Avukat Mustafa Asena, son günlerde kamuoyunda tartışılan Şartlı Tahliye Tüzüğü konusunda açıklamada bulundu ve tüzüğün değiştirilmesi gerektiği söyledi.

Asena, Şartlı Tahliye Kurulu’nun yargıç, savcı, polis, İçişleri Bakanlığı, Cezaevi Müdürlüğü, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ve Sosyal Hizmetler Dairesi temsilcilerinden oluştuğuna dikkat çekerek bu oluşumda çoğunluğun taraf olduğunu vurguladı.

Asena, bu kurulu oluşturan kesimin çoğunluğunun itham eden ve mahkum eden kesim olduğuna dikkat çekerek, “Hem yargılayan hem affeden olmaz” dedi. Bu şekilde bir mahkumun nasıl şartlı tahliyeden yararlanabileceğini soran Asena, “Bu oluşumda çoğunluk taraftır. Daha önce mahkum etmek için çalışanlar, bu tüzüğe göre de affeden olacak. Böyle bir realite olur mu?” dedi.

Bu kurulda tarafsız kesim olmadığını söyleyen Asena, Bakanlar Kurulu’nun bir tüzük değişikliği yaparak, bağımsız kuruluşların da kurulda yer almasının sağlaması gerektiğini belirtti. Asena, en azından, insan hakları dernekleri ve bağımsız psikologların da bu oluşuma dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Şartlı Tahliye Kurulu’nda başvurusu reddedilen bazı mahkumlar için “Serbest kaldığı takdirde suç işleyebileceği ve toplumda infial yaratabileceği” veya ıslah olup olmadığı” veya “toplum için tehlike teşkil edip etmediği “şeklinde ret gerekçesi olduğuna dikkat çeken Asena, “Buna kim nasıl karar verebilir?” dedi.

Bu gerekçelerle kimsenin şartlı tahliyeden faydalanamayacağını ifade eden Asena, savcılık ve polisin Şartlı Tahliye Kurulu’nda yer almaması gerektiğini kaydetti. Asena devamla, “Yapılması gerekenin, tüzüğe kesin kriterlerin konması ve tahliye kararının ardından mahkumun takip edilebilmesi ve topluma tekrar kazandırılabilmesi için uyulması gereken şartların tüzükte yer almasıdır.” dedi.

,

Editör: TE Bilisim