ŞAHİNER
CTP Milletvekili Salahi Şahiner “Kıb-Tek hükümet tarafından iflas ettirilmeye mi çalışılıyor” başlıklı güncel konuşma yaptı. 
Şahiner, her yönden sıkıntılı bir süreçten geçildiğini ancak pandemiden önce neler konuşulduğunun da anımsanması gerektiğini kaydetti. 
Pandemi krizinde halkın izolasyon şartlarına uyarak büyük bir başarıya imza attığını ancak hükümetin bu duyarlılığa paralel bir başarı içinde olmadığını söyleyen Şahiner, özel uçağıyla gelen kişilere işaret etti. Bu kişilerin hiçbir denetiminden geçmediği hatta bu kişilerin toplumun arasına karıştığının da söylendiğini dile getiren Şahiner, bu konuların incelenmesini istedi.
Muhalefete, yatırımcı düşmanı benzetmesi yapılmasını eleştiren Şahiner, halkın siyasete güveninin sarsıldığını kaydetti. 
“9 kişinin gelişini yönetemeyen bu hükümet 1 Temmuzdan sonra binlerce insanın karantinasız gelişine nasıl izin verecek” diye soran Şahiner’in konuşması sırasında iktidar vekilleri konu dışı konuşma yapılması nedeniyle eleştiride bulundu. 
“Sağlık sektörü kan ağlıyor” diyen Şahiner, personel ve altyapı eksiklikleri olduğunu anlattı.
“Turizm sektöründe bizi bekleyen riskleri masaya yatırmamız gerekiyordu, yükseköğretimde öğrenci sayılarının ne olacağını konuşmamız gerekiyordu, Güney’de çalışan insanlarımızı konuşmamız gerekiyordu” diyen Şahiner, “Güney’de çalışanların ekonomiye, kumarhanelerin kazandırdığından daha fazla para enjekte ettiğini” söyledi.
Şahiner, hükümetin açıkladığı paketlerin reel sektörde rahatlama meydana getirmediğini de söyledi. 
Bunlar konuşulması gerekirken hükümetin icraatları nedeniyle başka konuların konuşulduğunu dile getiren Şahiner, Kıb-Tek’teki sorunların da acilen çözülmesi gerektiğini dile getirdi. 
Kıb-Tek’in borçlarına işaret eden Şahiner, elektrik fiyatlarına zam yapmama kararı sonucu ortaya çıkacak borcun Kıb-Tek üzerine yüklenmemesi gerektiğini anlattı.
Kurumun bu karar öncesinde de zarar eder durumda olduğunu söyleyen Şahiner, TC ile imzalanan anlaşmada kurumların zarar ettirilmemesi kuralı olduğunu kaydetti. 
“BORÇLARIN NEDENİ KIB-TEK DEĞİL SİYASİ KARARLAR”
Borçların nedeninin Kıb-Tek değil siyasi kararlar olduğunu söyleyen Şahiner, kurumun devletten alacaklarının da yüksek olduğunu dile getirdi.
Kıb-Tek’in hızlı şekilde özelleştirilmesi gerektiğinin daha önce ortaya konulduğunu söyleyen Şahiner “Kıb-Tek’in cumhurbaşkanlığı seçimlerine kurban edilmemesi gerektiğini” kaydetti. 
TAÇOY
Ardından Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy kürsüye çıkarak konuşmaya yanıt verdi. 
Kıb-Tek’in borçlarını sıralayan Taçoy, kürsüden bu konuşma yapılırken tüm rakamların dikkate alınması gerektiğini anlattı. 
Kıb-Tek’in devletten alacakları düşünce kurumun borcunun 120 milyon olduğunu söyleyen ve “göreve geldiğimizde ne kadardı bu borç?” diye soran Taçoy, “Kıb-Tek’ten nemalanmayan yok, gelin hep beraber temiz eller diyelim. Gelecek misiniz? Yardımcı olacak mısınız?” diye sordu.
Taçoy, kürsüden konuşulanların kayda girdiğini anımsattı.
Geldiği zaman borcun ne olduğunu kürsüden söylemeyeceğini dile getiren Taçoy, kendisinin de eksiklikleri olabileceğini, alacakları zapturapt altına almaya çalıştığını kaydederek, kurumun durumunun ortada olduğunu ancak önemli olanın ne olursa olsun süreci doğru şekilde yönetmek olduğunu anlattı. 
“ÜLKENİN STRATEJİK OLARAK HER ŞEKİLDE KIB-TEK’E İHTİYACI VAR... ÜRETİM ŞEKLİ DEĞİŞMELİ” 
Muhasebe hesaplarını üçe bölmek istediğini ancak bunu yapabilecek bir uzmanın adada bulunmadığını, yurt dışından hizmet alımının da bir türlü yapılamadığını kaydeden Taçoy, ülkenin stratejik olarak her şekilde Kıb-Tek’e ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Taçoy, öte yandan üretim şeklinin değişmesi gerektiğini söyledi.
CTP Milletvekili Salahi Şahiner’in yerinden sorduğu bir soru üzerine, tüm hesapları günlük olarak kontrol ettiğini söyleyen Taçoy, ikaz edilmesi gereken bir durum varsa ikazlarda bulunduğunu kaydetti.
Taçoy, Kıb-Tek’teki sorunların çözülmesi için hep birlikte hareket edilmesini istedi. 
CTP Milletvekili Erkut Şahali, talebin düşmesiyle üretim maliyetinin arttığını söyleyerek, değişen üretim maliyetlerine göre fiyatlandırmanın en son ne zaman yapıldığını sordu. 
Taçoy ise kürsüden, rakamları kontrol ederek maliyet ayarlamasının Nisan ayında yapıldığını, şu an yine maliyetlerinin değerlendirilmesinin gündemde olduğunu dile getirdi. 
Tam rakamları kürsüdeyken bulamadığını söyleyen Taçoy, bilahare bu rakamları kendisine göndereceğini anlattı, kesinlikle zarara satış gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti. 
Taçoy, farklı üretim kesimleri için yapılacak indirimin kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi. 
ÖZDENEFE
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Kandırılan ve kandıran hükümetin yönetim zafiyetleri” başlıklı konuşma yaptı.
Kürsüden sordukları sorulara hükümetten yanıt alamadıklarını kaydeden Özdenefe, konuşmasını halka yönelik yaptığını dile getirdi. 
Özdenefe, bakanların nerede olduğunun bilinmediğini, iktidar ortaklarının aralarında anlaşıp Meclis’e giremediğini söyledi.
“Özel uçakla gelenler olayının hükümetin halkı kandırdığının ve kandırmaya devam edeceğinin garantisi olduğunu” dile getiren Özdenefe, halk ciddi ekonomik sıkıntı yaşarken hükümetin vatandaşla ve muhalefetle “dalga geçtiğini” öne sürdü. 
Hükümetin, “ülkeye kimin girip kimin çıktığını kontrol etmekten aciz olduğunu” söyleyen Özdenefe, hükümetin söylediklerinin kendi içinde çeliştiğini, bu çelişkiyi ortaya koyduklarında Bakan Ünal Üstel’in Erkut Şahali’ye “Bir vekile yakışmaz bu ifadeyi kullanmak” dediğini belirtti. 
Özdenefe “Siz yalan söylemekten utanmayacaksınız muhalefet milletvekili bunu yüzünüze vururken onlar utanacak, öyle mi?” diye sordu.
Özel izinle gelenlerin ülkeye nasıl girdiğinin hala bilinmediğini çünkü hükümetin hala bu konuda açıklama yapmadığını söyleyen Özdenefe “Senin memurun madem ordaydı neden bekletmedi? Neden durdurmadı” diye sordu, bakanların farklı açıklamaları olduğunu dile getirdi.
Özel izinle gelen kişilerle ilgili çeşitli sorular soran Özdenefe, bu sürecin hem hukukun “paspas edildiğini” hem de “ne istersek yaparız” zihniyetini ortaya koyduğunu savundu. 
Özdenefe, 1 Temmuz’dan itibaren ülkeye girişler olacağını, kimsenin test sürecinin nasıl yürüyeceğini bilmediğini, Sağlık Bakanı’nın bu sorulara yanıt vermek üzere Meclis’te olması gerektiğini dile getirdi. 
1 Temmuz’dan sonra otellerin yüzde kaç dolulukla çalışacağının, bu otellerin çalışma biçiminin nasıl denetleneceğinin bilinmediğini söyleyen Özdenefe, örneğin bir otelde bir vakaya rastlanırsa ne yapılacağının planlanıp planlanmadığını, vaka sayıları artarsa izlenecek yöntemin belirlenip belirlenmediğini sordu.
SALONDA BAKAN OLUP OLMADIĞI TARTIŞMASI…
Salonda cevap verecek bakan olup olmadığı konusu Meclis’te tartışma yarattı.
Özdenefe “UBP-HP hükümetinin tavırlarını esefle kınarım bizi dinleyen herkese de önlemlerini almalarını tavsiye ederim” dedi. 
TAÇOY
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy da kürsüye çıkarak, Özdenefe’nin Başkan ve milletvekilleri yerine vatandaşa seslendiğini bu nedenle kendisini fazlaca dikkate almadığını dile getirdi.
Bakanların sorulara yanıt verdiğini söyleyen Taçoy, kendisinin ne nöbetçi ne de birinin avukatı olduğunu, konuşmaya yanıt vermek için kaldığını dile getirdi ancak yapılan konuşmada yanıt vereceği bir konu olmadığını belirterek kürsüden indi.
DERYA: “SORULARIMIZA YANIT ALAMIYORUZ”
Ardından CTP Milletvekili Doğuş Derya “Hükümetin pandemi sürecini istismar etmesi” başlıklı konuşma yaptı.
Olağanüstü bir dönemden geçildiğini, muhalefetin sağduyulu bir tavır takındığını söyleyen Derya, öte yandan soracakları sorulara yanıt verilmesi gerektiğini dile getirdi. 
Başından bu yana pandemi konusunda doğru düzgün bir eylem planı çıkarılmadığını, merkezi bir kriz yönetimi oluşturulmadığını, bilim kurulunda başkan ve üyelerin istifa ettiğini çünkü bilgi üreten insanların sözlerini dinleyen olmadığını söyleyen Derya, “hükümet ortakları arasında tutarsızlıklar” olduğunu anlattı.
Pandemi sürecinde toplanan kaynak nedir, harcanan kaynak nedir? Sağlıkla ilgili kalem kalem harcamalar nelerdir? gibi sorularına cevap alamadıklarını dile getiren Derya, karkası alınan hastanenin bedeline nasıl karar verildiğini sordu.
Sanki pandemi süreci yaşanmamış gibi seçimler nedeniyle popülist açıklamalar yapıldığını, Başbakan’ın “sıfır vaka, biz bu işin üstesinden geldik” dediğini ve halkın rehavete kapılmasına neden olunduğunu söyleyen Derya, konunun siyasi olarak “istismar” edildiğini kaydetti.
Sağlık sisteminin çökmemesi için insanların tedrici olarak hastalanması gerektiğini, bunu sağlamak için Güney Kıbrıs’a geçişleri açmak gerekirken, epidemiyoloji raporunun gereken zamanda gereken şekilde iletilmediğini, Güney’de çalışanların zor durumda bırakıldığını dile getiren Derya, Güney Kıbrıs’la olan geçişlerin Türkiye’ye uçuşlarla eş zamanlı şekilde yapılması yoluna gidildiğini söyledi. 
Derya, “Türkiye’deki tablo nedeniyle Güney Kıbrıs’ın önümüzdeki süreçte kapıları kapatmak zorunda kalacağını, bunun da siyasete alet edileceğini” kaydetti. 
Türkiye’ye tedavi nedeniyle giden ve dönemeyen insanlar mağdur edilirken birilerinin özel izinle ülkeye girmesini eleştiren Derya, bu olayda sadece Turizm Bakanı değil tüm Bakanlar Kurulu’nun sorumlu olduğunu söyledi. 
Derya konuyla ilgili Polis raporunun Başbakan Ersin Tatar tarafından açıklanmasını istedi. 
Karantinasız geçiş yeniden gözden geçirilmezse bu sürecin yönetilemeyeceğini söyleyen Derya, en azından kamuoyu vicdanında yara açan konularla ilgili gerçeklerin halka açıklanmasını istedi.  

Editör: TE Bilisim