Rum tarafının Erenköy’e kara sınır kapısından geçişlere araç ve yolcu sayısı bakımından kısıtlamalar getirdiğini, kendilerinin ise buna tepki koyarak, “ya hep ya hiç’’ prensibi ile hareket ettiklerini kaydeden Arıkan, “Sınır kapısında saatlerce bekledikten sonra bize bizim talebimiz doğrultusunda izin verildi. Bu nedenle Erenköy deki anma töreni bir buçuk saat geç yapılmıştır” dedi.

Bu süre içinde Erenköy’e gitmek için bekleyenlere gösterdikleri birlik ve anlayış için teşekkür eden Arıkan, “Bizler 8 Ağustoslarda Erenköy'de şehit verdiğimiz kardeşlerimizi anmak ve kurtuluşumuzu yad etmek için oraya gidiyoruz” dedi.

Erenköy Mücahitleri Cemiyeti Başkanı Mustafa Arıkan’ın yazılı açıklaması şöyle:

“08.08.2017 tarihinde Erenköy Şehitlerinin Anma Töreni, mutad olduğu gibi bu yıl da yapılmıştır.

Anma törenine katılacak olan vatandaşların ulaşımı cemiyetimizin yapmış olduğu bir organizasyon sonucu gerçekleşmiştir. Kamuoyumuzun malumu olduğu gibi, Rumlar sınır kapısında gidişimize araç ve yolcu sayısı bakımından kısıtlamalar getirdi. Biz de bu kısıtlamalarI ‘’ya hep ya hiç’’ prensibi ile reddettik.

Sınır kapısında saatlerce bekledikten sonra bize bizim talebimiz doğrultusunda izin verildi. Bu nedenle Erenköy deki anma töreni bir buçuk saat geç yapılmıştır.

Bu süreçte Rum tarafından gelip Türk tarafına geçmek isteyen Rumlar da bu haklarını kullanmışlardır.

Bu süre içinde Erenköy’e gidecek olan vatandaşlarımızın göstermiş olduğu birlik, anlayış ve hiçbir taşkınlık yapmayıp polis güçlerimize yardımcı olmuş olmalarından dolayı onlara teşekkür ederiz.                                        

Türk toplumunun en tabii hakkı ve geçmişte iki toplum liderlerinin prensip anlaşmalarına vardıkları koşullara uygun olarak sonuçlanan anma törenimiz sonrasında çeşitli kesimlerden tepkiler gelmiştir.

Başta Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından, yıllarca yapılmış olan bu törenler neden bugün ve hangi sebeplerden protesto edilmiştir? Anlamak mümkün değildir.

Bu arada Rum tarafından da çeşitli şekillerde protesto sesleri çıkarken bir kısım çatlak sesler de bizim taraftan da maalesef çıkmıştır. Bunlar bizi üzmüştür.

1964 Ağustosunda Rumlar bizlere çoğunluğunun Yunan askerlerinden oluşan 12-15 bin kişilik bir askeri güçle denizden, havadan ve karadan bizleri imha etmeye çalıştılar.

Bizlerin imha edilmesi onların tabiri ile denize dökülüşümüzü göstermek için binlerce sivili de araçlarla yüksek tepelere seyretmeye getirmişlerdi.

Erenköy bölgesinin beş Türk köyünü müdafaa eden biz mücahitler maalesef 4 köyü boşaltmak zorunda kalmıştık. Ölüm pahasına, Rum’a esir düşmektense çeşitli mücadele yolları araştırılırken, komutanlığın; ‘’Gelirseniz bizi kurtarırsınız. Gelmezseniz bize elveda. Vatan sağ olsun’’ son telgrafı üzerine Anavatan, Rumları öldürmek için değil bizleri kurtarmak için hava harekatında bulunmuşlardır.

Anavatanın hava harekatı bu maksatla yapılmıştır. Gelmemiş olsalardı  bizlerin ne olacağını sizler düşünün. Bizler nasıl mücadele edeceğimizi son ana kadar vatan müdafaasında olacağımızı düşündük

Anavatan, çok büyük bir katliamı önlemek için 1960 Uluslararası Kıbrıs Anlaşmalarına göre müdahale etmiştir.

Bizler 8 Ağustoslarda Erenköy de şehit verdiğimiz kardeşlerimizi anmak ve kurtuluşumuzu yad etmek için oraya gidiyoruz.

Çıkan çatlak seslere karşı bu duygularımızı sizlerle paylaşmak istedik.”

Editör: TE Bilisim