KIBTES Başkanı Himmet Turgut yaptığı yazılı açıklamada, tarih boyunca gücünü milli ve manevi değerlerinden alan Türk milletinin tek gayesinin bulunduğu coğrafyada barışı sağlamak, istikrarı tesis etmek, zulme uğrayan tüm dünya halklarının hak ve hukukunu adalet çerçevesinde aramak olduğunu vurguladı.

Turgut, “Fırat'ın doğusunu terör koridorundan temizlemek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla gerçekleştirilen ve PKK/KCK/PYD-YPG’ye mensup teröristleri etkisiz hale getirmek, dost ve kardeş bölge halkını baskı ve zulümden kurtarmak amacıyla gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatı’na Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (KIBTES) olarak desteğimiz tamdır” ifadelerini kullandı.

Turgut, bugün sulh ve refah içerisindeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin, milli dava 
bilincinden yola çıkılarak başlatılan 1974 Barış Harekatı’nın sonunda vücut bulmuş en yüce değer olduğunu belirtti. Turgut, “Kendi devletine ve milletine karşı aidiyet hislerinin zayıf olduğunu bildiğimiz, bedenen içimizde lakin zihniyet ve duruşları bakımından kökleri dışarıda olan bu kesimlerin açıklamalarını üzülerek takip ediyoruz ve biliyoruz ki bu kesimlerin açıklamalarının toplumumuzda karşılığı yoktur” şeklinde devam etti.

Turgut, savaş karşıtı olduklarını iddia eden ancak kan ve gözyaşının dinmediği Filistin’de, Irak’ta, Suriye ve Arakan’da zulme uğrayan Müslümanlar için tek kelime etmeyenlerin bugün taşeronluğa soyunup, Türkiye’nin terör örgütlerine yönelik müdahalesinde Türkiye’ye  karşı cephe alıp teröristlerin sözcülüğünü üstlendiklerini savundu.

Turgut, “Teröristlerle hiçbir zaman barış görüşmesi yapılmaz; müzakere edilmez ancak mücadele edilir. Kaldı ki anavatanımız bugüne kadar yapması gereken tüm uyarıları muhataplarına yapmış, atması gereken tüm insancıl adımları atmıştır.”dedi.

Turgut açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Devlet gibi yüce bir değerin tüm imkanlarını sınırsızca kullanıp kendi devletini aşağılayan ve ona hakaret eden; barış harekatlarını kan ve gözyaşı olarak niteleyen zillet içindeki sendikal zihniyetler bilmelidir ki on bin kilometre öteden gelerek sözde kendi güvenliği için bölgeleri ateşe verenlerin ve ona karşı sessiz kalanların, yine onların taşeronlarının oluşturdukları güvenlik sorununu bertaraf etmek için harekete geçen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı, gerek içerideki lejyonerlerin gerekse dışarıdaki emperyalizmin aparatçığı konumundaki yapıların söylemlerinin hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. Bu anlamda Kıbrıs Türk gençliğine yön veren öğretmenlerimize seslenerek kimlerle yürüdüklerini gözden geçirmelerini salık veririz”

Editör: TE Bilisim