Ertuğ, Rum iddialarının aksine tablonun bütününü görüşmeyi reddeden ve bir yol haritası oluşturmaktan kaçınan, “Çok Taraflı Toplantıyı” gerçekleştirmekten imtina eden, ayrı ayrı ve eş zamanlı referandumların tarihini saptamayı kabul etmeyen ve yapılandırılmış görüşmelerin bir gereği olan zaman takvimini dahi kabul etmeyerek görüşmeleri ucu açık bir şekilde sürdürmek isteyenin “Rum tarafının kendisi” olduğuna dikkat çekti.

Osman Ertuğ, Rum yetkilileri bir an önce bu konuda yapıcı bir tutum sergilemeye ve suçlama oyununa son vermeye çağırdı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu aracılığıyla yazılı bir açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Danışmanı Osman Ertuğ, son günlerde Kıbrıs Rum yetkililerinin müzakerelerle ilgili Kıbrıs Türk tarafını suçlayıcı açıklamalarında belirgin bir artış gördüklerini belirterek, bu konuda halkın gerçekleri bilmesi adına bazı hususlara dikkat çekmeyi gerekli gördüğünü kaydetti.

“YAPICI, OLUMLUYUZ”

Ertuğ, Kıbrıs Türk tarafı olarak gündemde bulunan tüm başlıkları görüşmeye devam ettiklerini, görüşmedikleri veya görüşmekten kaçındıkları herhangi bir başlık bulunmadığını belirterek, şöyle devam etti:

“Rum iddialarının aksine, tablonun bütününü görüşmeyi reddeden ve bir yol haritası oluşturmaktan kaçınan, bu arada BM Genel Sekreteri’nin raporlarına da girmiş olan Çok Taraflı Toplantıyı gerçekleştirmekten imtina eden, ayrı ayrı ve eş zamanlı referandumların tarihini saptamayı kabul etmeyen ve yapılandırılmış görüşmelerin bir gereği olan zaman takvimini dahi kabul etmeyerek görüşmeleri ucu açık bir şekilde sürdürmek isteyen Rum tarafının kendisidir.

Kıbrıs Türk tarafı, toprak ayarlamasının kriterleri, güvenliğin iç boyutları, Mülkiyet, Güvenlik ve Garantiler dahil bütün konuları ele almaktan kaçınmamış, ortaya yapıcı öneriler koymuş, Kıbrıs Rum tarafını da benzeri bir olumlu anlayışla davranmaya zorlamıştır. Mevcut aşamada da Kıbrıs Türk tarafı, vatandaşlık konusundaki önerilerini masaya koyacaktır.

Ancak, öyle anlaşılıyor ki, Kıbrıs Rum tarafı sadece kendi beğendiği önerilere öneri demek gibi garip bir yaklaşım içindedir. Halbuki, kendileri, masaya bırakın Kıbrıs Türk tarafının beğeneceği öneriler getirmeyi, yerleşmiş BM parametrelerine ve bugüne kadar elde edilen yakınlaşmalara dahi ters düşen maksimalist öneriler getirmektedir.”

Osman Ertuğ, bunun en bariz örneğinin; Rumların, “federal yürütmeyle ilgili olarak masaya getirdikleri ve diğer şeyler yanında dönüşümlü başkanlığı reddeden öneri”, diğer bir örneğin ise; “eskiden beri var olan Dışişleri ve AB Bakanlıklarının farklı Kurucu Devletlerden geleceği şeklindeki BM parametresi” olduğuna dikkat çekti . Ertuğ, Kıbrıs Rum tarafının bu yerleşmiş parametreyi reddettiğini, hatta AB Bakanlığı’nın Bakanlık değil Müsteşarlık düzeyinde olmasını öngördüğünü ifade ederek, “Sayın Kasulidis’in ‘uç öneriler’ diye atıfta bulunduğu önerilerden bazıları herhalde bunlardır. Çünkü Kıbrıs Türk tarafı uç öneriler değil, makul ve üzerinde mutabık kalınan yakınlaşmalarla 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama’ya uygun öneriler yapmaktadır” dedi.

Diğer yandan, Rum Sözcü Hristodulidis’in, Maraş konusunun “hala açık olduğunu ve çabaların en kısa zamanda yeniden başlayacağını” söylediğini ifade eden Ertuğ, Kıbrıs Rum tarafının bir yandan bu konunun kapsamlı çözüme yardımcı olacağını iddia ederken, diğer yandan da kapsamlı çözüm konusunda önlerini görmeyi sağlayacak yol haritasını oluşturmaktan kaçınmasının tam bir çelişki olduğunu vurguladı.

“BİZİ KAPSAMLI ÇÖZÜME GÖTÜRECEK BÜYÜK RESİM”

Kıbrıs Rum tarafı kapsamlı çözüm konusunda samimiyse, kendilerini sonuca götürecek ana yoldan ayrılmaması ve yan yollara sapmaması gerektiğini belirten Ertuğ, şöyle devam etti:

“Toprak ayarlamaları başlığının harita ve rakam boyutlarının en son görüşülecek konular olduğu hususunda mutabakat vardır ve bu BM Genel Sekreteri’nin ilgili raporuna da girmiştir. Bu, toprak konusunun görüşülmediği anlamına gelmez, çünkü bu başlığın kriterleri görüşülmüştür ve daha da görüşülecektir. Kaldı ki, bu konuda Kıbrıs Türk tarafının sorduğu sorulara Kıbrıs Rum tarafı henüz yanıt dahi vermemiştir.

Güvenlik ve Garantiler başlığının bütün boyutlarıyla ve garantörlerin de katılımıyla Çok Taraflı Toplantı’da ele alınması ise hukuki bir gereksinim ve bir mantık gereğidir, çünkü Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık üç garantör devlet olup, onlar da Garanti Antlaşması’na taraftır.

Biz bütün bu konuları görüşmeye ve sonuçlandırmaya hazır olduğumuzu, bunun için, adı ne olursa olsun, bir yol haritasının belirlenip, referandum tarihlerinin de saptanabileceği Çok Taraflı Toplantı’nın yapılması gerektiğini tekrar tekrar vurguladık.

Bizi kapsamlı bir çözüme götürecek büyük resim budur. Yoksa Kıbrıs Rum tarafının sadece kendi istediği konuları masaya getirmesi ve bugüne kadar elde edilen yakınlaşmalar içerisinden kendi beğendiklerini seçip diğerlerini dışta bırakmasıyla bir yere varılamaz. Bu konuda yazılıp söylenenlerin Kıbrıs Rum tarafının seçici ve uzlaşmaz tavrını ört bas etmek için yapıldığı ortadadır. Kendilerini bir an önce bu konuda yapıcı bir tutum sergilemeye ve suçlama oyununa son vermeye davet ediyoruz.”
Editör: TE Bilisim