İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs müzakerelerinde bir orkestra gibi olunması gerektiğini belirterek, bu kültürün yaratılabilmesi için Kıbrıs Türk liderliğine görev düştüğünü belirtti.

Talat, Rum tarafında Ulusal Konsey’in işlevine dikkat çekerek, çok bölünmüş bir toplumda böylesi bir oluşumun bütünleştirici bir rol oynayıp oynamayacağından emin olamadığını, bütünlüğün sağlanabilmesi için uygun bir siyasi birikime ve kültüre gereksinim olduğunu kaydetti.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, Talat, katıldığı bir televizyon programında çeşitli konuları değerlendirdi.

Talat, “Merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş dönemi dışında özellikle son dönemlerde Kıbrıslı Türkler arasında bölünme sorunu yaşandığı” yolundaki bir soru üzerine, Denktaş’ın liderliği döneminde de Kıbrıslı Türkler arasında bölünme olduğunu savundu.

Rum tarafında Ulusal Konsey’in işlevine dikkat çeken Talat, ne Denktaş’ın ne de kendisinin Ulusal Konsey kurduğunu hatırlattı ve çok bölünmüş bir toplumda böylesi bir oluşumun bütünleştirici bir rol oynayıp oynamayacağından emin olamadığını, ne derse desin kendisine karşı olanlar olduğunu, bu bütünlüğün sağlanabilmesi için uygun bir siyasi birikime ve kültüre gereksinim olduğunu anlattı.

Talat, örnek olarak kendi döneminde Anayasa değişikliği için hazırlıkların tamamlandığını ancak referandum gününe yaklaşıldığında muhalefette olan dönemin UBP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kendisine “Siz iktidarsınız biz muhalefetiz, bu iktidarın işi, biz herhangi bir rol almayız” dediğini iddia etti ve o dönemde siyasi olgunluğun henüz oluşmadığını savundu.

Bugünkü koşullarda bile Eroğlu’nun hükümetle işbirliği yapmaktan kaçındığını ileri süren Talat, Cumhurbaşkanı’nın çoğu ziyaret ve toplantılarda Dışişleri Bakanı’nı yanına almamasını örnek gösterdi.

“ORKESTRA OLAMIYORUZ”

Bugün için parçalanmanın daha derin hale geldiğini belirten İkinci Cumhurbaşkanı Talat, bu durumda orkestra gibi bir siyaset yapılamayacağını kaydetti ve liderliğe bu kültürün yaratılması için görev düştüğünü söyledi.

Kendisinin Denktaş’la ilişkilerinin sorulması üzerine, görev döneminde zaman zaman Denktaş’la görüştüğünü ve ona bilgi verdiğini hatırlatan Talat, bazen kendisinin Denktaş’ın ofisine gittiğini, bazen da Denktaş’ın kendisine geldiğini anlattı.

Halkla ilişkilerinin nasıl olduğunun sorulması üzerine Talat, şu anda zamanı olduğunu ve halkla daha sıkı bir ilişki içinde bulunduğunu kaydederek, köy gezileri yaptığını ve sürekli halkın içinde olmaya çalıştığını belirtti.

Bu konuyla ilgili başka bir soru üzerine Talat, Cumhurbaşkanı iken görüşmeler nedeni ile halkla temasının azaldığını ifade etti ve kendi döneminde çok yoğun olan görüşme sürecinde, her şeye rağmen sivil toplum örgütleri ile yoğun temas içerisinde olduğunu ve sıkça yapılan toplantılarla bilgilendirdiğini anlattı.

Kendi döneminde ne kadar yol alındığının sorulması üzerine Talat, yönetim ve güç paylaşımı konusunun neredeyse kapandığını, Avrupa Birliği ilişkileri başlığının birkaç pürüz hariç kapandığını, ekonomi başlığının da hemen hemen tamamlandığını anlattı ve geriye en önemli başlık olarak mülkiyetin kaldığını söyledi.

ÇAPRAZ OY

Çapraz oy konusunun CTP adaylarına yarayacağının iddia edildiğinin sorulması üzerine Talat, bunun doğru olmadığını, zaman içerisinde siyasi duruşun önem kazanacağını ve iki toplumdan da dünya görüşleri doğrultusunda destek alınacağını kaydetti.

Talat, “Bu hususta önemli olan tek şey adayların diğer toplumun hassasiyetlerine saygı duyması ve önem vermesidir” diye konuştu.

GELECEĞE İPOTEK KONMAMALI

Rum eski lideri Hristofyas döneminde, Rum tarafının hiç Rum veya Türk oyu almayan bir Türk veya Rum’un, nasıl bütün ülkenin Cumhurbaşkanı olabileceğini sorduğunu hatırlatan Talat, şu sıralarda ise tek kişi, tek oy yaklaşımıyla Amerika’nın bugünkü durumunun örnek gösterilmeye çalışıldığını anlattı.

Talat, eskiden bir siyahın ABD Cumhurbaşkanı olabileceğinin düşünülemediğini, ama bugünkü durumun yüz yıldan sonraki bir zamanda gerçekleştiğini belirterek, “O nedenle bugün bir toplumun diğeri üzerinde egemenlik kurmasını engelleyecek araçları kullanmalıyız. Siyasi eşitlik tam da bunun içindir. Gelecekteki düzenlemeleri ise gelecek nesillere bırakmalıyız. Geleceğe ipotek koymamalıyız” dedi. 
Editör: TE Bilisim