Oğuz, bölgedeki tüm hayvan üreticilerinin bilgilendirildiğini ve dezenfekte koşullarına da uyulduğunu; bulaşmanın önlenmesi için bir ay süreyle bölgeden hayvan çıkışına izin verilmeyeceğini söyledi. Oğuz, çiçek hastalığının insanlara bulaşmadığını ve Karpaz dışındaki bölgelerde görülmemesinin sevindirici olduğunu da ifade etti.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu devam ediyor.

ŞAHALİ

Genel Kurul’da ilk sözü alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, “Hayvan Hastalıkları” konusunda konuşma yaptı.

Bir süredir görülen çiçek hastalığı konusunda, halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacıyla bazı çalışmalar yapıldığını ifade eden Şahali, Karpaz’da yaşanmakta olan sıkının çok büyük olduğunu vurguladı.

Hellimin coğrafi tescili konusunun zorunluluk olduğu bir dönemde, küçükbaş hayvancılıkta yaşanan sorunun devlet tarafından yeterince ciddiye alınmadığını savunan Şahali, Dipkarpaz’da hastalığın yayılma tehdidinin korkunç boyutta olduğuna dikkat çekti.

Şahali, konunun gereken ciddiyet ve hassasiyetle ele alınmadığını belirtti ve bir karantina uygulanmasına rağmen, kriz masası oluşturulmamasını eleştirerek, bakanlığın tek başına alabileceği tedbirlerle hastalığın önünü almanın mümkün olmadığını kaydetti.

Tedbirler sırasında hayvancıya herhangi bir desteğin olup olmadığını soran Şahali, 20 bin aşının hafta sonu ülkeye getirildiğinin söylenmesine rağmen, bugüne kadar beklenmesinin ve aşılamaya bugün başlamasının nedenini sordu.

“Hayvancının yanarken bir sonraki yangından nasıl korunacaklarını öğrenemeye değil, yangının söndürülmesine ihtiyacı var” diyen Şahali, hayvan sayısının azalması, süt miktarının gerilemesinin sebepleri arasında mandıra koşullarının çok yağışlı dönemlerde hayvan yetiştiriciliği için uygun olmaması bulunduğunu kaydetti.

Veteriner Dairesi eski müdürünün görevden neden alındığının sebepleri hakkında bilgi isteyen Erkut Şahali, bu müdürün üçüncü kez bu makama atanmış olduğunu, müdürle alakalı Sayıştay raporuyla tespit edilmiş yolsuzluk ve usulsüz işlem tespit edildiğini söyledi.

Belge numaralarıyla konuyu milletvekillerinin bilgisine getiren Şahali, ilgili müdürün çiçek hastalığı ile ilgili önlem ve bildirim konusunda gecikmiş olması sebebiyle görevden alındığı söylemlerinin ardında, başka usulsüzlükler olup olmadığını öğrenmek istediklerini belirtti.

Küçükbaşta çiçek hastalığının öldürücü olduğunu, şüphe olduğu anda karantina tedbirlerinin eksiksiz yapılmış olması gerektiğini vurgulayan Şahali, ilgili müdürün görevden alındığı tarihten yani 18 Aralık’tan 26 Aralık’a kadar Bakanlığın Türkiye’den sonuç beklediğini söyleyerek, durumu eleştirdi.

Erkut Şahali, hükümetin süt sektörünün daha ileriye taşınması için yapıcı bir vizyonu olmadığını da ileri sürerek Karpaz’da yaşanan salgının ne şekilde önleneceğinin yanıtlanması gerektiğini kaydetti.

OĞUZ

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz da, çiçek hastalığı konusunda önemli olanın hayvancının sorunlarının çözülerek, üretimde kalmasını sağlamak olduğunu kaydetti.

Hastalıkta süreç olarak geç kalındığını, hastalığı öğrendikten sonra bir iki hafta süreci beklediklerini anlatan Oğuz, hastalık görülen çiftliklerde hayvanların başka yerlere taşınmasını engellediklerini, kesim işlemlerinin de bu bölgede yapıldığını, hastalık başlayan çiftliklerde önlemler aldıklarını söyledi.

Oğuz, kriz masası kurulmadığı eleştirilerinin doğru olmadığını, numuneler pozitif çıktığı anda aşıları getirdiklerini, tedbir amaçlı beklediklerini onun için hayvancılarla birlikte hareket edilerek, 8 ekiple bugün 08.15’te aşılamaya başlandığını kaydetti.

AVA 2 HAFTA YASAK

Üreticileri hafta sonu tek tek dolaşarak süreç hakkında bilgilendirme yapıldığını, dezenfekte şartlarına koşullarına uyulduğunu, kireçleri hayvancılara dağıttıklarını söyleyen Oğuz, ince avın 2 hafta yasaklanması için bugün Bakanlar Kurulu’nda karar alınacağını söyledi.

Oğuz, devletin diğer birimleri ile istişare çalışmaları yürüttüklerini, hayvanlara yem konusunda bir destek çalışmaları olduğunu, bunu da Bakanlar Kurulu’na götüreceklerini ifade etti.

“AŞILAMA HAFTA SONUNA KADAR TAMAMLANACAK”

Karantina uygulamalarının bütün bölgede oluşturulup, ilan edildiğini gerekli çalışmaların yapıldığını, bu hafta sonuna kadar aşılamanın da tamamlanmasını hedeflediklerini belirten Bakan Oğuz, ilk görülen çiftlikte hastalığın artık sona erdiğini, sadece komşulara bulaştığını, işbirliği içinde hastalıktan kurtulmayı amaçladıklarını kaydetti.

Bölgeden hayvan çıkışına 1 ay süreyle izin verilmeyeceğini vurgulayan Oğuz, hastalığın insanlara bulaşmadığını ve tek sevindirici tarafın hastalığın başka bölgede görülmemesi olduğunu belirtti.

Müdür konusunda idari sürecin başladığını anlatan Oğuz, hayvancılığı kesinlikle desteklemek durumunda olduklarını söyledi.

Kaçak et ve et fiyatları konusunda da bir takım çalışmaları bulunduğuna işaret eden Oğuz, bunun yapılması için bir takım teşviklerin verilmesi gerektiğini, Bakanlık olarak bütçe disiplinine bağlı kalarak bu teşviklerin verilerek, hayvancılığın yaygınlaştırılması çalışmalarına devam ettiklerini sözlerine ekledi.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali yeniden söz alarak, Bakan Oğuz’un her şeyi söylediğini, ancak ne zaman istifa edeceğini söylemediğini kaydetti.

Bu sorunun bir müdürü görevden almakla çözülemeyeceğini, konuya bütünlüklü yaklaşılmadığını, bölgesel yaklaşımla sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan Şahali, “Çuvalladınız sayın bakan, çok ciddi çuvalladınız, sadece müdürden dolayı değil, kendinizden dolayı da…” dedi.

Başka bölgelerde çiftliklerde hastalık olup olmadığının denetlenip, denetlenmediğini soran Şahali, “Saydığınız tedbirler çiçek belasını önleyecek tedbirler değil, diğer bölgelerdeki hastalık nasıl tespit edilecek, hastalık bulaşınca mı?” diye sordu.

Şahali, Oğuz’un yürüttüğü faaliyetlerle hastalığın yayılmasına zemin hazırlandığını ileri sürdü.

OĞUZ

Eleştirileri cevaplamak için yeniden söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Şahali’nin kendisinin icraatlarından rahatsız olduğu için istifa konusunu gündeme getirdiğini söyledi.

Oğuz, başka bölgelerde hastalık olmadığını, görülmediğini vurguladı.

ARIKLI

Genel Kurul’da daha sonra YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, “Ulaştırmanın sorunları” konusunda söz aldı.

Kantara’da yağmurdan dolayı toprak kayması olduğunu, Karayolları Dairesi’nin de müdahale etmediğini öğrendiğini anlatan Arıklı, Gazimağusa’da Karayolları Dairesi’nde kamyon şoförü olmadığını kaydetti.

Gazimağusa’nın ülkenin ikinci büyük karayolu ağına sahip olduğunu, ancak Gazimağusa Karayolları Dairesi’nde, silindirci, ustabaşı, mühendis olmadığını ifade eden Arıklı, ilgili dairenin 24 personeli olduğunu, sadece 3’ünün dış göreve gidebileceğini, fiilen kapatıldığını veya kapatılmaya mahkum edildiğini vurguladı.

Haspolat’taki asfalt deposunun neden kapandığını da soran Arıklı, asfalt için özel sektöre muhtaç kalındığını, para da olmadığı için asfalt yapılamadığını dile getirdi.

Karayolları’nın bu duruma düşmesi ardından ilgili bakanın para olmadığı söylemlerini arttırdığını belirten Arıklı, bakanlık makamının ağlama ve bahane üretme yeri olmadığını söyledi.

Turunçlu kavşağına bariyer koydurulabildiği gibi diğer konular için para bulunabileceğini söyleyen Arıklı, bütçe istemeyen konulardan biri olan ağırlık kantarı konulması konusunda bile gerekenlerin yapılmadığını kaydetti.

İlgili bakanın geçmişte dile getirdiği hafif raylı sistem konusunda eleştirilerde bulunan Arıklı, T izinleri konusunda da eleştirilerde bulunarak, son 2 yılda ne kadar T izni verildiğini sordu.

Toplu taşımacılık master planı konusunda da ilgili bakandan bilgi isteyen Arıklı, kaçak taşımacılık konusunda bir tüzük dahi yapılmadığını, bunun parayla alakası olmadığını kaydetti.

Erhan Arıklı, Ciklos konusunda kazanın sorumlusunun da ortaya çıkarılmadığını belirterek, yol hatalıydı diye topun Türkiye’ye atıldığını, ancak yol teslim alınırken kontrol edilmediğini, gerekli teknik incelemelerin yapılmadığını ileri sürdü.

Havayolu konusundaki sorunlara da dikkat çeken Arıklı, bilet fiyatlarındaki pahalılığa işaret etti ve bilet fiyatlarındaki ucuzlamanın sürekli hale getirilmesi gerektiğini belirtti.

Ehliye sisteminde öngörülen değişikliğe de değinen Arıklı, şoför okullarının denetiminin ne zaman yapıldığını öğrenmek istediğini kaydetti.

ATAKAN: “ÜLKE ÖNCELİK SIKINTISI YAŞIYOR”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan da, eleştirilere cevaben yaptığı konuşmada, “Temiz isim pis işler yaparsanız kirlenir” dedi.

Kantara’daki sıkıntının dün meydana geldiğini, Karayolları ekiplerininse olayın oluşundan yaklaşık yarım saat sonra müdahale ettiğini vurgulayan Atakan, personel sıkıntısının bir günde ortaya çıkmadığını, zaman içinde meydana geldiğini kaydetti.

Ülkenin bir öncelik sıkıntısı yaşandığını, bütçe, insan kaynağı ve odaklanmayla alakalı olduğunu, bütçe sıkıntısının bir realite olduğunu vurgulayan Bakan Atakan, ancak sanki Ulaştırma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı arasında, ya da hükümette bir sıkıntı varmış gibi gösterilmeye çalışıldığını kaydetti.

İzin Kurulu’nun bakana bağlı olmadığını, bakanlığın bu kurulda sadece bir tane temsilcisi olduğunu ifade eden Atakan, görevde bulunduğu süre içinde de İzin Kurulu’nun tek bir toplantısına katılmadığını, tek bir konuya da dahiliyeti olmadığını aktardı.

T izinleri konusunda Arıklı’nın yazılı sorusuna net bir şekilde cevap verileceğini söyleyen Atakan, raylı sistem konusunda yaşanan süreç hakkında milletvekillerini bilgilendirerek, bu konuda uygun fizibilite ortaya çıkarsa bunun kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti.

Toplu taşıma ve elektronik ücret toplama sistemi (ada kart) konusunda çalışmaların devam ettiğini, sonuçlandırılması ardından ihaleye çıkılacağını anlatan Bakan Atakan, kaçak taksi ve taksimetre konusunda, takip sistemlerinin yer alacağı komplike bir yeni yasa tasarısı hazırlandığını ve dün itibarıyla Meclis’e sevk edildiğini söyledi.

“Şoför okulları denetlenmiyor” eleştirilerinin doğru olmadığını, bununla ilgili bir komisyon olduğunu ve en son Aralık ayının son haftasında denetlendiğini anlatan Bakan Atakan, sürüş ehliyet sınav sisteminin de değişeceğini ifade etti.

Sivil havacılığın tamamıyla dövize endeksli bir alan olduğuna dikkat çeken Bakan Atakan, herhangi bir alanda yaşanan döviz dalgalanmasının genel anlamdaki fiyatlandırmayı olumsuz etkilediğini kaydetti.

Buna paralel olarak Türk Sivil Havacılığının içinde bulunduğu türbülansa da işaret eden Bakan Atakan, ülkede bir havayolu şirketi kurulması için bakanlık olarak verilebilecek her türlü desteği vermeyi hazır olduklarını ancak buna uygun bir ekonomik ortamın bulunmamasının da bir gerçek olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.

ARIKLI

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, yeniden söz alarak, trafik kazalarında ölüm oranının çok yüksek olduğunu, çeşitli ülkelerden örnekler vererek, ülkede ise bu sayının azaltılması için herhangi bir çalışmanın yapılmadığını kaydetti.

Trafikte devriye sisteminin ülkede bir türlü gerçekleştirilemediğini belirterek, hız kameralarının hukuki alt yapısı olup olmadığını sorarak, bu konuda da eleştirilerde bulundu.

Yollardaki beton bariyerler konusuna da değinen Arıklı, bilişim suçlarının önlenmesi konusunda da yapılan çalışmaları öğrenmek istediğini söyledi.

Arıklı, Ercan Havalimanı konusundaki anlaşmazlık konusuna da işaret ederek, yer teslimatının bir an önce yapılması gerektiğini, o bölgedeki askeri bölgenin neden kaldırılmadığını sordu.

ATAKAN

Bakan Tolga Atakan da yeniden söz alarak, Ercan Havaalanı konusunda sorumlu tek bakanlığın Ulaştırma Bakanlığı olmadığını, kendi bakanlığının teknik konularla ilgilendiğini, havalimanın 3 bakanlığın uhdesinde olduğunu kaydetti.

Konu hakkında şu anda bir yer teslim eksikliği bulunmadığını vurgulayan Bakan Atakan, çok kısa bir süre sonra cephaneliğin oradan taşınacağını kaydetti.

Ülkenin 2020 Mayıs’tan sonra herhangi bir belirsizliğe takati kalmadığını belirten Atakan, bakanlığın üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini sözlerine ekledi.    

Editör: TE Bilisim