Kamuoyuna Zorunlu Açıklama

Aleyhime ikame edilen Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ndeki dava sonuncu ile ilgili olarak ve kamuoyuna gerçekle bağdaşmayan şekillerde ifade edilen iddialara istinaden bu açıklamayı zorunlu olarak paylaşmak istedim.

Tüm yaşamım boyunca uzun ve çetin koşullarda görev yaptığım tüm alanlarda kamu ve toplum çıkarlarını gözetmeyi amaç bildim, çalıştım ve çalışmayada devam edeceğim. Deyim yerinde ise aktif siyasi yaşamıma, “ceketle girdim atletle çıktım”. Evet kamu alanında pek çok görev yaptım. Menkul ve gayri menkul bir servetim olmadı. Ama her görüşten her yaştan kadın erkek binlerce sevgi dolu dostum arkadaşım oldu. Gönül zenginliği servetinde gerçekten ciddi bir hisse sahibi oldum. Bu zenginlik bana yeter.

Yaşamım için borçlanmak durumunda kaldım. Söz konusu Davacı Banka ile borcum nedeniylesıkıntı doğdu. Ancak ne bu borçtan kaçmak nede bana kefil giren ilgili şahıs üzerine işbu borcumu yıkmak veya ilgili banka ile çatışmak gibi bir amacım olmadı.

Evet böyle bir durum oluşunca benim borcum için sorumluluk altına giren ve bana kefil giren kişinin endişe etmesi, üzülmesi çok doğaldır. Bu anlaşılır birdurumdur.

Ancak borçlu, borcundan kaçmamak ve/veya borcunu ödemekle ilgili mahkeme süreci boyunca bir çok girişim ve görüşmeler yaptığı esnada borçlu olan bir kişiyiilgili kişinin manipülasyonla yıpratarak sorundan kurtulması mümkün değildir.

Tüm mahkeme süreci boyunca birçok gayret ve olumlu girişimlerime karşıngerçek olmayan iddialar ile açık hakaret ve dedikodu ile karşı karşıya kaldım. Sabırla bunlara cevap vermeden izledim. Neden? Çünkü esas konu benim borcumdu ve bu mahkeme nezdinde görüşülmekte idi. Dava konusu ve benden talep edilen miktar 470,000- EURO ve bu meblağ üzerinden %10 kapitalize faiz idi. Ben ise buna itiraz ediyor ve yasal hakkımı kullanmaya ve borcumu yapılandırıp yasal faizi ile ödemek için hüküm almaya çalışıyordum. İşbu durumdan dolayı mahkemenin neticelenmesi takriben 6-7 ay kadar sürdü. Ancak bu içinde bulunduğum yasal süreçte bana yapılan manülatif presin nedeni yukarıda belirttiğim miktar üzerinden yeni bir borçlanma yaparak mahkemeye çıkmadan ve yasal hakkımı kullanmadan o bu borcu bu iddia üzerinden kabullendirmeye yönelikti.

Benim, hiçbir zaman kefilimin evinin satılması ve benim borcuma mahsup edilmesi gibi akla hayale dahi gelmeyen bir niyetim olmadı. Nede ilgili Bankaya dönük çirkinlik üzerinden yol almak amacım vardı.. Dolayısı ile şahsıma yapılan bu çirkin itham ve dedikoduları üzüntü ile kalbimde açtığım bir “ kör kuyuya” gömdüm. Çünkü her çirkinlik gibi bu iddiaların da yeri “ kör kuyudur”. Dolayısı ile bunlara cevap vermeyi zul sayarım. Fakat iki nokta var ki bunu açıklamak gerekir. Herkesin yararlandığı emekli ikramiyemin dahi çarpıtılarak mahkeme ve kamuoyuna ifade edilmesi gerçek dışı beyanına bir açıklık getirmek gerekir. Verilen rakam aldığım ikramiyenin %53 üzerindedir. Diğeri ise kimseyi zorla kefil yapmadığım vekefil olanın mülkü üzerinden borcumu kapatmak gibi bir niyetim olduğu iddiasıdır.

Bunca hengameden sonra en nihayetindealeyhime açılan dava mahkeme nezdinde karara bağlandı. 470,000-Euro ve faizlerinin talep edildiği davamda yasal hakkımı kullanmam neticesinde toplam borcum 181,682.12- Euro ve yıllık %3 faiz olarak belirlendi ve karara bağlandı. Dolayısı ile 6-7 ay boyunca vermiş olduğum mücadelenin sonucunu almış oldum ve bunu da kamuoyunun takdirine bırakırım.

Bütün bu zor kişisel süreci Avukatım Sayın Uygar Kalmaz’ın soğuk kanlı hukuk tavsiyeleri ve yol göstericiliğinde kat ettim. Canımın çok sıkıldığı zamanlarda bana hukuki destek yanı sıra sakinlik veren davranışları ile davamın rayından çıkartılmasına imkan vermedi. Bu zor süreci daha fazla yıkım yaşamadan aşmama katkısı çoktur. Bu vesile ile Avukatım Sayın Uygar Kalmaz’a teşekkür ederim.

Bu zor süreçte hep yanımda bana moral veren ailemin tüm bireylerine, bu zor dönemde bana yolda sokakta rastlayan, telefonla ulaşıp destek beyan eden, bizzat gelerek moral veren tüm dostlara ve her görüşten insana çok teşekkür ederim. Farklı görüşte olduğum insanlardan da aynı dostluk yaklaşımını ve desteği gördüm. Böylece esas olanın “ gönül zenginliği” olduğunu bir kez daha yaşadım.

Bu arada bu zor durumu aşmak için ülkemizdeki kötü ekonomik koşullara rağmen bir araya gelerek bu zorluktan çıkış için katkı organize edip bunun sonucunu bana mahkeme kararından sonra bir yazı ile ileten; Hürrem Tolga, Ali Gulle, İbrahim Korhan, Süleyman Uluçay, Mutlu Azgın, Ezer Özsoy’a ve bu çalışma sonrasında 39,000-Euro katkı koyan ve mahkeme nezdinde toplam borcun daha aşağılara çekilmesine destek veren 60 arkadaşa ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim. Bu çalışmaya ek olan 3bin EURO katkı yapan ve toplam miktarın 42.000 EURO olmasına katkı yapanlara da teşekkür ederim.

Bu arada davamın yapılan istişareler çerçevesinde şimdiki duruma bağlanmasında olumlu yaklaşım gösteren Universal Bank yetkililerine ve Avukat NaymeÖzbeyli’ye de teşekkür ederim.

Bu aşamada borçlu ve alacaklı tüm insanların bu zor koşullarda birbirlerine saygı ile yaklaşıp yaşadıkları zorlukları atlatmalarını temenni ederim.

Saygılarımla,

Ferdi Sabit Soyer.

Editör: TE Bilisim