Hasan Kahvecioğlu yılların gazetecisi...
Oldukça deneyimli...
Bu mesleğin mutfağından geldi...
Daha çok küçük yaşlarda...
Ve ortaokul sıralarından beri hep gazeteciliğin içinde oldu...
Yaşamının her döneminde...
Yalnız yazılı basında değil...
Görsel medyada da...
Ülkemizde geçtiğimiz yıl oluşturulan Medya Etik Kurulu’nun da ilk üyelerinden biriydi...
Ancak birkaç gün önce bu kuruldan istifa etti...
Neden istifa ettiğini merak ettiniz mi?
***
Medya Etik Kurulu oluşturulurken bana da geldiler ve ben de bir imza verdim...
Ancak faaliyetlerini gördükten sonra pişman oldum ve hatta yaşadığım bir olay üzerine “İmzamı geri çekiyorum” dedim.
Sebep Muhittin Özsağlam’ın ‘Havadis’ gazetesinde yer alan bir yazısıydı...
Muhittin o yazısında benim adımı başka bir isimle değiştirerek, ipe-sapa gelmez şeyler yazıyordu hakkımda...
Adımı hiç anmadan bir başkasından bahsedermiş gibi benden bahsediyor ve inanılmaz yalan ve iftiralarla süslüyordu yazısını...
Beni karalamak için çırpınanlar çok oldu bugüne kadar, ama Muhittin bu konuda hepsini de bastırmıştı...
Hürrem Tulga’yı bile...
Ben yargıya başvurmam kolay kolay...
Ama Muhittin’le mahkemede hesaplaşmak farz oldu...
O yazıya yanıt vermeye değmezdi...
Vermedim de...
Sadece gazetemizin küçük köşelerinden birinde “Maskara” dedim ona...
Hemen Medya Etik Kurulu’na şikayete koştu beni...
Bu kurul da benden açıklama talep edince tepem attı...
Anlaşılan kurul üyelerinin Muhittin’in benim hakkımda yazdığı o yazıdan haberi yoktu...
Onları bilgilendirdim...
Okumaları için Muhittin’in yazısını verdim...
Muhittin orada beni kastettiğini inkar etmeye kalktı...
Ama tanıklarla gerçek ortaya çıktı...
Medya Etik Kurulu o yazının benimle ilgili olduğuna karar verdi sonunda...
Ve ne yaptı bilir misiniz?
Ona da, bana da birer uyarı cezası verdi!..
Tartsan tartılmaz...
Benim yazdığımla onun yazdığı o çirkef dolu yazıyı nasıl aynı teraziye koyarlar?
***
Gelelim Hasan Kahvecioğlu’na...
Kahvecioğlu, ‘Havadis’ gazetesi tarafından ‘Afrika’ya açılan bir davada benim tanığım olarak tanıklık yaptı...
O davada ayrıca Ümit İnatçı, Ülker Fahri, Barış Burcu ve Mehmet Hasgüler de benim tanıklarımdı...
Dava sonuçlandı, ama karar henüz okunmadı.
‘Havadis’ gazetesi sahipleri bu davada benden yana tanıklık yaptığı için Hasan Kahvecioğlu’na çok içerledi...
Ve Medya Etik Kurulu’na bir yazı yazarak Kahvecioğlu’nun bu kuruldan ihracını talep etti...
Kurula yazdıkları yazıda Kahvecioğlu’na hakaret ettiler. “Bu ahlaksız adam” dediler...
Medya Etik Kurulu’nun Kahvecioğlu ile ilişkileri gerilmeye başladı...
Ve kurul üyelerinin rahatsızlığı, Kahvecioğlu’nun gazeteye yazı yazmasına kadar vardı...
Bir kurul üyesi gazeteye yazı yazamazmış!
Hasan Kahvecioğlu işte tüm bunlardan dolayı istifa etti o kuruldan...
Çünkü o dar görüşlü üyeler arasında yapacak başka bir şey kalmadı...
Hasan Kahvecioğlu’nun yerine kurula atanan Perihan Aziz’in çok saygın bir yeri var toplumumuzda...
Ama eminim buraya yazdıklarımdan haberi yoktur...
Haberi olsa bu görevi yine kabul eder miydi bilmem...
***
Medya Etik Kurulu’nun Başkanı Süleyman İrvan Bey...
DAÜ İletişim Fakültesi Dekanı...
Ama Süleyman Bey çocuklarımıza gazeteciliği öğretemez...
Herşeyden önce yüreklilik ve dürüstlük ister gazetecilik, ki ben onda göremedim bunu... Tehditlere boyun eğip gerçeklerden vazgeçen bir adam gazeteci olabilir mi?..
Muhittin Özsağlam’a gelince...
YDÜ’de ders veriyor ve şimdilerde Aysu Basri’nin değer verdiğim sitesinde yazı yazıyor...
Oysa Muhittin’den ne yazar olur, ne de hoca!
31 Mayıs 2014/Afrika
