Demokrat Parti Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş, halkın merak ettiği tüm soruları yanıtlayarak, ülkede hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğinin sözünü verdi.

Serdar Denktaş, faizler nedeniyle halkın borç batağına saplanması konusunda da yürekli bir duruş sergileyerek, borçlu vatandaşlara bankalara dava açma çağrısı yaptı. Denktaş, “Bu açıklamam üzerine yarın itibariyle belki de yüzlerce borçlu vatandaş bankaları dava edecek” dedi.

Demokrat Parti Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş, Ada TV’de Hasan Hastürer’in hazırlayıp sunduğu ‘Taşlar Dökülürken’ programına konuk oldu.
Programda, faiz yasasından ötürü borç batağına saplanan vatandaşlara seslenen Serdar Denktaş, mevcut yasaya uymayan bankaların dava edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin pazarını KKTC’ye açması gerektiğini nedenleri ile anlatan Serdar Denktaş, vatandaşlardan gelen soruları da yanıtladı.

Ülkede hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğinin sözünü de veren Denktaş, vatandaşların karma oy kullanmasının hata olacağına dikkati çekti.
Serdar Denktaş ayrıca, “Vatandaş neden DP Ulusal Güçlere oy versin?” sorusunu da yanıtlayan Serdar Denktaş, bizzat şahsının Türkiye tarafından istenmediği yönündeki söylentilere de açıklık getirdi ve Türkiye Büyükelçisi ile örtüşemedikleri noktayı da açıkladı.

“Karma oy çağrısı yanlış”
Serdar Denktaş, vatandaşa yapılan karma oy kullanma çağrılarının yanlışlığına dikkati çekti ve karma oy kullanma sonucunda seçilecek farklı partilerden milletvekillerinin program ve vizyon açısından birlikte hareket etmekte güçlük yaşayacağını anlattı. Karma oy sistemini geri getiren partinin de DP-CTP hükümeti olduğu itirafında da bulunan Denktaş, “Bizden önceki sistem yüzde 34 alan partiyi 34 milletvekili ile iktidar yapardı” dedi.

“Bunu getirmekle yanlış yaptık”
Denktaş, o dönemde ilgili yasanın antidemokratik olduğu yönünde kavga ve mücadele verdiklerini anımsatarak, “şimdi diyorum ki karmayı getirmekle aslında yanlış yaptık. Çünkü tüm bu yozlaşmayı getiren sistemlerden bir tanesidir ” diye konuştu.


“Ülkedeki mevcut yaklaşım değişmeli”
Genç neslin bugünkü sistemden şikâyetçi olduğuna da işaret eden Denktaş, “Hiçbir şey eskisi gibi devam etmeyecek. Halkımız bunu bilecek” dedi.
İngiltere’den canlı yayına bağlanan ve memleketinde bir gelecek göremediğinden yurtdışından geri dönemediğini anlatan bir vatandaşın sorusunu da yanıtlayan Denktaş, ülkede bir yaklaşımın değişmesi gerektiğini vurguladı.

“Özel ilgiye muhtaç çocuklar kucaklanmalı”

Serdar Denktaş, “devlet kendi vatandaşından kendisini korumasını bekleyen bir yapı ile kuruldu. Yani devlet her vatandaş hırsızdır, bir şekilde devleti çalacak, onun için korumam gerekiyor zihniyeti ile kuruldu” diyerek, dolayısıyla mevcut bürokrasinin ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Denktaş ayrıca, devletin engelli ve özel ilgiye muhtaç çocuklara şefkatle yaklaşması ve ailelerin sorumluluğunu üstlenebilmesi gerektiğini de vurguladı.

Vatandaşlara ‘bankaları dava edin’ çağrısı

Bankaların yasaya uymaması ile ilgili bir soru üzerine ise Serdar Denktaş, borçlu vatandaşlara bankaları dava etmesi çağrısında bulundu. Mevcut yasaya uyulmamasının bir müeyyidesi olduğunu kaydeden Denktaş, banka hakkında dava açılması gerektiğini söyledi.

İlgili yasanın geçerlilik süresinin 30 Temmuz tarihi olduğunu, dolayısıyla mevcut hükümetin süreyi muhtemelen uzatacağını söyleyen Denktaş konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Yasa geçti geçeli evet bankalar yasaya uymuyor. Bankalar yasadışı bir uygulama içine giriyorlar ve şuanda bankaya yapılandırma için giden her vatandaş, avukatla birlikte gitsin, banka yasanın gereğini yerine getirmiyorsa bankayı dava etsin. Açık çağrı yapıyorum. Şuanda yapılabilecek tek şey budur. Davayı açtıktan sonra kişinin borcu zaten durur. Bunu her ortamda söylemek istemem ama bankalar, devletin çıkardığı yasaya uymamakta bu kadar direniyorsa, ‘durun bakalım’ beyler demek de bu ülkeyi yönetenlerin görevidir.”

“Yüzlerce vatandaş bankaları dava edebilir”
“Bu söylediğimden dolayı yarın belki de yüzlerce vatandaş tarafından dava edileceklerdir. Bunu isterlerse ceremesini de çekecekler. Yani bankayı, mevduat sahibini ve alacaklıyı da koruyalım diyoruz ama adil alacaklıdan bahsediyoruz. Bankaları aldatmaya çalışanlar da vardır diye dürüst borçluyu mahvedemezsiniz, malına mülküne el koyamazsınız.”

“Tefecilik sömürge zamanında dahi engellendi”

İngiliz döneminde finans kuralları daha bu şekilde geçerli değil iken, tefeciliğe karşı karar alınabildiğini ve tefecinin engellendiğini de işaret eden Denktaş, “Çiftçi, hayvancıyı kurtarmak için bu kararlar sömürge zamanında alınmıştır. Ama aradan geçen onca zamana rağmen kendi devletimizde bunun yapılamaması olacak iş değil” dedi.

“Büyükelçi ile anlaşamadığımız nokta”

Türkiye’nin pazarını KKTC’ye açması gerektiğini nedenleri ile anlatan Serdar Denktaş, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi ile bu noktada örtüşemediklerini belirtti ve “Ben buradan farklı bir gözlükle bakıyorum. Sayın Büyükelçi Türkiye’den bakıyor. Bu konuları Türkiye


Başbakanı Tayyip Erdoğan ile de görüştük. Vatandaş malını satamadığı sürece kapının açık veya kapalı olması beni ilgilendirmez” dedi.

“Türkiye hükümetinin beni istemediği yalandır”
Demokrat Parti’nin kendi şahsından ötürü Türkiye tarafından istenmediği yönünde bir algı olduğu sorusu üzerine ise Serdar Denktaş şöyle konuştu:
“Türkiye’nin büyük menfaatleri ortaya konduğunda nedenleri ile bize açıklansa yemin ederim size seçimden de çekilirim. Çünkü Türkiye’nin büyük menfaati aynı zamanda Kıbrıs Türkü’nün de menfaatinedir. Ama suçlamalara bakıyorum ortada bir şey yok. O zaman ben yolumdan dönmem. Benim tüm derdim kendi halkımın hakkını geleceğe yönelik güvencesini seslendirmek, dillendirmek ve onu korumaktır. Bir ölçüde özveride bulunabilirim, yeter ki o Türkiye’nin büyük menfaatini görebileyim. Bu benim babadan öğrendiğimdir. Bu benim doğup büyüdüğüm evde hayatının son nefesine kadar kendisini Kıbrıs işine adamış olan insandan öğrendiğimdir. Gerektiğinde Türkiye’nin menfaati için Kıbrıs Türkü özveride bulunmalıdır. Dolayısıyla, bir koltuk için ‘Türkiye Denktaş’ı istemez’ yalanlarını ortaya koymasınlar. Türkiye Kıbrıs Türkü’nün düşmanı mıdır? Ben diyorum ki yıllardır bu yalanı yayan UBP’nin Başkanı ve içinde konuşlanmış bir takım başka partilerden gelenler ve CTP içinde bir takım kanatlardır.”

“Şu şartla ancak her parti ile koalisyon kurabiliriz”
Seçimden sonra DP UG’nin hangi parti ile koalisyon kurabileceği yönündeki soru üzerine ise Serdar Denktaş, “Güvendiğim, ayakları yere basan, kısa, orta ve uzun vadeli programımızı hayata geçirmek istiyorum. Yoksa oralara oturmanın bir anlamı yoktur. BKP dâhil programımızı uygulamaya hazırsa onunla bile kurarım” dedi.

“Ekibime ve halkımıza güveniyorum”
Partinin tek başına iktidar olamaması halinde istifa edeceğini sözü de hatırlatılan Denktaş, “Kendinize bu kadar çok mu güveniyorsunuz?” yönündeki soru üzerine de şöyle konuştu:
“Hem ekibime hem de halkımıza güveniyorum. Çünkü UBP’yi ve CTP’yi tek başına iktidar olarak denediler. Bu dönem bir koalisyon olacak ama diyorum ki ben hizmet için oraya gelmek istiyorum. Hizmet için yetkiyi elinde bulundurabilmenin tek yolu başbakanlık makamının bana verilmesidir. Halkım buna layık görürse, ben bu programı hayata geçirebilirim. Farklı bir makamda ben bu programı hayata geçiremem. Hayata geçiremeyeceksem de bu kabinede benim yer almama gerek yok. O zaman ben parti başkanlığından çekilirim diyorum. Milletvekili olarak partimin içerisinde kendi bildiğim doğrultuda devam ederim.”

“Şemsiye oluşturma çalışmamız vardı”

Serdar Denktaş, 7 milletvekilinin partiye katılımı ile ilgili de şu açıklamalarda bulundu:
“Partimiz iki aşamalı bir seçim geçirdi. İlk aşaması geçen yıl Kasım ayına kadardı. Aday adaylığı başvurularını erken başlatmıştık ve hedef nihayette seçim belli olduğu takdirde aday yoklaması ön seçimine gidilmesiydi. Arada hükümetin düşürülmesi, yeni hükümet kurulması süresince ‘muhalif’ denilen grupla çalıştık. Aniden 28 Temmuz ile karşı karşıya geldik, bir miktar yolu beraber yürüdüğümüz arkadaşlar bir anda demokratik ortamın dışına itildi.

Ya bir başka parti kurup yola düşeceklerdi, ya bir yerlere gireceklerdi. Başka parti kursalar başarı oranı ne isterse olsun günün sonundaki başlangıçtaki 29 Eylül de olsa o olacaktı örneğin. Ama ‘28 Temmuz’ denince, dedik ‘beyler gelin bizim kendi potansiyel tabanımızı 3’e de bölmeyelim. Bizim zaten bir şemsiye oluşturma çalışmamız vardı. Geçen seçimlerde ismi ‘Halk Birliği’ diye düşünülüyordu. Bunu ‘Ulusal Güçler’ şekline çevirelim. Bu şemsiyenin altında yer alın.”

‘DP UG’ ile ‘CTP-BG’ konsepti arasında fark var

“Demokrat Parti- Ulusal Güçler’ konsepti ile ‘CTP-BG’ konsepti arasında ufak bir fark var. Nedir bu fark, bunu izah edeyim ki, ondan sonrası daha iyi anlaşılsın. CTP-BG’nin ‘BG’ kısmı ‘CTP çizgi BG’ kısmı CTP’ye üye olmak zorunda olan kişiler değil. Hoş hepsi CTP’li. Ama üye konumunda değil. ‘DP Ulusal Güçler’ arada çizgi olmadan bir bütündür. Hepsi DP Ulusal Güçler’in üyesidir şuan. DP’li geçmiş üyeler ise doğal olarak ‘DP Ulusal Güçler’ üyesidir. Geçmişte UBP’de olan, başka partilerde olan arkadaşlar da gelip katıldığında, ‘DP Ulusal Güçler’ üyesi olmaktadırlar. Yani bu şemsiye, yoluna geleceğe yürüyen, geleceğe oynayan bir parti, bir hareket olarak devam ediyor.”

“Çok özel ve değerli adaylar seçildi”
“Dolayısıyla ikinci safhaya geçerken adaylık başvurularını yeniden açtık. 170 civarında ‘aday adaylığı’ başvurusu oldu, bunun 90’ı aday adaylığı için kabul edildi. Önce bu 90 içerisinden bir ön eleme yaptırıldı. ‘Ön seçim’ yerine ‘ön eleme’ koyduk adını ve delegeler ile yeni katılan üye arkadaşlar her ilçede ayrı ayrı oy kullandı. Arkasından her ilçede yerel komiteler, aday adayları ile mülakatlar yaptı. Özgeçmişler ‘Merkez Belirleme Kurulu’nda incelendi. Bazı bölgelerde tüm bunlar yapıldıktan sonra bir de, örgütlerle teker teker temaslar yapıldı. Aday tanıtımlarında adaylar kendi kendini tanıtırken her biri çıkıp konuşma yaptı. 10 kişilik bir ekip, katılan misafirler arasında dolaşıp her aday ile ilgili yorumları dinlediler ve onların raporları geldi. Tam bir teşkilat yoklaması. Tüm bunların sonunda yine her bölgeden 3’er kişi merkezden de 7 kişinin katıldığı bir ‘Merkez Komite’ bütün bu safhalardan gelen raporları oturdu inceledi. Şuna dikkat ettik; “Karakter, o bölgede halkın sempatisinin ne olduğu, yeni bir yüz, oy toplama kapasitesi olacak ve CV’si, özgeçmişi. Geriye kalan 40 arkadaş ‘daha az mı değerliydi?’ Hayır değildi. Ama neticede seçmeniz gereken, 50 kişi. Yani diğer 40’ın üzerine 10 daha koyun ikinci bir iyi liste daha çıkardı. Bu gayet de güzel bir liste olurdu. Ama çok zor bir süreçti.”

“Ekibimizin KKTC’ye vereceği çok şey var”

“Tüm adaylarımız belli bir vizyona sahip, görüş açısı geniş olan arkadaşlar. O anlamda bu ekibin KKTC’ye vereceği gerçekten çok şey var. Oturup arkadaşlar ile konuştuğumuzda, uzun süredir üzerinde çalıştığımız bir program var. ‘Arkadaşlar budur programımız. Buna ekleyecek bir şeyiniz var mı?’ dediğimde, her taraftan bilgi akıyor. ‘Şu da var, bu da var’ diye. Ve oturup tüm programı tekrar düzenlemek zorunda kaldık. Hakikaten tümü bilgi birikimi olan, geniş vizyona sahip, var olana bir şeyler katabilen arkadaşlar. Bir kısmı kazanacak, bir kısmı kazanmayacak ama aday olan olamayan arkadaşların içinde de çok değerli arkadaşlarımız var. Çünkü hep birlikte bir yola çıktık.”


7’ler ‘eş başkanlık’ gibi çalıştı mı?
‘UBP’den gelen 7’ler bu süreçte karar vermede, ‘eş başkanlık’ gibi çalıştı mı?’ sorusuna karşılık ise Serdar Denktaş, şöyle konuştu:
“Hayır. Bu çok speküle edildi. DP Ulusal Güçler’in Genel Başkanı benim. Elbette bir takım seçimler yaparken bu arkadaşlar ile istişareyi de ben yürüttüm. Mağusa bölgesinden Ahmet Kaşif ile Afet Hanım ile. Ne bileyim Güzelyurt’ta Türkay Bey’e, Girne’de İlkay Bey ile ve saire istişare ettim. Çünkü yeni gelen, yeni adaylığa başvuran arkadaşları benden daha iyi tanıyan da onlardır. Dolayısıyla onların da görüşlerini aldık. O da bir rapor olarak komitenin önüne gitti ama komiteler neticede bu listeyi hayata geçirdi.”

“Kadın aday azlığı açısından üzgünüm”
“Kadın aday azlığı açısından üzgünüm. Ama yapılan başvurular içerisinde bu ekip ile beraber ortaya çıkarmak istediğimiz kadar kadın aday başvurusu maalesef olmadı. İnşallah ileride bu sayılar daha da artar ama yine de, 9 kadın adayımız var. Diğer arkadaşlarımı da birer birer saydığımda belli bir vizyona sahip, bir görüş açısı geniş olan arkadaşlar.”

“En fazla bilimci uzmanına sahip partiyiz”

‘Diğer parti adayları ile kıyaslarsanız ve yine empati yaparsanız bir vatandaş olarak kendi listenizi nasıl görürsünüz?’ sorusuna ise Serdar Denktaş, “Eksik kalan unsur bölgelerde herhalde mesleki açıdan hukukçudur. Hukukçumuz azdır. Ama öte yandan ‘Siyaset Bilimcimiz, Toplum Bilimcimiz’ veya kendisini toplumla özdeşleştiren görevlerde bulunmuş arkadaşlarımız, diğer partilere göre oldukça çoktur” diye yanıt verdi.





 
Editör: TE Bilisim