Covid-19 salgını ile mücadelede ortaya konan başarı bile Hükümet içerisindeki sorunları ve derin görüş ayrılıklarını gözlerden uzak tutmaya yetmedi.

Sağlık alanındaki mücadele başladığı günden bugüne, UBP-HP Hükümeti içerisinde birbiri ile çelişen açıklama ve eylemler sürece damga vurdu.

Hükümetin kendi içerisinde yaşadığı ve artık kamuoyu önünde de yaşanan çelişkiler ve şimdilik düşük yoğunluklu ancak bir o kadar da derin görüş ayrılıkları, Hükümet içerisinde uyumun olmadığının en büyük kanıtı.

Hükümet ortakları arasında olmadığı ortada olan uyum, iktidarı elinde tutan partiler içerisinde de olmaması, sorunu kriz noktasına taşımakta.

Ve uyum sorunu yaşayan Hükümet, kritik viraja yaklaşmakta.

Hükümet ortakları arasında UBP-HP Hükümetinin bittiği yönünde bir motivasyonun varlığı artık daha derinden hissedilmekte.

Hükümet içerisinden yapılan her açıklama gün geçmeden diğer bir kabine üyesi tarafından ya doğrudan ya dolaylı yalanlandığı ve akıl tutulmalarının siyasete yön verdiği bir dönem içerisinden geçmekte, Kuzey Kıbrıs.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar da eğilimin daha da artarak bu yönde olacağı aşikar.

Nedeni ise, Hükümet ortaklarının ve neredeyse tüm kabine üyelerinin tek önceliği ve motivasyonunun Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasına dair hesaplar olması.

Ve böylesi bir ruh hali ile yoluna devam etmeye çalışan Hükümet en zorlu sınavına hazırlanmakta zaman kaybediyor.

Covid-19 salgını sonrası ülke ekonomisini bekleyen kriz ile ilgili henüz somut bir yol haritası ortada yok.

Piyasalar sıcak paranın olmamasının sancılarını daha derinden hissetmeye başlarken kurum, kuruluş ve işletmelerin neredeyse tamamı ekonomik kriz ile mücadelede önlerindeki çıkmaz yollardan kurtulmanın telaşında.

UBP-HP Hükümeti adına Başbakan Ersin Tatar acı reçete ve kötü senaryo yok açıklaması ile ülke ekonomisine yön veren piyasalara umut verirken Maliye Bakanlığı içerisinden yayılan sesler farklı bir tablo ve döneme işaret etmekte.

Yine Hükümet adına Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay, eğitimin bu yıl için sona erdiğini açıklarken, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu, eğitime haziran ayı sonuna kadar aralık verildiğini kamuoyu ile paylaşıyor.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy ise derin bir sessizlik içerisinde.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığından, Covid-19 salgını sonrasında ekonomik alanda izlenecek yol haritasına dair neredeyse tek bir açıklama yok.

Ve yine Başbakan Ersin Tatar, turizm sektöründe sıkıntıların asgari düzeyde yaşanması için her şeyin yapılacağını açıklarken Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel ise Covid-19 salgını sonrasında turizm sektörünün zararının 100 milyon doların üzerinde olduğunu belirterek ekonomide çizilmek istenen toz pembe tablonun bir yanılsamadan ibaret olduğunu bilmeden de olsa deşifre etmekte.

Ve Covid-19 salgını dönemi ve sonrasında tek ses olabilme olgunluğunu başaramayan Hükümetin ekonomiye dair atacağı adımlar ve alacağı tedbirlerin ne kadar başarılı olacağı ise ayrı bir merak konusu.

Hükümet ortakları arasında yaşanan görüş ayrılıkları yanında koalisyonun büyük ortağı UBP içerisinde yaşanan ister adına siyasi rekabet ister kavga isterse siyasi sorumsuzluk densin, kamuoyunu ve piyasaları endişelendiren en önemli olgulardan biri.

Ülke ekonomisi için çanlar çalmaya devam ederken Hükümet ortakları arasında ve iktidarın büyük ortağı UBP içerisindeki siyasi klikler arasındaki derin görüş ayrılıkları ekonomik kriz ile mücadeledeki en önemli açmazlardan biri.

Yaşanan sürece ve olası bir ekonomik krizin sonuçlarını doğru bir motivasyon ile analiz etmekten uzak, bugünün Hükümeti.

Ve acı diğer bir acı gerçek ise, Hükümet ve iktidar partileri içerisinde de Covid-19 salgının başladığı günden bugüne “üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek için” ortada olanlar ne yazık ki çoğunlukta.

Ülke ekonomisine ve piyasalara yön veren kesimlerin Hükümet üzerinde baskı kurması ise yaşanan siyasi rekabetin sonucu olan partiler içi kavgaların yarattığı akıl tutulmasını ve motivasyon eksikliğini doğru zemine çekme potansiyeline sahip.

Ve nedeni küçük siyasi hesapların olduğu uyum sorunu rehberliğinde tehlikeli viraja girmekte olan Hükümetin, bir ülkenin geleceğini kişisel politik hırslara feda edilmemesi gerektiğinin de farkına varması ise bugünün tek olmazsa olmazı.

Gerek Hükümet ortakları gerekse iktidar partileri içerisinde süreç ve sorunlara dair motivasyon da tam uyumun sağlanamaması ise her yol haritasının doğarken ölmesini sağlayacağı ortada.

Ve Covid-19 salgını ile mücadelenin ilk ayağı olan sağlık alanında ortaya konan çalışmalarda gün yüzüne çıkan görüş ayrılıkları, birbirinden rol kapma telaşı ve siyasi kavgalar, salgının ikinci mücadele alanı olan ekonomik sorunların çözümünde de devam etmesi, ekonomik krizin beklenenden daha derin olması yanında Hükümetin ortaklarının zihinlerinde bittiğinin de bir kanıtı aslında.

Ve Hükümetin önünde artık tek bir konu olmalı.

Her şeye rağmen sağlık alanında ortaya konan başarıdan siyaseten nemalanmayı artık bir kenara bırakarak ve tam bir uyum içerisinde ekonomideki yangına çare olmak.

Ve Hükümetin önünde artık tek bir yol var.

Ya tam bir uyum halinde daha çetin olan ekonomik mücadelede başarılı olmak ya da istifa etmek.

Ve Hükümet ile birlikte aslında

Editör: TE Bilisim