Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, YSK Başkanı Narin Ferdi
Şefik’in Nisan ayı sonuna kadar seçim tarihinin belirlenmesi gerektiği yönünde açıklamada
bulunduğunu, eğer bu yapılmazsa Haziran ayında ara seçimin gündeme geleceğini vurguladı.
CTP lideri Tufan Erhürman, BRT’de katıldığı “Burası Önemli” programında Levent Kutay’ın
sorularını yanıtladı. Meclis’te çok ezelden beri gelişmiş bir teamül olduğunu söyleyen
Erhürman, bu teamüllerde Meclis’in nisabını iktidarın sağlamasının olduğunu, CTP’nin de son
dönemde Perşembe günleri açısından bu teamülleri değiştirdiğini vurguladı ve “Biz
muhalefet olarak doğrudan doğruya kendimiz nisap veriyoruz, Meclis bir an önce açılsın diye.
Ama Pazartesi günleri yasama günleridir. Yasama sorumluluğu da esas itibarıyla
hükümettedir. Çünkü onlardan geliyor yasa tasarıları. O zaman da gelen yasa tasarılarına
muhalefet karşı olabiliyor ve ret oyu kullanabiliyor. Bunun istisnası yok mudur? Vardır. Yakın
zamanda biz de yaptık bunu. Sayın Çalışma Bakanımız bir operasyon geçirmişti. Sabahleyin
beni aradı ve mazeretini bildirdi. Biz de yardımcı olduk” dedi. Hükümetin azınlık hükümeti
olarak kurulmasının bilinciyle hareket edilmediğini söyleyen Erhürman, “Bu durumda siz bir
azınlık hükümeti olduğunuz bilinciyle davranmayacaksınız. Uluslararası anlaşma imzalarken,
yasaları Meclis’e getirirken, sanki de rahat bir çoğunluğa sahip bir hükümetmiş gibi
davranacaksınız, ondan sonra da nisap meselesi gündeme geldiğinde, dönüp muhalefeti
sorumlu tutacaksınız. Bu anlaşılabilir bir şey değildir” dedi.
“BU ÜLKE YÖNETİLEMİYOR”
Hükümetin kendi içinde bütünlüğü olmadığını söyleyen Erhürman, “Bir azınlık hükümetinin
kendi içinde bir bütünlüğü yoksa o hükümetin zaten yola devam etmemesi gerekir. Bu
hükümetin yola devam etmemesi gerektiği ve milletvekilleri açısından karşılıklı güvensizlik
içerisinde olduğu Sayın Ersan Saner tarafından, Meclis kürsüsünden dile getirilmiş bir şeydir.
Şimdi nedense herkes bunu unutturmaya çalıştırıyor. Başbakan Meclis kürsüsüne çıkıp, ‘Bu iş
olmayacak erken seçime gidiyoruz. Tarih belirlesin muhalefet’ demiştir. Ondan sonra da
sanki de böyle bir şey söylenmemiş gibi yapılmaya başlandı. Biz zaten bu ülkenin
yönetilmediğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyoruz. Bu muhalefet, hem ‘Bu ülkenin
yönetilmediğini’ söyleyecek, hem de bu hükümete koltuk değneği olacak? Nerede görüldü
böyle bir şey? Biz hükümette olduğumuz dönemde, UBP’nin nasıl davrandığını görmedik
mi?” diye sordu. Erken seçim konusunda da açıklamalarda bulunan Erhürman, mümkün olan
tarihin Haziran olduğunu vurguladı. Başbakan Ersan Saner’in Meclis kürsüsünde muhalefete
‘erken seçim tarihini belirleyin’ çağrısı yaptığını hatırlatan Erhürman, “Biz de bunun üzerine
bu erken seçimin, öyle hükümet programında yazdığı şekilde değil, Ekim’den önce yapılması
gerektiğini söyledik. Mümkün olan tarih de şu anda Haziran sonu gibi görülüyor” dedi.
“HAZİRAN SONU ERKEN SEÇİM”
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik’in Nisan ayı sonuna kadar seçim tarihinin
belirlenmesi gerektiği yönünde açıklamada bulunduğunu söyleyen Erhürman, eğer bu
yapılmazsa Haziran ayında ara seçimin gündeme geleceğini vurguladı. Erhürman, “Haziran’da
bir milletvekili için bütün ülke çapında ara seçime gitmek demek, bütün partiler sahaya
inecek, bir milletvekili de olsa, herkes o bir milletvekilini almaya çalışacak. Alamayacağını
düşünenler de oy potansiyellerini yükseltmeye çalışacak ki, var olan pozisyonlarını
koruyabilsinler demektir. Zaten ülke bir seçim çalkantısı içine girecek. O zaman ne diye biz,

bir milletvekili için seçim yapalım, üç ay sonra da bütün milletvekilleri için seçim yapalım?
Böyle bir mantık olabilir mi? Bir an önce bu erken seçim tartışmasının da Meclis’te yapılması
gerekmektedir” dedi.
“ÜLKEDE SAĞLIK KRİZİNİN YANINDA, EKONOMİK ANLAMDA DA CİDDİ BİR KRİZ VAR”
Ülkede sağlık krizinin yanında, ekonomik anlamda çok ciddi kriz olduğunu söyleyen
Erhürman, özel sektör emekçilerinin büyük çoğunluğunun ya işsiz kaldığını, ya da ödeneksiz
izin adı altında evinde oturup, işe gitmediğini, ya dönüşümlü olarak çalıştığını ama aldığı
maaşın düştüğünü vurguladı. Turizm ve eğitimde de ciddi sorunlar ve belirsizlikler olduğunu
söyleyen Erhürman, “Bütün bunlar ortada dururken, bu hükümet bize diyor ki, ‘Bizim
kurultaylarımız var ve biz motive olamıyoruz. Kurultaylar bizim, motivasyonumuzu bozuyor’.
Bu lafları ben kullanmadım. Başbakan Yardımcısı kullandı. Bu ülkeyi yönetmekle görevli
olanların, kurultayları nedeniyle, motivasyonlarının düşmesi lüksümüz mü var? Bu halk
gerçekten canıyla uğraşıyor. Çünkü sendikası olmayan, kendini ifade etmekte güçlük çeken,
işini kaybetme riski dolayısıyla, sosyal medyada bile yazmaktan çekinen çok geniş bir kesim
var” dedi.
“PROTOKOL İMZALANIRKEN MECLİS’İN VE MUHALEFETİN HİÇBİR GÖRÜŞÜ ALINMADI”
Türkiye ile imzalanan Ekonomi ve İktisadi İşbirliği Protokolü’nün çok kritik bir dönemde
imzalandığını söyleyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının dış kaynağa ihtiyaç duyduğu ve bu dış
kaynağa güvenceli bir şekilde almak zorunda olduğu bir dönemde bu protokolün
imzalandığını vurguladı. Protokol imzalanırken, Meclis’in ve muhalefetin hiçbir şekilde
görüşünün alınmadığını da söyleyen Erhürman, “Biz protokol imzalanmadan önce Meclis
kürsüsünden, defalarca birkaç noktasın altını çizdik. ‘Bu dönemde bu memleketin ne ihtiyacı
olduğu belli. Her kaç paraysa Türkiye Cumhuriyeti’nin bize ayıracağı rakam, zaten bütçe
görüşmeleri yapılırken 2 buçuk milyarlık rakamı biliyorduk. Bu rakam kalacaksa bile, esas
aslan payının özel sektör emekçileri, esnaf ve özel sektör noktasında olması gerektiğini
unutmayın. Ve bu aslan payının hibe olması gerektiğini unutmayın, çünkü insanlar borç
sarmalının içerisine girdi, borcu borçla ödemeye çalışıyorlar ve bu bizi batıracaktır’ dedik.

Editör: TE Bilisim