Oyuncu Hazar Ergüçlü, gündeme ilişkin Agos gazetesinden Vartan Estukyan'ın sorularını yanıtladı.

Röportajın bir bölümü şöyle:

Siyasette senin için ilk dönüm noktası ne zamandı?

2011’di. Okuldan çıkıp setlerde çalışmaya başladıktan sonra. Bir bakıyorsun, etrafın sen istemeden de senin gibi düşünen insanlardan oluşuyor ve siyaset konuşuyorlar. Onlarla birlikte şekil almaya başladım sette. Hrant Dink olayında uyandım.. O yıl, siyasette tamamen ayıldığım yıldır. Her gün gazete okumamı, siyasetle bu kadar içli dışlı olmamın sebebi, takip ettiğim, sevdiğim yazarları okumama vesile olansa Gezi’dir.

Türkiye’nin günümüzde senin için en önemli sorunu nedir?

Hangisini söyleyeyim? Hiçbir acıyı diğerinden ayıramayız. Hangisine değineyim? Özür dilenmeyen insanlara mı, halen anadil tartışması yapılmasına mı, kadınlara mı, çocuklara mı, tecavüzlere mi, katillere mi, hırsızlara mı... Hangi birinden bahsedeyim ki? Umutsuzluğa götüren etkenler bunlarken tekrar umut beslememi sağlayansa işte böyle sokağa çıkan kadınlar.

Her iktidar döneminde eleştiri tedirginliğe yol açıyor. Bu, günümüzde de geçerli mi?

Evet. İnsan yersiz bir şekilde kendini önemsemeye başlıyor. Artık az ünlü veya çok ünlü olmakla bir ilgisi yok, 14 yaşında bir çocuksan da fikrin suç sayılabiliyor senin.

Özgecan cinayeti Türkiye toplumunu nasıl etkiledi sence?

 Artık olması gereken ayaklanmayı sağladı, o fitili ateşledi diye düşünüyorum. Maalesef  bir genç kadın vahşice katledildi ama ateşlendi o fitil artık. Umuda kapılmaktan kendimi alıkoyamıyorum. Buna her gün biraz daha inanıyorum. Kadınlar uyandı, artık biraz daha farklı olacak bazı şeyler demektir bu.

 

8 Mart’taki yürüyüşe de katıldım. Böyle yürekler, güçlü, yiğit kalpli insanlar dışarıda ses çıkarırken, ‘Biz de buradayız’ derken evimde duramazdım. Bir kişi ‘Gitmesem ne olacak, herkes orada zaten’ dedikçe her şey rutininde kalıyor, hiçbir şey değişmiyor. Gitmek lazım.

Editör: TE Bilisim