Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Kıbrıs Türk siyasi yelpazesinde sol cenahta adaylar seçimlerin önemini farkında bir duruş ve bilinç içerisinde hareket ederken sağ cenahta işler pek de iyi gitmiyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak sağ partilerin adayları birbirini yeme yarışından öte bir fotoğraf ortaya koymuyorken siyasi konjonktür de bıraktıkları boşluğun ise nelere gebe olduğunun ya farkında değiller ya da umursamıyorlar.

Farkında olmadıkları veya umursamadıkları çok daha önemli bir şey var aslında.

Bir ülkenin kaderi ile oynadıklarını ve geleceğinin ipotek altına girme tehlikesini elleri ile farkında olmasalar da yarattıkları ortada.

Sağ cenahta var olan ama aslında olmayan adaylar ile Kıbrıs Türk sağı kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru başı boş sürüklenmekte.

Libya ve Doğu Akdeniz’de yaşananlar ile birlikte Suriye ve Irak’ta anavatan Türkiye’nin mücadelesi ve hidrokarbon yataklarına egemen olma savaşında Ankara Hükümetinin ortaya koyduğu iradenin Kıbrıs sorunundan bağımsız düşünülmeyeceğini Kıbrıs Türk solunun adayları kendi ideolojik perspektiflerinden farkında iken Kıbrıs Türk sağının adayları ise fotoğrafın büyüğünü görmekten uzak bir noktada.

Tam da bu noktada Kıbrıs Türk sağının bugün itibari ile kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaysız ! olarak girmeye hazırlandığını söylemek iddialı olmayacaktır.

Görünen köy kılavuz istemediği gibi gidilen köyün de minarelerinin çoktan göründüğünü ne anlayan var ne de anlamak isteyen.

Kısır politik çatışmalar ile günü kurtarma telaşı içerisinde bir sağa bir sola savrulan Kıbrıs Türk sağının seçimlerde başarı elde etmesi hayalden de öte bir ütopya.

Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir gelecek seçimi ve Kıbrıs Türk’ü ile birlikte Anadolu Türk’ünün de kaderini doğrudan etkileyecek sonuçlara gebe bir seçim olduğunun farkında olan sağ bir adayın olmaması ise Kıbrıs Türk toplumunu içerisinde hiçte azımsanmayacak bir kesim tarafından kaygı ile izlenmekte.

Akdeniz ve anavatan Türkiye’nin etrafı yangın yeri iken ve Ankara’nın bin bir bedel ödeyerek mücadelesini sürdürdüğü böylesi hassas bir dönemde Kıbrıs Türk sağı içerisinde görülen boşluk ve dağınıklığın hiçbir açıklaması olamaz, olmamalı.

Fotoğrafın büyüğünü görebilecek gözlere ve Kıbrıs Türk milliyetçiliği temelinde vatan ya da memleket dediği toprakların geleceği için kaygılanan yüreklere en fazla ihtiyacı olduğu zamanlardan geçmekte, Kıbrıs Türk sağı.

İdeolojik duruşlardan veya sempati duyulan siyasi partiden bağımsız olarak Kıbrıslı Türklerin geleceklerini belirleyecekleri çok denklemli bir seçime doğru gitmekte, Kuzey Kıbrıs.

Ve Kuzey Kıbrıs, kaderinin belirleneceği kritik Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde sağ adayların günlük politikaların şekillendirdiği aralarındaki kavgayı izlerken, seçimlerin stratejik önemi ve derinliğinin de sağ adaylar tarafından algılanmamasını ise endişe ile izliyor.

Ve sol adayları vatan haini ! ve Rumcu ! diye suçlayarak seçimlerden galip geleceğini düşünenlerin seçim sonuçlarından sonra politika hayatlarının da biteceği de tartışmasız bir gerçek.

Kıbrıs Türk sağının adaylarının artık vatan, millet, bayrak ve Devlet kelimelerinin mirasını sömürerek politika üretme adı altında ezberleri tekrarlamayı bırakmasının zamanı geldi.

Fotoğrafın tamamını ve Kıbrıs ile Akdeniz’de oynanan uluslar arası siyasi oyunları görme becerisini göstererek yeni bir bakış ve yeni politikaları ortaya koyacak kanaat önderlerinin sahneye çıkmamasının bedelini de ödeyecek olan sadece Kıbrıs Türk ve Anadolu Türk’ü olacağı ise şüphe kaldırmaz bir gerçek.

Ve Kuzey Kıbrıs geleceğini ve kaderini belirleyecek seçimlere ülke demokrasisinin sağ ayağının eksikliği ile yürümekte.

Ve Kıbrıs Türk sağı akıl ve vicdan tutulmasının esiri olarak bir toplumun geleceği ile oynamaya devam ediyor.

En vahimi ise Kıbrıs Türk sağının adaylarının böylesi bir durumun farkında olmaması.

Ve bugün itibari ile kritik seçimlere yaklaşık 3 (üç) ay kala sol adaylar rakipsiz !

Editör: TE Bilisim