Dernek Başkanı Yılmaz Bora yaptığı yazılı açıklamada,  çözüm için tarihi bir fırsatın kaçırıldığını söyleyen AP Türkiye Raportörü Kati Piri’nin, çözüme neden ulaşılamadığını açıklamaktan kaçındığını vurguladı.

Bora, Enosis amaçlı Rum saldırıları,  15 Temmuz cunta darbesi ve  Kıbrıs Türk Barış Harekatı’nı özetleyerek,  Barış Harekatı’nın ardından  taraflar arasında 3 Ağustos 1975’te Nüfus Mübadele Antlaşması ile toplu göç sağlanarak Türkler Kuzey’de Rumlar da Güney’de iskan edilerek barış, huzur ve güven içerisinde yaşamaya başladıklarını kaydetti.

Kıbrıs’ta çıkan savaşın kusurlu tarafının Yunanlılar ile Rumların olduğu ve savaşı kaybeden taraf olmaları yüzünden Türk tarafına tazminat ödemeleri gerektiği halde, 21 Aralık 1963 – 20 Temmuz 1974 yılları arasında aralıksız devam eden Rum saldırıları sonucu 30 bine yakın insanın 103 köyü terk etmek zorunda kaldıklarını  ve kayıplar yaşandığını anlatan Bora, bunların  görüşmelerde hiç gündeme gelmemesinin düşündürücü olduğunu ifade etti.

Bora, “ Kıbrıs’ta Rumların sebep olduğu ve 43 yıldan beri kökleşip barış, huzur ve güven içerisinde devam eden yaşantının yerine iki ayrı dil, din, kültür ve ırka sahip ve Rumların Türklere iki kez soykırım uygulamasına rağmen iki ayrı halkı zorla birleştirmeye çalışmanın yeniden kan ve gözyaşlarına sebep olacağı bilinmesine rağmen o yönde ısrar edenlerin niyetlerinin olumlu olduğunu söylemek mümkün değildir” ifadelerini kulandı.

 Bora, bugün gündemde olan anlaşma şartlarının  bir iç savaş çıkarmasının  kaçınılmaz olduğunu savundu.

Mont Pelerin ve Crans Montana görüşmelerinin her zaman olduğu gibi yine Rumların olumsuz tutumları yüzünden başarısızlığa mahkum edildiğini kaydeden Bora, aynı şartlarda ve bırakılan yerden yeniden görüşmelere başlamanın Kıbrıs Türk halkının sonu olacağını iddia etti.

Bora, gelinen aşamada,  Kıbrıs Türk halkının Ada’daki varlığını sürdürebilmesinin  ancak haklı ve meşru olarak ilan edip 34 yıldan beri var olan, garantör Anavatan Türkiye’nin resmen tanıdığı ve her türlü desteği sağladığı bağımsız devleti  yaşatmakla mümkün  olacağını ifade etti.

Bora, “Bunun dışında başka bir seçenek Kıbrıs Türk halkının yok oluşudur” dedi.

Editör: TE Bilisim