşılanamaz hale geldiğini dile getiren Çavuşoğlu, 25 yıllık öğretmenlerin kol denklikleri ile en fazla 11-12 saat derse girdiğini; bu şekilde kendilerinden yeterince yararlanılamadığının aşikar olduğunu belirtti. 

20 yılda öğretmenlerin B öğretmen olarak 18 saat derse girer hale geldiğini anlatan Çavuşoğlu, 18 saati de kol faaliyetleri ve sınıf öğretmenliğiyle birlikte bu öğretmenlerin derse girme süresinin 14 saate indiğini söyledi bunun çalışma eşitliğini bozduğunu söyledi. 

Çavuşoğlu, müdür muavinlerinin ve atölye şeflerinin de gerekli saatleri doldurmadığını dile getirdi.

Bir çok kişinin A öğretmen, B öğretmen sisteminin kaldırılması gerektiğini söylemesine rağmen kendisinin öğretmen kökenli biri olarak bunun doğru olmayacağını, yıllar geçtikçe öğretmenlerin daha az ders saati tamamlaması gerektiğini söylediğini anlatan Çavuşoğlu, emeklilik için çalışma süresi olan 25 yılı göz önüne alarak 20 yılda ulaşılan B öğretmenliği 25 yıla çektiklerini, A öğretmenliği ise 30 yıla çektiklerini kaydetti.

-Çavuşoğlu: “Amaç deneyimli öğretmenlerin bilgi ve tecrübesinden yararlanmak”

Çavuşoğlu amacın deneyimli öğretmenlerin bilgi ve tecrübesinden yararlanmak olduğunu vurguladı.

Bakan Çavuşoğlu, konuşmasında hayırseverlerin ve vatanseverlerin yardımları ve Vakıflar İdaresi'nin desteğiyle yaptıkları okul sayısı ve tadilatların son 15 yılın toplamından fazla olduğunu da dile getird

-“Maaşı alanlar hizmeti de yapacak… Devlet sadece ataşeye değil sendikacıya da maaş ödüyor”

Yaptıkları düzenlemelerin hiçbirinde öğretmen düşmanlığı olmadığını kaydeden Çavuşoğlu, “Maaşı alanlar hizmeti de yapacaklar” dedi. 

Devletin sadece ataşeye değil, öğretmenlerin özlük haklarının savunulması için 2 profesyonel 3 yarı profesyonel sendikacı için de maaş ödediğini ifade eden Çavuşoğlu, “Yani bu devlet sadece ataşeyi değil sadece müdürleri değil sadece bakanları değil sendikacıları da ödemektedir” dedi. 

-Dışarıda insanlar 50-60 saat çalışırken...

“Dışarıda insanlar 50-60 saat çalışırken kimse 15 saatlik çalışmayı 11 saat olarak çalışmasının direnişini yapamaz” diyen Çavuşoğlu, bu gibi düzenlemeleri yapmaya devam edeceklerini söyledi. 

“Biz sokakların baskısıyla oluşan göz yummalar, istismarlar ya da düzenlemelere takoz koyacağız ama bunun tümünde vatanseverliğimiz ön safhada olacak” diyen Çavuşoğlu, çalışan öğretmenin hiçbir hakkını kesmediklerini ama çalışma saatlerini yerine getirmeyenler hakkında düzenleme yapılacağını ifade etti.

-Bakana verilen mektup

Öte yandan KTOEÖS tarafından Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Çavuşoğlu’na verilen mektupta şu sorulara yer verildi: 

“1) Okullarımızda, eğitim sistemimiz içerisinde çözülmesi ivedi olan sorunların takibini yapıyor musunuz? Eğitim yılı tamamlanalı 3 hafta oluyor, bu süre içerisinde okulların fiziki yapı ve donanım eksikliği ile ilgili herhangi bir adım atıldı mı?

2) Vatandaşlarımız tarafından bağış olarak yaptırılan Meral Vedat Ertüngü Lisesi ve Esin Leman Lisesi’nin elektrik, su, yol yapımı ve diğer eksiklerini tamamlamak için bir çalışma başlattınız mı?

Hava sıcaklığı 39 dereceye kadar yükselecek Hava sıcaklığı 39 dereceye kadar yükselecek

3) Bakanlık bu yıl yine Sınıf Geçme Sınav Tüzüğünü ve öğretmenlerimizin emeğini hiçe sayarak Ek Bütünleme yapacak mı? Yoksa ek bütünlemenin ekini mi yapma niyetindesiniz? Ya da ek bütünleme yapmadan Bakanlar Kurulu Kararı ile tüm öğrencileri bir üst sınıfa taşıyıp, eğitim kaygısı değil, sadece siyasi kaygılar taşıdığınızı mı ispatlayacaksınız?

4) Okullarımızda sayıları gittikçe artan Türkçe-İngilizce bilmeyen yabancı öğrencilerin okullara, eğitime kazandırılması ve sosyal entegrasyonu için herhangi bir projeniz var mı?

5) Mağusa’dan çıkıp 2 gün Güzelyurt’a, 2 gün Lapta’ya, 1 gün Erenköy’e giden öğretmenlerimize ya da Lapta’dan 3 gün Erenköy’e, 2 gün Akdoğan’a giden öğretmenlerimize ve bu durumda göç yasasına tabi yüzlerce öğretmenimize bakanlık olarak desteğiniz nedir? Bu öğretmenlerimiz için yolluk ödenmesi veya lojman imkânı veya öğretmen servisi sağlanması gündeminizde mi?

6) Öğretmenler Yasası'na göre her okulda olması gereken fakat tek bir okulda dahi olmayan bölüm şefi kadrosu hakkındaki düşünceniz nedir?

7) Öğretmenler Yasası'na göre bir öğretmenin toplamda 250’den fazla öğrenciye ders veremeyeceği, bir sınıfta öğrenci sayısının 40'ı aşamayacağı belirtilmesine rağmen yıllardır yasanın bu maddesi hiçe sayılmaktadır. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

8) Önümüzdeki eğitim yılında 40-45 kişilik sınıflarda ders yapmak zorunda kalacak öğrenci-öğretmenler için çalışmanız nedir?

9) Devlet okullarına bütçe ayırmayarak okulların çaresizliğe itildiğini, veliler ile okul idarelerinin karşı karşıya getirildiğini ve her okulun kendi imkânları çerçevesinde sorunlarını çözmeye çalıştığını biliyorsunuz değil mi?

10) Duvarlarında derin çatlaklar oluşmuş, kolonları çürüyen, yıkılma riski taşıyan Cumhuriyet Lisesi, Erenköy Lisesi ve Namık Kemal Lisesi için "Bakanlığımızın bu hasarların tamamını giderecek yeterli bütçesi yoktur" denildiği doğru mu? Bu okullardaki bir öğrencimiz veya öğretmenimizin zarar görmesi halinde bunun hesabını kim verecektir?

11) Bu yıl yine Türk Maarif Kolejleri arasında geçiş yapılmasına olanak sağlayıp, eşitsizlik ve adaletsizlik yaratılmasına göz mü yumacaksınız?

12) Yurt dışındaki gençlik kamplarında geçmiş yıllarda bazı öğrencilerimizin maruz kaldığı pedagojik yaklaşımdan uzak, davranış ve baskılara, laik eğitimle bağdaşmayan örneklere rağmen, bu kampların ısrarla düzenlenme nedeni nedir? Velilere verilen kamp programı ile gerçekte uygulanan programın aynı olmaması sizi rahatsız etmedi mi? Hangi gerekçeyle olursa olsun, öğrencilerimize "maneviyat" dersinde mevlit okutulması veya öğrencilerin din derslerine katılmaya zorlanması KKTC eğitim sisteminin en temel unsurlarından olan laiklik ilkesine aykırı değil mi?

13) Göç yasasına mahkûm ederek fakirleştirdiğiniz öğretmenlerimizin, gasp ettiğiniz 2. Üniversiteden mezun olması halinde kazanacağı barem içi artışlarını vermek için çalışma mı başlattınız?

14) Okullarda; kâğıt üstünde görünen ancak gerçekte olmayan okul bütçeleri ile ilgili çalışma mı yapıyorsunuz?

15) Taşeronlaşma ile çalıştırıp maaş vermediğiniz okul çalışanı hademelerle ilgili kadro yaratıp güvenceli çalışma ortamı yaratma çabanız mı var?

16) Eğitimde yıllarını harcamış ve devlet kadrolarına sonradan atanan öğretmenlerimizin özelde öğretmenlik yaptıkları yılların görmezden gelinmemesi adına ne yapıyorsunuz?

17) Sayın Bakan, ‘Biz zengin bir devlet değiliz’ diyorsunuz ve öğretmenlerden fedakârlık bekliyor, tasarruf amacıyla A-B öğretmen statüsünün kaldırılması gerekliliğinden bahsediyorsunuz.

Bu durumda;

- Yarattığınız müşavirlere her yıl 45 milyon TL;

- KKTC'yi dünyada tanıtacak iddiasıyla çeşitli ülkelerde açılan ve ayrılan bütçenin yüzde 98’ini kira ve maaşların oluşturduğu Dış Temsilciliklere yıllık 96 milyon TL;

- Kalkınma Bankasından yandaşlara dağıtılan ancak geri ödemesi yapılmayan 750 Milyon TL;

- İhalesiz yakıt alımı için 80 milyon TL harcayan bir devleti YOKSUL olarak mı kabul edelim?

- Külliye ve saray yapımı için 620 milyon TL harcanırken;

- T&T şirketine yapıldığı gibi Bakanlar Kurulu Kararı ile devlet alacaklarından vazgeçerken;

- 3 öğrencinin olduğu Gaziantep’e Eğitim ve Kültür Ateşesi gönderilirken;

- Servet vergisi almazken;

- Onlarca yıldır vergi kaçıranları göz yumulurken;

Devletin zengin olmadığını unutmuş muydunuz? Size göre bu harcamalar yoksul bir devlet bütçesine ait olabilir mi? Niyet tasarruf mu, yoksa talimatları yerine getirmek mi?”

-“Eylül’de okulların açılması isteniyorsa A-B öğretmen statüsünün ortadan kaldırılmasıyla ilgili başlatılan çalışmanın derhal durdurulsun”

Bakan Çavuşoğlu’na verilen mektupta, eğer Eylül’de okulların açılması isteniyorsa A-B öğretmen statüsünün ortadan kaldırılmasıyla ilgili başlatılan çalışmanın derhal durdurulması gerektiği de vurgulandı. 

Haber: Doğuş Özokutan- Fotoğraf: Erol Uysal

Editör: Haber Merkezi