Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının kalıcı, yaşayabilir var olan
gerçeklere dayalı bir antlaşma istediğini ancak sırf birileri memnun olacak diye Rum
liderliğinin her isteğine evet demeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rumların masadaki aşırı taleplerinin, çözüm noktasında istekli
olmadıklarının bir göstergesi olduğunu söyledi.
Derviş Eroğlu, 1974’ten günümüzde 40 geçtiği ve takvimin yerinde durmadığının
altını çizerek, anlaşmanın, geçmişi aratmayacak ve bugünü yok saymayacak bir anlaşma
olması gerektiğini ifade etti.
Rum lider Anastasiadis’in kısa bir süre önce New York’ta kalp ameliyatı geçirdiğini
anımsatan Cumhurbaşkanı Eroğlu,”İnşallah en kısa sürede sağlığına kavuşarak masaya gelir
ve çözüm için adımları atarız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı, başlatmış olduğu Halkı Bilgilendirme Toplantıları çerçevesinde dün
akşam, Beyarmudu Belediyesi Kültür Merkezi’nde Kıbrıs konusunda bölge halkını
bilgilendirdi.
Eroğlu konuşmasının başında, 2010’daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde,
Cumhurbaşkanlığı makamının halka açılacağını söylediğini anımsatarak, “Seçildiğim gün de
kapılar halka açılmıştır. Belki bu süreçte çok fazla aranızda olamadım. Ama mühim olan
halkın Cumhurbaşkanlığı makamına ulaşmasıdır” dedi.
Masada Rumlarla müzakere ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, masada BM
yetkililerinin de olduğunu söyledi. “Bu görüşmelere giderken, bunun 34
günlük hazırlık
süreci var” diyen Eroğlu, bunun dışında Kıbrıs’taki yabancı temsilciliklerle de haftada birkaç
kez görüşmeler yaptığını söyledi.
“GÖREVİMİN BİLİNCİNDEYİM”
Halkın adına görev yaptığının bilincinde olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı
Derviş Eroğlu, gerek milletvekili, gerek başbakan, gerekse de Cumhurbaşkanı olarak halk
adına görev yaptığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça şahsına yönelik saldırılar yapılacağının
bilincinde olduğuna da dikkat çeken Eroğlu “Ama bu görev sürecinde görevimin
bilincindeyim” dedi.
Rum lider Anastasiadis’in kısa bir süre önce New York’ta kalp ameliyatı geçirdiğini
anımsatan Cumhurbaşkanı Eroğlu,”İnşallah en kısa sürede sağlığına kavuşarak masaya gelir
ve çözüm için adımları atarız” diye konuştu.
EROĞLU MASAYA OTURMAYACAK
DEDİLER AMA MASADAN RUMLAR KAÇTI
“2010 Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde dış basında “Eroğlu seçimi kazanırsa
müzakereler duracak” diye yazıldığını hatırlatan Derviş Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama seçilir seçilmez müzakere masasına oturmadan BM Genel Sekreteri’ne mektup
yazarak müzakerelere kaldığı yerden devam edeceğimi söylemiştim. Ancak içimizde de
bazıları, Rumların masadan kaçtığı bu ortamda bile beni çözüm istememekle suçluyor. Eroğlu
uzlaşmaz. Yani ben masada otururken bazı çevrelerin Eroğlu uzlaşmaz sözleri, Rumların
iştahını kabartıyor.”
“GEÇMİŞİ ARATMAYACAK BUGÜNÜ YOK SAYMAYACAK BİR ANLAŞMA”
Müzakere masasında, Kıbrıslı Türklere geçmişi aratmayacak bir ama bugünkü durumu
da yok saymayacak bir anlaşma arayışı içinde olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Derviş
Eroğlu, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi içerisinde, Kıbrıs Türk halkını daha güzel günlere
götürecek bir anlaşma arayışı içinde olduğunu belirtti.
“Biz masadayız” diyen Eroğlu, masadan kalkan tarafın Rum liderliği olduğunu
söyledi. Anastasiadis’in gerekçe olarak da Akdeniz’de sismik araştırma yapan Barbaros
Hayrettin Gemisi’nin gösterildiğini belirtti.
Eroğlu bir hatırlatmada bulunarak, müzakerelerin sürdüğü bir ortamda Piri Reis isimli
geminin, Barbaros Hayrettin sismik araştırma gemisinden önce denizde Kıbrıslı Türkler adına
araştırma yaptığının altını çizdi.
Eroğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“ATACAĞIMIZ ADIMLAR OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİK”
“Genel Sekreter’in yeni özel danışmanı bu süreçte Kıbrıs’a geldi ve biz üçüncü
safhaya geçmiştik. Bu da karşılıklı pazarlıkların olacağı bir süreçti. Böyle bir dönemde
Anastasidis gemileri bahane ederek masadan kalmıştır. Sonrasında Atina’ya gitti. Adaya gelir
gelmez BM Genel Sekreteri’ne mektup yazarak bu durumda görüşmelere devam
edemeyeceğini bildirmiştir. Barbaros gemisi, Akdeniz’de bizim adımıza araştırma yapıyor.
Hristofyas ile görüşmeleri sürdürürken, kendisi Noble Enerji Şirketi ile anlaşma yaparak
platform getirme girişimi yapmıştı. Ben de kendisine, ‘bekleyin bir anlaşma olduktan sonra
herkes payını alsın’ önerisinde bulunmuştum. Kabul etmeyince, bizim de atacağımız adımlar
olacaktır demiştik. Neydi bu adımlar? Ankara ile görüşmeler yaparak ekiplerimiz konuyu
planlamaya başladı. İlk olarak kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması hazırladık. Ve New
York’ta Sayın Erdoğan ile bunu karşılıklı imzaladık. Hükümetimiz de ertesi günü bunu
Meclis’te onaylayarak bizim adımıza TPAO’ya Doğu Akdeniz’de araştırma hakkı verdi.”
“DOĞALGAZLA İLGİLİ ÖNERİLERİMİZİ REDDETTİLER”
Rum yönetiminin son olarak masaya dönmek için araştırma gemilerinin geri
çekilmesini ve bir daha gelmemesini istediğine dikkat çeken Eroğlu, “Böyle bir taahhüt
istediler. Bunu bize BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide aracılığıyla ilettiler.
Bunun kabul edilemeyeceğini kendilerine bildirdik” dedi.
Dönemin Rum lideri Hristofyas’ın New York’ta basına yaptığı açıklamada, bulunacak
petrol ve doğal gaz’da Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğu yönündeki açıklamalarını hatırlatan
Eroğlu, “Ben de buna karşılık olarak onlara bir dizi öneride bulunmuştum Ancak Hristofyas
bu önerilerimizi reddetti” diye konuştu.
3
Daha sonra yaptığı başka bir öneride de çıkarılacak doğalgazın bir anlaşma olsa da olmasa
da Türkiye üzerinden pazarlanmasını gündeme getirdiğini anımsatan Eroğlu, ancak
Anastasiadis’in doğalgazla ilgili herhangi bir konunun masaya getirilmesine karşı olduğunu
kaydetti.
“RUM LİDERLİĞİ YILLARCA HALKINA YALAN SÖYLEDİ”
“ARADAN GEÇEN 40 YIL GÖZ ARDI EDİLEMEZ”
1974’ten günümüzde 40 geçtiğinin altını çizen Eroğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
Rum tarafı yıllardan beridir halkına yalan söyledi. Ne dediler? Türk askeri geri
gidecek, herkes mallarına geri dönecek ve Türkiye’den gelenler geri gidecek demişlerdir. Ben
Anastasiadis’e 1974’teki Türkiye’de değil, 2014’teki Kıbrıs’ta olduğumuzu söyledim.
Aradan geçen 40 yıl göz ardı edilemez.
“Federal bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğu zaman bu devletin benim de olduğunu
anlamak için ne lazım? Dönüşümlü başkanlık lazım ki benim halkım, bu devlet benimdir
diyebilsin. Bu, BM Güvenlik Konseyi kararlarına girmiş bir parametredir. Anastasiadis’e göre
Rum başkan olacak Kıbrıslı Türk de başkan yardımcısı olacak. Peki seçimi nasıl olacak? Tek
bir listede olacak. Yani Rum, hem Rum’u seçecek hem Türk’ü seçecek. Rumlar başka ne
istiyorlar? Garanti sisteminin ortadan kalkarak BM Güvenlik Konseyi Daimi temsilcileriyle,
AB’nin garantör olmasıdır. Biz mevcut garantörlük sisteminden şimdiye kadar zarar
görmedik. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmek mümkün değildir.”
VATANDAŞLIK
Vatandaşlık konusuna da değinen Eroğlu, Türkiye’den 1975’ten itibaren gelen
vatandaşların bulunduğunu ifade ederek, “Rumlara göre bu vatandaşlarımızın Kıbrıs’ta hiçbir
hakkı yoktur. Sadece Kıbrıslı Türklerle evlenen kişiler kalacaktır. Kısaca Türkiye’den gelen
vatandaşlarımıza karşıdırlar” dedi.
MÜLKİYET
Mülkiyet konusunda da açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı, mülkiyetin masada
görüşülen 6 başlıktan biri olduğunu söyledi.
Rum liderliğinin, 1974 savaşlarından sonra160 bin göçmenlerinin olduğunu ve hepsini
yerleştirecek şekilde toprak istediğine dikkat çeken Eroğlu, “Bunu verdikten sonra, bize
kalacağını zannettiğimiz mülk, Rum tapuluysa bir anlaşmadan sonra kuzeyde kalan bu mülk
konusunda birinci hak sahibi olacağını söylüyorlar” diye konuştu.
TOPRAK
Cenevre Zirvesi’ndeki toplantısında, dönemin Rum liderliğinin “Türkler toprak
konusunu hiç görüşmüyorlar” dediğini söyleyen Derviş Eroğlu, “Onlar öyle deyince biz
kriterlerimizi ortaya koyduk. Bunun üzerine Genel Sekreter “Türk tarafı toprak konusundaki
görüşlerini ortaya koymuştur” dedi. Kriterlerimiz, mümkün olduğunca çok az insanın yer
değiştirmesiydi. Bizim göçmenimiz yoktur. Biz bütün göçmenlerimizi rehabilite ettik. Ama
siz edemediyseniz bu sizin probleminizdir dedik” şeklinde konuştu.
KÖY İSİMLERİ
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rumların toprak konusunda aşırı taleplerde bulunduğuna
işaret ederek, şu an KKTC sınırları içerisinde kalan kıyı şeridinin büyük bir bölümünü talep
ettiklerini belirtti.
Bunun yanında Ziyamet’ten itibaren Karpaz’ın tümünü, münhasır ekonomik bölge
bakımından Türkiye’nin de çıkışını kapatmak için Karpaz’ın kuzeyi ve güneyini istediklerini
söyleyen Eroğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
“Güzelyurt’tan Yeşilırmak’a kadar sahilin tümü. Mağusa’da belediye hudutlarından
başlıyorlar. Açık ve kapalı Maraş’ı istiyorlar. Akdoğan, Vadili, Paşaköy, Gaziköy ve
Haspolat’ı alıp Lefkoşa’ya kadar dayanmak istiyorlar. Sonrasında Alayköy’den devam ederek
Güzelyurt’a kadar istiyorlar. Güney Mesarya ve onun dışında tarihi eserler ve dini bölgeleri
de istiyorlar. Mesela Aziz Barnabas Kilisesi ve Salamis Harabeleri. Yeni Boğaziçi, Tuzla,
Mormenekşe. Böyle bir arsız istemleri vardır.”
“BU AŞIRI TALEPLERİ ÇÖZÜM İSTEMEDİKLERİNİ GÖSTERİYOR”
Rumların bu aşırı isteklerinin bir anlaşma iradelerinin de olmadığının göstergesi
olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “1974’ten önce neleri varsa alamayacaklarını
bilmeleri gerekir. 1974’ten bugüne 40 yıl geçti. Takdir edersiniz ki takvim durmadı. Bize
kalan tarım arazileri üzerinde gelişmeler oldu. Evler yapıldı, üniversiteler yapıldı. 1963
olaylarında devletten dışlandık. 4 Mart 1964’te BM toplanarak Barış Gücü gönderip kanın
duracağını sanarak Rumları devletin varisi yaptı. Bu karar geçici bir karar olarak alınmıştı
ama o tarihten bugüne kadar BM üyesi oldukları gibi AB üyesi de oldular. Bunlar olduktan
sonra Rumlar neden benimle anlaşma istesin?” dedi.
KKTC’nin varlığının masada elini güçlendiren en önemli unsur olduğunu belirten
Eroğlu, “Bunu söylediğim zaman uzlaşma ve anlaşma istemediğim söylenir. Ben birileri
memnun olacak diye Rum’un her isteğine evet diyecek değilim. Rumların tüm yaptıklarına
rağmen Rumlar uzlaşmazdır demiyorlar ama benim uzlaşmaz olduğumu söylüyorlar” dedi
Editör: TE Bilisim