Yazılı açıklama yapan Gürcafer, ekonomik örgütlerin salgının ilk gününden beri konuyu değerlendirdiğini kaydetti ve “gelinen noktada kaderi ile başbaşa bir reel sektör vardır” dedi.

“AŞI GETİRTMEK İÇİN ÇABA SARF EDİYORUZ”

Ekonomik örgütlerin “devletten bir şey beklememeliyiz” gerçeğini kabullendiğini ve “kendi başımızayız ve bunun için neler yapabiliriz” konusunu konuştuğunu ifade eden Gürcafer, “Onun için aşı konusu uzun bir süredir ekonomik örgütlerin gündemindedir ve direkt olarak aşıyı biz ülkemize getirmek için çaba sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Cafer Gürcafer, Nisan ayı itibari ile toplumun en az yüzde 40’lık bir kesimini aşılayıp, Sağlık Üst Kurulu’nun da onayı ile ülkenin aşılı insanlara, karantinasız şekilde açılmaması halinde çok ciddi iflasların yaşanacağı uyarısı yaptı.

“KAPANMA YOK, ÜLKEDE BİR KAOS VAR, KURALLARI DİNLEYEN YOK”

Gürcafer, aşının bir an önce ülkeye gelmesi ve aşılamanın programın bir parçası olarak yapılması gerektiğini belirtti. Bu bağlamda şu andaki kapanmanın bir amaca hizmet etmediğini kaydeden Cafer Gürcafer, “Bu kapanmanın bir yere hizmet etmesi lazımdır. Şu anda kapanma bir yere hizmet etmiyor, zaten kapanma da yok. Ülkede bir kaos var. Ortaya konmuş olan yasak veya kuralları dinleyen yok. Sokaklar insan dolu. Alınan önlemlerin kalıcı olarak bir amaca hizmet etmediğini görüyoruz. Bu birçok insanı özellikle de iş dünyasını çok aha fazla endişeye itiyor” diye konuştu.

“KRİZ MASASI OLUŞTURULMALIDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şu anda hükümetin bu krizden çıkış ile ilgili bir planı olmadığını, günlük ve el yordamı ile önelmeler alındığını savundu.

Ülkede hemen bir kriz masası oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Gürcafer, bu masanın kriterlerini ve yapılması gerekeni ise şöyle dile getirdi:

“Karar alma konusunda yetkili hemen bir kriz masasının oluşması lazımdır. Kriz masasının etrafında paydaşlar, hükümet ve muhalefet de olmalıdır. Bütün kararlar birlikte alınıp, birlikte hayata geçirilmelidir.

Şu anda yapılan gelenekleri yerine getirmek gibi birşeydir. Bir evde 2 çalışan, 5’er bin TL aylık maaş ile ayın sonunu zorla getiriyor. Siz insanlara , ‘al 1000 TL de evini geçindir’ diyorsunuz. Bunu teklif etmek bana göre akıl tutulmasıdır ve gerçekten çok ayıptır. Evet bu acıyı çekeceğiz, belki daha fazlasını çekeceğiz ama ortada bir plan, hedef olması lazımdır.”

“TEK SES OLMALI”

Gürcafer, “Aşıyı bulacağız, ödeyeceğiz, getireceğiz, toplumun aşılanması ile birlikte açılmaya gideceğiz” dedi. İçerisinde bulunan süreçte ortak akla ve tek sese ihtiyaç olduğunu da belirten Gürcafer, “İkridardan başka, muhalefetten başka, iş dünyasından başka, sendikalardan başka bir ses çıkıyor. Ortak aklımızın olduğunu bu dönemde ortaya koymamız lazımdır” dedi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Acil Önlemler Paketi” adı altında hazırlanan yeni ekonomik paketi de eleştirdi.

Devletin pazarlama teknikleri geliştiren bir işletme gibi davrandığını söyleyen Cafer Gürcafer, “sanki bizim derdimiz şuanda vakıfların kira geliri, İhtiyat Sandığı gelidir. Ülkede 10 binlerce insan açlıkla karşı karşıyadır. Bu insanların nasıl geçineceği ile ilgili proje geliştirmemiz lazımdır. Sen bana sigorta priminin yüzde 60’ını karşılasan kaç yazar! Benim işletmem kapalı, çalışmıyor. Çalışanıma ekmek veremiyorum” diye konuştu.

Gürcafer, “Kira düzenlemesi, prim borçları ile ilgili düzenleme olacak evet ama önce hasarın tespitini yapmamız, ne zaman sona ereceği ile ilgili doğru öngörüde bulunmamız lazımdır. Bunun için bilimsel çalışma yapmamız lazımdır. Bu paydaşların da katılımı, özellikle de ekonomistlerin katılımı ile ciddi bir atolye çalışması isteyen bir çalışmadır” dedi.

“BANKACILIK SEKTÖRÜNÜ DE TEHDİT EDİYORUZ”

Bütün ülkelerin bu tip krizlerde, reel sektörü olabildiğince ayakta tutabilmek için gerekse de kamu çalışanlarını aç bırakmamak için ortaya kaynak koyduğunu hatırlatan Cafer Gürcafer, KKTC’de ise bankalara yönlendirildiğini kaydetti.

Reel sektörün şuanda borçlarının altından kalkabilecek noktada olmadığını dile getiren Gürcafer, “bu savaş bitip enkaz tespiti yapıldıktan sonra işletmelerin borç yükü, durumu ciddi şekilde çalışma gerektirir. Şuanda ülkemizde bankacılık sektörünü de tehdit ediyoruz” dedi.

Ekonominin çarklarını yeniden döndürmenin şart olduğunu ifade eden Gürcafer, “Şuanda kredilendirme geçinme ihtiyacı içindir. İşletme kredisi veya işletmelerin ayağa kalkması ile ilgili bir kredilendirme değildir. Bu işletmeleri aşağılamaktır” eleştirisini yaptı.

“PARA SORUNU YOK”

Aşıya ulaşma noktasında yaşanan sıkıntının ise parasal olmadığını kaydeden KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, önemli olanın doğru aşıya ve doğru şekilde ulaşmak olduğunu belirtti.

Cafer Gürcafer,  Sinovac aşısını pazarlayan 23 ulusal firmadan biri ile temasta olduklarını söyleyerek, çalışmaları olabildiğince hızlı şekilde neticelendirmeye çalıştıklarını kaydetti, “Sağlık Bakanlığımız ile de koordineli bir şekilde bunu alacağız” dedi.

Gürcafer, şöyle devam etti:

“Ülkeye 300-400 bin aşı gelecekse Türkiye’ye gidecek, orada 14 günlük kontrolü yapılacak, ondan sonra bize gelecek. Böyle bir aşı tedarikinin peşindeyiz. Mesele para değildir. Örneğin biz KTİMB olarak ‘2-2.5 milyon dolarlık ödeme yaparız, alırız” dedik. Ticaret Odası da Sanayi Odası da Otelciler Birliği de aynısı söyledi. Parada bir sıkıntı yok. Sorun doğru aşıya ve doğru şekilde ulaşmaktır. Açıkçası biz saygısızlık da yapmak istemedik. Türkiye bize aşı vereceğini söyledi, Türkiye bize aşı verirken birilerinin gidip de dışarıda aşı araması çok doğru bir yaklaşım olmazdı. Bu nedenle biz hükümete söyledik, ‘aşı bize ne kadar zamanda, ne kadar verilecek, Türkiye  ile bunu netleştirin’ dedik. Türkiye’ye, ‘bize tek seferde aşıyı verirseniz, size ekonomik külfet olmaktan hem siz kurtulursunuz hem biz kurtuluruz, ayrıca ekonomimizi ayağa kaldırabiliriz. İmkanınız varsa bize bunu sağlayın’ demesini söyledik. Çünkü bunu bildiğimizde halkımıza hesap verebiliriz. Bundan dolayı biz 1-2 dolar fazla vererek aşıyı alma yoluna gittik.”

“ELEŞTİRİLER ASILSIZ VE ÇOK ÇİRKİN”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, alınacak bu aşıların tamamen Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde, ülkenin program çerçevesinde aşılanması için kullanılacağının da altını çizdi.

“Zenginler aşılanacak, fakirler kalacak” gibi söylemleri de eleştiren Gürcafer, “Biz iş dünyası olarak fakir halkın aşı ihtiyacını da karşılayalım, onlardan herhangi bir para talep edilmesin’ noktasındayken, bu eleştiriler, gerçek dışı ve çok çirkin eleştirilerdir.  Bir otelin sahibi aşılanmışsa 300-400 çalışan aşılanmadığı sürece o otel açılamazki. Hatta belki özel hastaneleri de devreye sokarak aşılanma süreci hızlandırılabilir bu çok önemlidir” dedi.

Editör: TE Bilisim