Yeni yasama yılının hayırlı olmasını dileyen Erhürman, Türkiye’deki darbe girişimi ve özellikle meclise yapılan saldırıyı esefle kınadıklarını ifade etti.

Bugünkü konuşmaların törensel nitelikli olduğunu kaydeden Erhürman bu nedenle denetim görevi yerine getirmeyi tercih etmediğini dile getirerek, öte yandan “Meclisin anayasal yetkilerini” bir kez daha hatırlatmak gereği duyduğunu dile getirdi.

Meclisin ara verdiği dönemin anayasayla düzenlendiğine işaret eden Erhürman, “egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğuna” işaret ederek meclisin yetkilerine azami hassasiyet gösterilmesi gerektiğini anlattı.

Geçen dönemde her türlü uyarıya rağmen meclis yetkilerinin açıktan ihlal edildiğini savunan Erhürman, hükümetin 3 adet kanun hükmünde kararnameyi art arta çıkardığını belirtti.

Bunların her 3’ünün de anayasaya aykırı olduğu uyarısına rağmen bunun yapıldığını ileri süre Erhürman, yasama organının açılmasına bir buçuk ay kala Anaysasa’nın 112. maddesinde sadece ivedi ve ekonomik konularla ilgili verilen yetkiyle böyle bir uygulama yapılmasının meclisin anayasal yetkilerini ihlal etmek yanında meclisi gereksiz bir kuruma dönüştürmek olduğunu savundu.

“Öyle olursa biz de anayasa mahkemesine başvururuz ve anayasa mahkemesini de kendi tarihi boyunca çok da tercih etmediği bir yöntemle yasa gücünde kararnamelerle ilgili ara emri vermek durumunda bırakırsınız” diyen Erhürman, böyle durumlarda ara emri vermenin bile sorunları çözmediğini çünkü anayasa mahkemesi kararına kadar olan işlemlerin geçerliliğini korurken sonrakilerin geçersiz hale geldiğini anlattı.

Bu konuların muhalefet partileriyle tartışılmadığını anlatan Erhürman, “Bu konular muhalefetle müzakere edilmiş olsaydı belki ortak bir noktaya gelinebilirdi” dedi.

“Siz meclisi bypass ederek bunu yaparsanız karşısında kalacağımız hukuki peşmekeş de bu olur” diyen Erhürman, halk karşısında bu aflara karşı çıkar gibi bir pozisyonda bırakıldıklarını anlattı.

HUKUK MEVZUATI

Bundan sonra bu konularda bu şekilde özensiz davranılmamasını dileyen Erhürman 15 ağustos tarihli resmi gazetede yayınlanan yabancıların çalışma izinleriyle ilgili yasa gücünde kararnamedeki bir maddenin 16 satırdan oluştuğuna işaret etti.

Böyle bir cümleyle hukuk mevzuatına hüküm konamayacağını dile getiren Erhürman, bu madde meclise gelmiş olsa böyle bir durumla karşılaşılmayacağını anlattı.

“Umarım hükümet bunun savunmasını yapmaz” diyen Erhürman, bunun savunması olan bir durum olmadığını savundu.

Girne Emirnamesi konusuna da değinen Erhürman, Meclis’ten oybirliğiyle geçen İyi İdare Yasasına göre çevre ve imarla ilgili kararlarda danışma toplantısı yapılması gerektiğine işaret etti. Öte yandan bu danışma toplantısının doğru düzgün şekilde yapılmadığını anlatan Erhürman, konuyla ilgili sürecin kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Yurttaşlık yasasının 9. madde 1. fıkrasının c bendinde yurttaşlığa alınmakla ilgili “Bakanlar Kurulu’nca zorunlu görülenler yurttaşlığa alınır” ifadesini eleştiren Erhürman, “Bu kadar keyfi bir madde olamaz” dedi.

Resmi gazetede “… isimli kişinin sabıka kaydı sağlık kaydının olumlu gelmesi halinde yurttaş yapılması koşuluyla vatandaşlığa alınmasına karar verildi” ifadesiyle yer alan kararları da eleştiren Erhürman, hükümetin işlemlerine karşı açılan ve kazanılan davalara işaret etti.

Koordinasyon Ofisi konusundaki anlaşmanın gece 2’ye kadar görüşülerek geçirildiğine işaret eden Erhürman, görüşmelerde hukuki sorunlara işaret edildiğini söyledi.

“Bize biz de hukuki sorunların farkındayız ama geçirelim çok kısa süre içinde ek sözleşmeyle bu anomaliyi çözeceğiz dendi” şeklinde konuşan Erhürman, sonuçta konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşındığını ve Anayasa Mahkemesi’nin ilk kez böyle bir anlaşmanın anayasaya aykırı olduğu kararını almak durumunda kaldığını söyledi.

Dünyada hiçbir anayasa mahkemesinin böyle iki ülkenin ilişkileriyle ilgili bir konuya girmek istemeyeceğini söyleyen Erhürman, “Şimdi akıllardan geçen, yurtlarla ilgili bir başka anlaşmayı meclise getirip benzeri bir tartışma yaratmak. Böyle bir sürece girilmesin” diye konuştu.

“Sunat Atun’un birkaç gündür gazetelerde elektrikte yapılacak girişimlerden bahsettiğini okuyoruz, biz bu uluslararası anlaşmalar konusunda Türkiye Cumhuriyeti ile gereksiz yere yaşanan sıkıntıların bir de burada yaşanmasını istemiyoruz” diyen Erhürman, CTP’nin mevcut izole yapıyı büyük sisteme bağlamak üzere yapılacak adımları desteklediğini kaydetti.

Bu adımlar için yapılacak sözleşmelerin ya da protokollerin nasıl yapılacağının, bu anlaşmaya hangi maddelerin konacağının Meclis’le tartışılmasını isteyen Erhürman, Hiç olmazsa bunun ana hatlarıyla Meclis’e getirilmesini, ekonomik fizibilitesi olup olmadığının ortaya çıkarılmasını istedi.

“Protokolü imzalayıp meclise getirip, reddedenler ve kabul ederek diye bizi ikiye bölmeye çalışmayın” diyen Erhürman, tam metin görmeyi talep etmediğini, gerçekten murad edilen sonuca ulaştıracak bir metin görmek istediklerini dile getirdi.

“Su ne kadar önemliyse elektrik de o kadar önemli” diyen Erhürman, “Bunlar çalakalem yapılacak işler değildir” diye konuştu.

CUMHURBAŞKANLARI

Bugünkü törene 3 cumhurbaşkanının katıldığına işaret eden Erhürman, hepsinin üzerinde durduğu müzakere parametrelerinin aynı olduğuna işaret etti.

“Biz CTP olarak her 3 cumhurbaşkanımızın da altında imzası olan bu çerçeveyi gönülden destekliyoruz” diyen Erhürman, şu anki müzakerelerin de bu çerçevede yürütüldüğüne inandıklarını dile getirdi.

Bu inanca tutanakları okuyarak, toplantılara katılarak, bilgilendirilerek vardıklarını anlatan Erhürman, Akıncı ve ekibinin yürüttüğü müzakerelere yönelik eleştirilerin dayanaklarıyla yapılmasını istedi.

“Çok hassas bir dönemden geçiyoruz, katılmıyorsanız neye katılmadığınızı niçin katılmadığınızı nasıl olması gerektiğini devlet ciddiyetine uyan uygun bir üslupla ifade etmenizi gerekir” diyen Erhürman, aksi halkta gereksiz endişe ve gereksiz korku yaratılacağını kaydetti.

Erhürman konuşmasını “Hukukun üstünlüğünün ihlal edildiği noktada demokrasi de yaşamaz” diyerek bitirdi.
Editör: TE Bilisim