Tüm bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi Coronavirüs pandemisi ile mücadelede de, devlete ve bireye ortak sorumluluk düşmektedir. Halkımız geçtiğimiz 3 aylık dönemde, önerilen kurallara uyarak başarılı bir süreç geçirmemizi sağlamıştır.

Ama unutmamalıyız ki tehdit henüz bitmemiştir. Bu nedenle, halkımızın bilimsel uyarıları dikkate alması gerekirken, hükümetin de tüm kararlarında toplum sağlığını ön planda tutması, bilimsel görüş dışına çıkmaması gerekmektedir.

İçinde bulunduğumuz bu Pandemi döneminde, devlet yönetiminde “Hukukun üstünlüğü” ilkesi ile birlikte “Bilimin üstünlüğü” ilkesi de büyük önem kazanmıştır. Bunu göz önünde tutarak, Başbakanlık Covid 19 Koordinasyon Konseyi daha ilk toplantısında aşağıdaki kararı almış ve Başbakan’a iletmiştir.

4 Nisan 2020 Tarihli Konsey Kararımız: “Bakanlar Kurulu’nda alınması düşünülen kararlar, Covid 19 Pandemisi yönünden toplum sağlığı için risk oluşturabilir. O nedenle Bakanların ve Bakanlar Kurulu’nun, karar almadan önce, risk analizi ve tedbirler yönünden Konseyimizle istişare etmesi önemlidir”

Hal böyle iken, Koordinasyon Konseyi ile olması gerektiği sıklıkta istişare edilmemiş, görüş veya değerlendirmelerimize başvurulmamıştır.

Bu süreçte görev alıp katkı koymam konusundaki Sağlık Bakanı ve Başbakan’ın ısrarlı taleplerine, diğer görev alan meslektaşlarım gibi, toplum sağlığına verdiğimiz önem nedeniyle olumlu yanıt vermiştim. Bizim görevimiz; Hükümet, Sağlık Bakanlığı ve diğer tüm paydaşlarla koordinasyonu sağlamak ve verilen görüşler ışığında Başbakana tavsiye kararları iletmekti.

Devlet yönetiminde görev almış bir kişi olarak, kurumlar arasında iş birliği, organizasyon, ekip ruhu ve danışma kurulları ile çalışma konularında pek de iyi olmadığımızı bildiğimden, koordinasyon görevinin, bu kritik sürece önemli katkı yapacağını düşünmüştüm.

Görev alır almaz, meslektaşlarım ile birlikte Başbakanlık Covid 19 Koordinasyon Konseyi’nin çalışma şemasını hazırlayarak, çalışmaya başladık ve ilk toplantımızı geniş katılımlı olarak 1 Nisan 2020 tarihinde gerçekleştirdik. Aldığımız kararlardan bir tanesi de derhal bir Epidemiyolojik çalışma başlatılmasıydı. (Epidemiyolojik araştırmalar, toplum sağlığını koruyucu önlemler için çalışır, durum tesbiti yapar ve aynı zamanda, sağlık hizmetinin veya programlarının etkinliğini ölçer ve değerlendiririr Bulaşıcı hastalıklarla mücadelede çok önemlidir.)

Bu kararımızı, o günlerde kamuoyuyla paylaşmış ve konunun uzmanları ile de konuşarak çalışma başlatmaları talebimizi iletmiştik. Başbakanlık İstatistik Birimi de talebimiz üzerine, Konseyimize bu çalışma için veri oluşturacak bir sunum gerçekleştirmişti. Ne yazık ki, Sağlık Bakanlığı, tüm ısrarlı talebimize rağmen verileri bizimle paylaşmadığından bu önemli çalışma gerçekleşemedi.

O gün, bu Epidemiyolojik çalışma başlamış olsaydı, bugün dünyadaki saygın tıp dergilerinde yayınlanabilecek, bilimsel yayınlarımız olacaktı. Bugün yanıtsız bırakılan birçok soru, veriler ışığında, bilimsel temelde hazırlanmış raporlarla yanıtlanabilecek, güven uyandıracak ve önümüzü çok daha iyi görebilecektik.

baskısının, birçok kararın uygulanmasında ve olumlu kararlar alınmasında etkili olduğunu göz önünde tutarak, bazı kararlarımızı da kamuoyuna açıklayarak hükümet üzerinde etkili olduk. (uçuşların durdurulması, yurt dışından geleceklerle ilgili önlemler, karantina, testler, Üniversitelerle işbirliği , Antikor testleri ile geriye dönük tarama) Özellikle Aralık, Ocak, Şubat aylarında gördüğümüz ağır zatürre vakalarının antikor testi ile geriye dönük Covid yönünden araştırılması talebimize de henüz yanıt alamadığımızı belirteyim.

Göreve başlarken, arzu ettiğimiz şekilde koordine bir çalışmayı maalesef gerçekleştiremedik. Siyasi kültürümüz açısından bunun sürpriz olmadığını söyleyebilirim. Buna rağmen Konsey’deki arkadaşlarımızla toplantılar yapmaya, bilimsel görüşlere başvurmaya ve uzmanlarla istişareler sonucunda hazırladığımız tavsiye kararlarını Başbakan’a sunmaya devam ettik. Bu koşullarda, sabırla çalışmamızın altında yatan en güçlü motivasyon şüphesiz halkımızın sağlığı idi.

Bu süre zarfında, toplum sağlığı için risk oluşturacağını düşündüğümüz kararlarda veya risk teşkil etmediği halde alınması gecikmiş kararlarda, Konsey Başkanı olarak, Başbakanı veya ilgili Bakanı arayarak, görüşme talep ederek, görüşlerimizi ve alınması gereken tedbirlerle ilgili çalışmalarımızı iletmeyi bizzat sürdürdüm.

Kısacası Hükümet, uzun zamandır resmi olarak görüşlerimize başvurmamaktadır. Bakanlar Kurulu, bilimsel temele dayanmadan, bilimsel görüşlere başvurmadan aldığı birçok kararın gerekçesini ve izahını yapamaz durumdadır; bunun için de gelen tepki veya baskılara göre sıklıkla karar değiştirmektedir. Bu da güven kaybına yol açmakta, halktaki güvensizliği derinleştirmektedir.

Başbakanlık Covid 19 Komisyon Başkanı ve üyeler Dr. Mustafa Arabacıoğlu ve Dr. Ahmet Özant bu görevi bu koşullarda sürdüremeyeceğimizi ve 1 Nisan 2020’den itibaren üstlendiğimiz bu görevi Başbakan’a iade ettiğimizi belirtiriz.

Toplum sağlığı için verilen emek, yapılan çalışma kutsaldır. Tüm sağlık çalışanlarımıza da bu vesileyle teşekkürü bir borç biliriz.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da halkımızın sağlığını tehdit eden tüm risklere karşı, her zaman her koşulda halkımızı aydınlatmaya ve bilimsel görüşlere değer veren platformlarda çalışmaya devam edeceğimizi değerli halkımıza saygıyla duyururuz.

Dr. Sibel SİBER

Editör: TE Bilisim