GAÜ Akdeniz Sualtı Araştırma Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Gelişen teknoloji sonucu, endüstri ve sanayi atıkları ile kentsel atıkların bulunduğu kanalizasyon sularının boşaltıldığı denizlerin kirlenmekte olduğu, bu sonucun sucul ortamda yaşayan canlı organizmaların hayatı tehdit ettiği belirtildi. Kirletici maddelerin son durak olarak özellikle sucul ortamlara verilmesi ve bu ortamlarda insanoğlunun yaşantısını olumsuz yönde etkileyen fizikokimyasal ve biyolojik değişmelere neden olması, dünya üzerinde bu konuya karşı ilgi ve endişenin her geçen gün hızla artmasına neden olduğu ifade edildi. Fekal kirliliğin varlığının, bu suya maruz kalan bireyler için sağlık riski taşıdığı, fekal kaynaklı bakterilerin oluşturduğu kirliliğin, fosseptiklerin taşması ya da noktasal veya noktasal olmayan insan ya da hayvan atığı kaynaklarından çevre sulara karışması sonucu oluşabileceği ifade edildi. Bu tip olumsuz koşulların insan sağlığını etkilemesi ve olabilecek bir risk durumunu en asgari zararla atlatabilmesi ve bu tip bir durumun ülke turizm imajını son derece olumsuz yönde etkileyebileceği için GAU ASAM 2013 yılı yaz sezonunda özellikle Girne bölgesindeki plajların güvenilirliğini ortaya koymak için kapsamlı bir çalışma yürüttüğü vurgulandı.

2013 Haziran-Kasım ayıları boyunca süren arazi çalışmaları sırasında ASAM araştırma ekibi her ayın ilk ve üçüncü haftalarında öncesinde kriter kirleticiler göz önünde bulundurarak belirlenmiş olan 12 istasyondan (Şekil 1.) veri ve su numuneleri topladığı belirtilen açıklamda, ilgili veriler kayıt altına alınırken, deniz suyundan alınan numuneler uygun koşullar atında Merkez Laboratuvarına transfer edilmiş ve analizleri yapıldığı belirtildi. Yapılan analizlerde 12 istasyona ait, Sıcaklık, Ph, Tuzluluk, İletkenlik, Çözünmüş O2, Askıda Katı Madde, Fosfat (PO4-3), Nitrit (NO2), Nitrat(NO3), Amonyak(NH3), verilerinin elde edildiği ifade edildi.

Ayrıca yapılan çalışmanın, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi Bihter Asena YANAR tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak basılıp, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlandığı vurgulandı.
Sonuç olarak, elde edilen verilere göre; ölçüm ve analiz yapılan istasyon numunelerin sonuçları % 90’ın üzerinde risk değerlerin uzağında bulunduğu belirtilen açıklamada, adada gerçekleşen turizm faaliyetlerinin yoğunluğuna bağlı olarak değişkenlik gösterebileceği düşünülen bazı verilerin, farklı zamanlarda yapılan ölçüm ve analizlerde beklenen şekilde dalgalanmalar gösterdiği vurgulandı. Özellikle antropojenik faaliyetlerin yüksek olduğu bilinen Temmuz ve Ekim ayları arasında alınan numunelerde, bazı istasyonların mikrobiyal kirlilik indirgenlerinin risk değerlerin çok yakınında olduğu tespit edildiği vurugulandı.

Editör: TE Bilisim