Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını koruyan bir antlaşamaya hiç çekinmeden imza koyabileceğini belirtti.

Kıbrıs konusunda taraflar arasında bir anlaşmaya varılması zamanının geldiği, hatta bunda geç kalındığı görüşünde samimi olduğunu söyleyen Eroğlu, “Kıbrıs Davası hepimizin ortak davasıdır ve bu davanın Kıbrıs Türk halkının daha fazla mağdur edilmesini önleyecek şekilde bir an evvel tarafların uzlaşısı ile sonuca bağlanması herkesin başlıca hedefi olmalıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugün yaptığı açıklamada, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın kendisini “uzlaşma istemeyen taraf” olarak gösterme çabalarının gerçekleri yansıtmadığını kaydetti.

Eroğlu, Talat’ın siyasetin içinde kalmaya çalışmasını, hatta gizli gizli seçim çalışması yürütmesini doğal karşılamakla beraber görüşme süreci ve kendisinin tutumu hakkındaki açıklamalarını yanıltıcı bulduğunu kaydetti.

“ZARAR VERMEYE BAŞLADI”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Akil adam olarak ülke sorunlarının aşılmasına katkıda bulunmak istediğini,ancak aktif siyasetten uzak duracağını belirterek devletten ofis sağlayan Sayın 2’nci Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat’la polemiğe girmek istemiyorum ama söyledikleri o boyuta vardı ki artık bir yanıt vermek şart oldu. Ne yazık ki Sayın Talat’ın bizi giderek artan bir dozda uzlaşmazlıkla suçlaması ve demeçlerimizi çarpıtarak tezini güçlendirmeye çalışması Kıbrıs Türk Halkı’nın hak ve çıkarlarını korumak için çeşitli uluslararası nitelikli görüşmeler yapan bizlere zarar vermeye başlamıştır”

“Antlaşma istediğini, takvime bağlı bir görüşme süreci ile sonuca gitmeye hazır olduğunu” vurguladığı bir demecinin sonunda yer alan “eğer anlaşamıyorsak, bunda anlaşmak da bir anlaşmadır” ifadelerinin, diğer söyledikleri göz ardı edilerek, polemik malzemesi yapıldığını kaydeden Eroğlu, bunu yadırgadığını belirtti.

“RUM TARAFI OYALAMA TAKTİKLERİNE BAŞVURUYOR”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Rum lideri Anastasiadis’in söyledikleri ortadadır. Biz sayın Anastasiadis’e bir an önce görüşmelere başlamaya ve sonuç alıcı müzakereler yapmaya hazır olduğumuzu bildirmiş durumdayız. Onun yanıtını ise Rum basınından öğrendik. Rum tarafı hala oylama taktiklerine başvurmakta ve statükodan yararlanmaktadır” dedi.

Eroğlu, “Mağdur olan taraf biziz ve Rum tarafı bir taraftan bu mağduriyetin devamı sağlarken diğer taraftan bizlerin  gün gele yapacağımız bir hata ile Kıbrıs konusunda istediklerini elde edebilme şansını elde etmeyi kollamaktadır. Kıbrıs’ta bir antlaşamaya varılamıyorsa bunun başlıca sorumluları hala egemenliğini tüm Kıbrıs’a yayabileceğini sanan Rum tarafı ile onun bu niyetine takınacakları siyasi tavırla dur demeyenlerdir” şeklinde devam etti.

“TALAT NİYE BİR YERE VARAMADI?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:

“Madem ki Rum tarafı ile antlaşma o kadar kolaydır neden Sayın Talat 2 yıl boyunca o dönemin Rum lideri Dimitris Hristofyas ile yoğunlaştırılmış görüşmeler yapmasına rağmen bir yere varamadı? Rumların AB’deki tutumunu eleştiren ve ‘ellerinde olsa bizim nefes borumuzu keserler’ diyen Sayın Talat değil miydi? Rumlarla görüşmeleri iyi gitmeyince, ‘ben antlaşma için elimden geleni yaptım ama olmuyor, Sarayönü’nde kendimi mi asayım?’ diye yakınan da yine Sayın Talat’tı. Dolayısıyla sadece bizim istemimizle Kıbrıs konusunda bir antlaşamaya varılamayacağını en az benim kadar Sayın Talat’ın da bildiğinden eminim. Sayın Talat’ın üzerinde durmak istediği nokta gayret sarf etmemiz ve Dünyaya kendimizi iyi anlatmamız ise bu konuda içi rahat olsun. Biz samimiyiz. Kıbrıs Türk Halkı’nı 1974 öncesine götürmeyecek, Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs’la ilgili tarihi hak ve çıkarlarını gözeten, var olan gerçeklere dayalı yaşayabilir bir antlaşma için yapıcı davranacak elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bıkmadan usanmadan, toplumun tüm dinamiklerini harekete geçirerek nereye gitmemiz gerekirse gidecek, bize kapısını açmaya hazır olan kimse onlarla temas edecek ve barışçı düşüncelerimizi, çabalarımızı onlara anlatacağız. Ben Sayın Talat’a karşı da hep samimi bir tutum içinde oldum. Zaman zaman bir araya gelerek gelişmeleri kendisine anlattım, görüşlerini dinledim. Önümüzdeki süreçte kendisi ile diyalogumu sürdürecek ve mutlaka onun görüş ve düşüncelerinden de istifade etme yoluna gideceğim.”

Editör: TE Bilisim