Limasol’da düzenlenen bir konferansa katılan 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve ekibine karşı ırkçı örgüt ELAM tarafından gerçekleştirilen saldırı neticesinde, KTÖS adına Şener Elcil yaptığı açıklamada, güneydeki ırkçı ve faşist saldırgan grup olan ELAM ile KKTC Egemenlik Hareketinin de aralarında bulunduğu diğer dernekleri ayni kefeye koyan beyanatlarda bulunmuştur!

Elçil bizleri “barış ve insanlık düşmanları” olarak betimlemiş ve faaliyetlerimizin “güneydeki Elam ırkçı örgütü ile ayni” olduğunu iddia etmiştir. Yine kendilerine karşı yaptığımız KTÖS önündeki protesto eylemimizi Sayın Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bir organizasyonu gibi göstermeye çalışarak, tv programlarından birinde bizleri top yekun fişlediklerini ve birleşme halinde vatandaşlıktan atacaklarını duyurmuşlardır.

Bununla yetinmeyen sendika,bu kez Güven Varoğlu imzası ile Milli Eğitim Bakanlığına yazdığı bir yazıda, eğitim şurasına katılmasına müsaade edilmeyen Lefkoşa Vakıf Anaokulu’nda bu yıl görev alan Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu Başkanı emekli subay olan Türker Yiğitcan ile Veznedar ve öğretmen olan Ersin Tünay hakkında KKTC Egemenlik Hareketi üyesi olduklarını ve varlığımızı yeniden ırkçı ve faşist nitelikli tanımlayarak, bu kişilerin de buna hizmet ettiklerini açıklama cüretinde bulunmuştur. Söz konusu öğretmenlerimiz KKTC’nin varlığına inanan,Türklük sevdasında olan yüzlerce öğretmenden sadece ikisidir. Hareketimize üyelikleri ise söz konusu değildir.
Bizlerin birlikte oldukları toplantının içeriği ise, milli eğitim şurasına gitmelerine müsaade etmeyen okul üst amirinin okul içerisindeki uygulamaları yanı sıra sendika tarafından fişlenme ve baskı korkusu içen diğer öğretmenlerimizin vaziyetidir. Ayni zamanda alınan şura kararlarıdır. Sendikanın, öğretmenler ve hatta geçici öğretmenler üzerinde uyguladığı baskının boyutunu bu sıkıntıya maruz kalan öğretmenlerimiz bilmektedir. Onların tek suçu KKTC Devletine inanmak ve bu vatan evlatları için çalışmaktır. Oysa sendika yönetiminin verdiği mücadele ortak vatan dedikleri, birleşik Kıbrıs mücadelesidir. Bu mücadelelerine gönül verenleri barış yanlısı, KKTC Devletine inanları ise ırkçı ve faşist nitelemek hangi zihniyetin ürünüdür? Yazıklar olsun ki bu kişiler kendi aykırılıklarını göremeyecek boyuta varmışlardır. Gözlerini ve kalplerini bizlere karşı nefret bürümüş olan bu sendika idarecileri hangi hareketimizi faşistlik olarak görmektedir? Düşünce ve inançlara saygıları bumudur? KTÖS önündeki eylemimizde kendilerine karşı herhangi bir küfür, taşkınlık veya saldırı ile karşılaştılar mı ki kalkıp bizi, protestomuzu ve derneğimizi ırkçı olarak gösterme cüretinde bulunabilmektedir? Kimdir bunlar? Kimin adına bu vatanda hizmet görürler?

İlk olarak KTÖS önünde şura kararlarının içeriğine yönelik protesto eylemimiz, bizlere anayasa tarafından verilen en doğal ve tabi haktır. Söz konusu protesto kesinlikle Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun bilgisi veya desteği ile gerçekleşmemiştir. Oysa kendileri bunu Cumhurbaşkanının tertip ettiğini iddia etmiştir! Böyle hayal dünyası içinde, halkı ötekileştirme ve baskı ile kendi siyasi emellerine çekme çabaları asla kabul edilemez! Onların demokrasi anlayışı bize karşı KTÖS önünde gerçekleştirdiğimiz protesto eylemine cevaben Arif Hasan Tahsin’in pankartını açıp uygunsuz mesaj verme eyleminden ibarettir. Bu davranışları pek tabii ki onların sözde “barış kültürünü” yansıtmaktadır.. Bizlere karşı yapılan barış düşmanlığı çığırtkanlığı ve ırkçılık ithamları sadece kendilerinin müsebbibi oldukları zihniyeti net bir şekilde halkımızın görmesini sağlamıştır. Özellikle de kendileri gibi düşünmeyen insanları karalamak,iftira atmak,düşman göstermek, fişledim diye baskıcı davranışta bulunmak,ırkçı ve ayrıştırıcı politikanın ürünleri değil midir? KKTC Egemenlik Hareketi haksız yere itham edilen iki öğretmenimiz ve tüm diğer Devletine inanan öğretmenlere sahip çıkmayı vazife bilir!

Nitekim, Bizlere karşı yapılan bu çirkin ve menfur saldırı, yada tamamı ile itham ve iftiralardan oluşan beyanatlar malum kesimin sahip oldukları görgü ve anlayışı ortaya koymaktadır. KKTC Egemenlik Hareketi olarak bizler vatanımızda yaşayan her insana, düşünceye,emeğe,varlığa saygıyı vazife sayarız. Bizler sevgiyi yüreğimizde taşıyarak değerlerimiz için mücadele veririz. KTÖS önünde yaptığımız protestoyu dahi amacından saptırarak başka söylemleri ortaya koymak yakışık bir durum değildir. Efendice yaptığımız protestoya saygı gösterilmesini beklemek ise en tabii hakkımızdır. KTÖS’ün kendi içindeki uygulamalarını tasvip etmeyen öğretmenlerin yaşadıkları sıkıntıları dinlemek,onlara danışmak,fikir alış verişinde bulunmak her bireyin,sivil toplumun özgürlük sınırları içerisinde bulunma eylemidir! Kendileri Rum Milli Eğitim bakanlığının da aralarında bulunduğu Avrupa şemsiyesi altındaki toplantılara katılırken barışçı oluyor da bizler kendi içimizdeki sorunlarımızı konuştuğumuz zaman ırkçı diye itham edilmek isteniyorsak, buna kimse susacağımız sanmasın!

Bizler, Demokratik koşullarda, düşünce özgürlüğüne inanan, devlete ve egemenliğimize bağlı olan, Atatürk’e ve mirasına sahip çıkan, dini inançlarımızı,dilimizi,tarihimizi korumayı vazife sayan bir derneğiz. Bu inançlarımızı her fırsatta savunmak anayasadan doğan en meşru haklarımızdır. Bizler yasal koşullarda milli ve manevi değerlerimiz için mücadele vereceğimizi tüm kamuoyunun bilgisine getirmeyi vazife biliriz. Son olarak, Bizleri güneydeki ırkçı ve faşist örgütler ile bir tutan ayrıştırıcı söylem ve eylemlere karşı halkımızı dikkatli olmaya, KTÖS’ü de farklı düşünceye sahip olanlara ve gerçekleştirilen demokratik eylemlere saygıya davet ederiz
KKTC EGEMENLİK HAREKETİ
Editör: TE Bilisim