Gürcafer, katıldığı bir televizyon programında, ekonominin yeniden ayağa kalkacağına ilişkin umutlu 
olduğunu belirterek, ekonominin yeniden ayağa kalkması için hızla atılması gereken adımları sıraladı.
Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nun bu bağlamda ilk toplantısını geçen salı günü gerçekleştirdiğini aktaran Gürcafer, cuma günü de Sucuoğlu başkanlığında başkanlar düzeyinde bir toplantı yapılacağını ifade etti.

“EKONOMİYİ BÜYÜTEREK İSTİHDAMIN DEVAMI SAĞLANMALI, ALIM GÜCÜ ARTTIRILMALI”

KKTC’deki ekonomik çıkmazın en etkili sebeplerinden birinin de kullanılan para birimi olduğunu dile getiren Gürcafer, “Biz Türk Lirası’nı kullanıyoruz ve TL’yi tersine çeviremeyiz. Dolayısıyla bu Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik durumun yansımasıdır. O kaynaklı enflasyonun önüne geçemeyiz ama bir sürü turizm altyapımız var. Turizmi, inşaatı harekete geçirmek bizim elimizdedir. Sanayi ürünlerimizi ihraç etmeyi bununla ilgili mevzuatları kolaylaştırmak bizim elimizdedir” diye konuştu.

“EKONOMİK KOORDİNASYON KURULU’NA FIRSAT VERİLMELİ”

Cafer Gürcafer, ülke ekonomisi ile ilgili gelişmeleri günlük takip eden ve hızlı refleks gösteren bir kurula, bir organa ihtiyaç olduğunu aktararak Ekonomik Koordinasyon Kurulu’na bir fırsat verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Gürcafer, şöyle devam etti:
“Siyasetçi, açılışlardan, gezilerden, törenlerden fırsat bulup da ekonomi ile ilgilenmeye kalkarsa bunu yapamaz. Siyasetçi oralara gitsin, uzmanlar buralarda çalışsın. Biz EÖP olarak hükümetten biz bunu istedik. Eğer Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nun çalışmasına fırsat verilir, aldığı kararlar dikkate alınıp hayata geçirilirse bu işin altından kolaylıkla kalkarız. Biz STÖ’yüz yapmamız gerekeni yaparız. Siyaset bunu yapsın, onun siyasi rantını da kendisi alsın, biz de alkışlayalım kendisini. Bizim derdimiz budur”

“KONUT PROJESİ İÇİN İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY BU PROJEYİ ÖNEMSEYEN BİR HÜKÜMET”

Gürcafer, konut ihtiyacı, imar planları ve ihalelere ilişkin soruları da yanıtlayarak, yerli halkın konut sahibi olabilmesi için Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin çok uzun zamandır bir sosyal konut projesi olduğunu kaydetti ve projeye ilişkin detayları paylaştı:

“Bu proje, ‘sosyal konut birimi gidip bir yerler de ev yapacak da ucuza satacak’ demek değildir. Hem devleti hem ekonomiyi koruyan hem gerçek anlamda insanların barınma ihtiyacını karşılayan ve maliyetlerin de çok düşeceği çok kapsamlı bir projedir. Yani devlette belli vergilerinden feragat edecek, araziyi verecek, biz kooperatif mantığı ile onları kâr amacı gütmeden yapacağız.”

“ÇEVRENİN DÜŞMANI MÜTEAHHİT DEĞİL POPÜLİZMDİR, PLANSIZLIKTIR”

İnşaat müteahhitlerinin çevre düşmanı olmadığını söyleyen Gürcafer, “Örneğin Esentepe- Tatlısu bölgesinde eskiden beri kural var, 2 kat yapabilirsiniz. Peki müteahhit gidip orada apartman yapmaya yeltendi mi? Yeltenmedi. Eğer ki siz devlet olarak Girne’de başından beri kural koysaydınız. “Girne 2 kat olacak” deseydiniz, müteahhit gidip orada 20 kat mı yapacaktı? Çevrenin düşmanı popülizmdir, plansızlıktır” diye konuştu.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin başından beri bu ülkenin bir ucundan öbür ucuna kadar planlanmasını istediğini kaydeden Gürcafer, şunları kaydetti: 

“En büyük değerimiz, kıymetlimiz doğamızdır, kültürümüzdür, geleneklerimiz, göreneklerimizdir, tarım alanlarımızdır, ülkemizin sükûneti, sakinliğidir. Bizim bunları korumamız lazımdır. Bunları koruyan bir plan yapılacak o plan çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa müteahhit onu yapacak. Müteahhidin öyle bir iddiası yoktur 40-50 kat yapsın.  Müteahhidine kaç kat dersen o kadar yapar.”

“GEÇ KALINMIŞLIĞIN SIKINTILARI YAŞANIYOR”

Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı’na ilişkin soruları da yanıtlayan Gürcafer, “Bütün İskele fasıl 96’ydı. Yani her tarafı imara açıktı. Sınırsız yükseklikte apartman yapılabilirdi. Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı ile bölgenin yüzde 90’ını imara kapattık. Köy dokuların, tarımsal alanlarını koruduk. Long Beach’te bir düzenleme yapılması ile birlikte karşıya bir talep gelişti. Plancılar orayı yüksek kat olarak belirledi. Onun dışında Yeniboğaziçi, Ötüken, Aygün, Kuzucuk, Boğaz, Kalecik’te 2 kattır, tarımsal araziler de korunmuştur” dedi.

İskele bölgesinde yaşanan sıkıntıların ise plansızlıktan kaynaklandığını ifade eden Gürcafer, “geç kalınmış olmadan dolayı yaşadığımız birtakım sıkıntılar da vardır. 1980’li yıllarda toprak reformu yapılırken bu planlar yapılmalıydı” şeklinde devam etti.

Girne hastanesi inşaatına yönelik seyircilerin sorularını da yanıtlayan Gürcafer, “Girne Hastanesi inşaatını biz engellemedik. İhale çıktı ama döviz patladı. Döviz patlayınca 500 yataklı hastanenin ihalesi de Türkiye’de neticelenmedi” dedi.

Sendikalar, örgütler ve siyasi partiler yarın Lefkoşa'da eylem yapacak Sendikalar, örgütler ve siyasi partiler yarın Lefkoşa'da eylem yapacak

“EKONOMİK GELİŞMELERİ HEP KABİNENİN BECERİSİ İLE SINIRLI TUTTUK”

Gürcafer,  sosyoekonomik kalkınma planlarının önemine de dikkat çekti.

KKTC’de ekonomik gelişmelerin hep kabinenin becerisi ile sınırlı tutulduğunu söyleyen Gürcafer, “Halbuki ekonomik vizyon, bir kalkınma planı ve ona paralel bir sosyal yaşamın gelişmesi, bir alt yapının gelişmesi, bir devletin korunup gözetlenmesi, kurumsal yapının gözetlenmesi, bütün bunların planlanması lazımdı. Bunların hiçbiri bugüne kadar yapılmadı. Biz planlama yaptık da birileri bize kendi planını mı uygulattı? Hayır. Bizim yapmamız gereken aslında bugünümüzü, yarınımızı planlamamız lazımdır. Biz yapmadık. Ne sağlığımızı ne eğitimimizi ne ekonomimizi ne de sosyal yaşamımızı biz planlamadık. Biz yapmadığımız için, bizim adımıza kararlar verildi” diye konuştu.

SİYASETÇİLERE ÇAĞRI!

Gürcafer, konuşmasını siyasilere çağrı yaparak tamamladı. Gürcafer; “Halka ‘umutlu olun’ derken siyasete muhalefeti ile iktidarı ile tüm siyasete dönüm noktasında olduğumuzun farkına varsınlar. Popülizmi de kırmızı çizgilerini de bir tarafa bıraksınlar. Bu ülke insanının gözü hepimizin üzerindedir. Yapmamız gerekeni yapmalıyız” dedi.

Editör: Haber Merkezi