Önal, kredinin eğlence, tatil, hızlı tüketim gibi amaçlarla değil, doğru yatırımlar yapmak, varlıkları artırmak, orta vadede gelir artırmak, kârı yükseltmek, ödeme gücü ve kapasiteyi büyütmek için alınması tavsiyesinde bulundu.

Kredi kullanmanın sadece borçlananı değil ailesini, iş ortaklarını, kefilleri olumlu ya da olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken Önal, bu nedenle borçlanan kişinin sorumlu davranması gerektiğini söyledi.

21 BANKA, 215 ŞUBE, 3 BİNİN ÜZERİNDE ÇALIŞAN

TAK’ın bankacılık sektörüyle ilgili sorularını yanıtlayan Önal, KKTC’de halen 21 bankanın 215 şubesinde ve genel müdürlüklerinde 3 binin üzerinde bankacının çalıştığını açıkladı.

Son 6 yılın verileri incelediğinde kur etkisiyle yüzde 10’a yakın +/- yönlü bir farklılıkla 6 milyar Dolar seviyelerinde aktif büyüklük olduğunu kaydeden Önal, “600 milyon Dolar öz kaynak, 5 milyar Dolar mevduat, 3-3.5 milyar Dolar kredi ve yıllık 100 milyon Dolar civarında değişen kârla operasyonlarımız sürüyor” dedi.

“PANDEMİDE ÇOK BAŞARILI BİR SINAV VERDİK”

Ülkenin finansal ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli, temel fonksiyonlarını başarılı bir şekilde yerine getiren bir bankacılık sistemi bulunduğunu ifade eden Olgun Önal, “Pandemi döneminde çok başarılı bir sınav verdik, müşterilerimizin yeni finansman ihtiyaçları dahil tüm ihtiyaçlarını oldukça uygun koşullarla yerine getirdik, temel fonksiyonlarımızı başarılı şekilde yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

Olgun Önal, mali bünyesi güçlü, teknik kabiliyetlerini geliştirmiş ve uluslararası bankacılık kurallarını uygulayan finansal sisteme sahip olmak için yıllardır yürüttükleri çaba ve adımların ne kadar doğru olduğunu hep birlikte gördüklerini belirterek, devlet bütçesinde oluşan kayıpları giderecek ek yükümlülükleri üstlenmekten de çekinmediklerini söyledi.

Bankaların likit şekilde çalıştığını, 1 TL özkaynak ile 10TL’lik kredi kullandırma kapasitesi yaratabileceklerinin farkında olduklarını belirten Önal, şöyle konuştu:

“Kredi kullandırma kapasitemizin ve olası riskleri bertaraf etmek için özkaynaklarımızı artırmamız gerektiğini biliyoruz. Bankalarımız, ortaklarından aldıkları nakit sermaye artırımları yanında elde ettikleri karları önemli ölçüde öz kaynaklarına ekleyerek 5 milyar TL’nin üzerinde bir öz kaynak biriktirdi.

Minimum seviyesi yüzde 10 olan sermaye yeterlilik oranımızı (SYR) yüzde 16’lar seviyesine çıkardık.,

“MÜŞTERİNİN EN İYİ TEKLİFİ SEÇEBİLECEĞİ ÇOK SAYIDA SEÇENEĞİ VAR”

Tam rekabet koşullarına yakın koşullarda faaliyet gösteren bir eko-sistem içindeyiz. Bir müşterinin finansal ihtiyaçlarını giderebilmek için başvurabileceği ve içlerinden en iyi teklifi seçebileceği çok sayıda seçeneği var.”

Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, birliğin, eko-sistem bozulmaması ve etkin çalışması için tüm paydaşlarıyla sürekli ve yapıcı ilişkiler içerisinde olmayı hedefleyen bir çalışma tarzıyla faaliyet gösteren bir mesleki örgütü olduğunu vurguladı.

Önal, başta denetim otoriteleri olan Merkez Bankası ve bağlı olduğu Maliye Bakanlığı’yla yakın ve sürekli iletişim içinde çalıştıklarını kaydederek şöyle devam etti:

“Piyasa koşullarında olağanın dışında sık dalgalanmaları birlikte yaşadığımız dönemlerde Birliğimiz ve bankalarımız üzerlerine düşen görevi proaktif bir yaklaşımla yerine getiriyor.

Bizler sorumluluklarını titiz ve kurallara uygun şekilde yerine getirmeye çalışan kurumlarız. Zaman zaman bizler de hata yapabiliyoruz. Ancak, yaptığımız hatalardan dersler çıkarıyor, kendimizi o alanda geliştiriyoruz, tekrar etmemesi için önlemler alıyoruz.”

Bankacılıkta yasal mevzuatın durumuyla ilgili sorulara karşılık Önal, batılı ülkelerdeki uluslararası kabul görmüş kurallara paralel düzenlemelerin uygulamada olduğunu söyledi.

Merkez Bankası’nın sektörde denetim ve düzenleyici otorite olduğuna işaret eden Önal şunları ifade etti:

“Uygulamaya koyduğu düzenlemeler ve sürdürdüğü denetim faaliyetleri batılı ülkelerdeki uluslararası kabul görmüş kurallarla tamamen paralel. Bu yapı, bankacılık sistemimizi hem olağan hem de olağanüstü dönemlerde, hem iç hem de dış kaynaklı dalgalanmalarda dayanıklılığını ve kabiliyetlerini artırıyor. Likidite, sermaye yeterliliği ve mali bünye ile ilgili oranlarımız uluslararası örnekleri ile karşılaştırdığımızda oldukça iyi düzeylerde.”

1 OCAK 2022’DEN İTİBAREN SADECE TEMASSIZ KREDİ KARTLARI OLACAK

Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği Başkanı Önal, kredi kartlarıyla ilgili soruları yanıtlarken, Visa, Mastercard gibi uluslararası kart kuruluşlarının, temaslı kart basımlarını 1 Ocak 2022’den itibaren durduracağını bildirdi.

Dolayısıyla, o tarihten itibaren sadece temassız fiziki kart basımı yapılabileceğini kaydeden Olgun Önal, bu kuralın KKTC’deki bankalar için de geçerli olacağını söyledi.

Olgun Önal, tüm bankaların hem temassız kart basımına hem de sahada temassız kartlarla iletişim kurabilen pos makinası sayılarını artırmaya çalıştığını belirterek “Kısa süre içinde adadaki tüm kartların ve pos cihazlarının temassız altyapıya geçeceğini düşünüyoruz. Fiziki kart olmadan e-cüzdanlar ve akıllı telefonlar kullanılarak, üye işyerlerinde ise mevcut pos cihazları yerine yine akıllı telefonlar üzerinden çalışacak softpos uygulamaları kısa sürede ülkemizde de yaygınlaşacak” diye konuştu.

“ATM VE POS CİHAZLARI BİRLEŞEMEZ Mİ?”

Olgun Önal, ATM ve POS gibi bazı hizmet kanallarının birleştirilmesinin bankacıları sürekli meşgul eden konulardan olduğunu ifade ederek bu konudaki zorlukları şöyle anlattı:

“Kullanılan bankacılık sistemlerinin buna izin vermemesi, yapılacak yatırımların ölçekler nedeniyle fizibl görünmemesi, bazı bankalarımızın operasyonlarını ana merkezleri üzerinden yürütmeleri, rekabet koşullarının izin vermemesi gibi sebeplerle birleşerek servis verme imkanları hayata geçirilemiyor. Buna rağmen, kart ve pos operasyonlarını birleştiren ve tek bir merkezden yürüten banka sayımız oldukça fazla. Bu bankacılık sistemimizin önemli başarılardan ve sinerji yaratan uygulamalarından birisi.”

PANDEMİ NEDENLİ DARALMA

Önal, kartlı ödeme sistemleriyle ilgili bazı istatistiki verileri de paylaşarak şu yorumları yaptı:

“Ödeme hacimlerinde Mart 2020 ayından itibaren başlayan daralma, pandeminin 28 bin 213 üye işyerimizin ticaret hacimlerinde yarattığı olumsuz kayıplarla ilgili sektörel analizlere girmesek dahi hepimize fikir veriyor. Pandeminin kendisi bir risk. Bu riski, sosyal ya da ticari hayatta karşı karşıya kaldığımız diğer riskleri yönettiğimiz gibi yönetmek zorundayız. Bunu becerir, aşılanır, doktorlarımızın uyarılarını dikkate alır sıkı bir şekilde uygularsak ve ekonomik faaliyetleri açık tutabilirsek hızlı bir toparlanmanın işaretlerini kartlı ödeme istatistiklerinde de görürüz. Dileğimiz pandemi öncesi hacimlerin kısa sürede yakalanması.”

Editör: Haber Merkezi