“Yes be Annem” sloganının politik bir simgeye dönüşmesinden bugüne “köprülerin altından çok sular aktı.”

“Köprülerin altından çok sular” akmasına inat, seviyesiz ve devlet adamlığına yakışmayan, hırs ve öfkenin yönlendirdiği “papağan” tartışmalarından öteye gitme becerisi gösteremeyen Kıbrıs Türk solu ve kanaat önderleri yerinde saymaya devam ediyor.

O gün doğanlar, bugün 17 yaşında.

Geçen sürede Kıbrıs Türk solu ve kanat önderlerinin toplum vicdanında “sınıfta kaldığı” ise bir gerçek.

Nedeni ise Annan Planı sürecinden bugüne kadar geçen sürede, sloganlardan öteye gitme cesaretini ortaya koymamalarından öte, bilindik ezberler ile çözüm umudu üzerinden oy avcılığı yapmaları ve “tek yol federasyon” iddialarının altını dolduramamalarından başka bir şey değil.

Kıbrıs Türk solunun başarısızlığı veya politik bunalımı, “Kıbrıslılık” soyut kavramı veya yanılsaması ile yurtseverlik adı altında “hayali bir milletin milliyetçiliğini” yapmasından öte Annan Planı referandumunda Güney Kıbrıs’tan çıkan “hayır” sonucunu görmezden gelerek yok sayması ve yüzde 75,38 hayır sonucunu akılcı bir yaklaşım ile yorumla(ya)maması ve/veya sorgula(ya)maması olduğunu söylemek ise ne iddialı olur ne de haksızlık.

“Federasyon ama nasıl?” sorusuna cevap verme cesaretinde değil, Kıbrıs Türk solu kanaat önderleri Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman.

En basit bir ifade ile Kıbrıs Türk solu’nun aklı bir karış havada ve ayakları yere basmıyor.

Veya diğer bir ifade ile federasyon çözüm modelinin oylandığı  Annan Planının Kıbrıslı Rumların yüzde 75,38'i tarafından ret edilmesinin ardından bugüne kadar Kıbrıs Türk solunun aklı hala bir karış havada ve hala ayakları yere basmıyor.

Crans-Montana süreci ve sonrasında yaşananlar gibi.

Crans-Montana’da Rum liderliğinin bile “iki devletli çözümü tartışacağı” taahhüt’ü  yanında BM yetkililerinin “üçüncü yol” veya “yeni şeylerin” konuşulması gerektiği açıklamaları bile Kıbrıs Türk solunu realiteye yaklaştırmadı.

Tıpkı, kanaat önderleri Mustafa Akıncı ve Tufan Erhüman ve diğerleri gibi.

Kıbrıs Türk toplumu soruyor, sorguluyor ve slogan ve ezberlere esir olmayan, içi dolu açıklamalar bekliyor?

“Tek yol federasyon” sloganının altını doldurmakta neden isteksiz, Kıbrıs Türk solu?

Kanaat önderleri Mustafa Akıncı ve Tufan Erhüman ve diğerleri, “tek yol federasyon” önerileri içerisinde Kıbrıslı Türklerin eşit siyasi egemenliği ve Türkiye’nin garantörlüğünü nereye konumlandırıyorlar ve böylesi iki “olmazsa olmaz” dinamiği neden konuşmuyorlar?

Federasyon çözüm modeli olarak Annan Planını ret eden ve Crans-Montana’da yine federasyon temelli bir yeni ortaklığı imzalamaktan son anda kaçanın Rum tarafı olduğunu kim için ve neden görmezden gelme eğilimlerini sürdürüyor, Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman?

Kıbrıs Türk toplumunun “solcusu ve sağcısı anlaşma istiyor” açıklamaları ile yakın geçmişte yaşananları unutturma ve yakın tarihi bulanıklaştırma çabaları daha basit bir ifade ile “federasyonu” ret etmeye devam eden Rum tarafını Kıbrıs Türk toplumunun vicdanında aklama çabaları Kıbrıs Türküne ihanet değil de nedir?

“Sağcısından solcusuna herkes çözüm istiyor” ifadesi ile toplumsal eğilime yönelik teşhisin doğru olduğu fakat reçetenin yani “federasyon, ama nasıl?” sorusunu da saptırmadan ve manipüle etmeden cevaplandırma cesaretini ortaya koymalı Kıbrıs Türk solu.

Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman’ın federasyon ısrarını sürdürmeye devam etmelerinden dolayı Kıbrıs Türk toplumuna Türkiyesiz çözümün nasıl olacağını anlatmak zorunda.

Anlatmak zorundadırlar, Rum tarafının federasyona yüklediği anlamın içerisinde eşit siyasi egemenliğin olmadığını, garantilerin olmadığını, Türkiye’nin olmadığını ve sadece adının federasyon olduğunu.

Ya da Rum tarafının anladığı veya istediği federasyonun Rum üniter devleti ile Kıbrıslı Türklerin yapacağı zoraki bir evlilik olmadığını anlatsınlar anlatabilirlerse şayet.

İçi boş süslü ve yanıltıcı açıklamalar, duygusal hurafeler ve Rum toplumunu aklama çabalarına son vermek zorunda, Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman.

Sürdürülebilir olası yeni bir çözüme,  böylesi bir zihniyet ile de en büyük engeli ortaya koyduklarının farkına varmak zorunda, Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman.

Çözüm modeli olarak federasyonu Annan Planı referandumunda ve  Crans-Montana’da bitkisel hayata sokanın da, Rum tarafının Kıbrıslı Türkler ile Devlet ve egemenliği bölüşmek istememe yanında anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü ortadan kaldırma anlayışı olduğunu da kabul etmek zorunda Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman.

Sürdürülebilir ve kalıcı adil yeni bir ortaklık için Kıbrıs Türk solu ile Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman’ın “artık ayakları yere basmak” zorunda.

Papağan misali bilindik ezberler ve sloganları tekrarlayarak gerçekçi bir politika ortaya koyamamanın “solculuk” olmadığını, “sol düşüncenin” de Türkiye düşmanlığı  üzerinden kurgulanmaması gerektiğini de görmek zorunda, Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman.

“Türkiyesiz bir yeni ortaklık mı kurguladıkları ve arzu ettikleri” sorusuna da dil oyunlarını bir tarafa bırakarak cevap vermek zorunda, Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman.

Açıklamak ve altını doldurmak zorunda, Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman.

 “Federasyon” ama nasıl?

Editör: TE Bilisim